Türkler’i bölmeyin

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Minik bir Türk çocuğu barikat arkasındaki insan birikiminin en önünde. Alnını çeviren yün banta ayyıldızlar işlenmiş. Elinde bir kağıt Türk bayrağı, aklına esince iki yana sallıyor. Az ötede havaya dikili bir poster. Üstünde Siirt'in Derince mezrasında PKK'nin karnından kurşunlayarak öldürdüğü bebeğin resmi. Cansız bedene Apo'nun keyifle gülen bir resmi monte edilmiş. Minik çocuk kurşun deliğinde kan pıhtılaşmış bebek posterinden uzun süre bakışlarını alamıyor. Acaba aklından ne geçiyor ? Belki de ölü bebek yanında pos bıyıklı koca adam niye böyle sırıtıyor diye düşünüyor. Genç Türklerin (Young Turks) Tulga'sı kalabalığı yeniden ‘‘Türkiye, Türkiye’’ sloganıyla coşturuyor. Çocuk posteri unutup ince sesiyle koroya katılıyor.

Sloganlar birbirini takip ediyor ‘‘Terörü kucaklayan İtalya, utan’’, ‘‘Apo öldürür, İtalya affeder’’, ‘‘ Roma'yı yakarız, Apo'yu alırız.' İtalyan Misyonu otel, ofis içeren gökdelen içinde. Duvar boyu camlarda yankılanan haykırışlar caddeye taşıyor. New York'taki Türklerin İtalya'yı protesto gösterisine katılanlara bakıyorum. Kız-erkekli gençler çoğunlukta, esnaftan tanıdık simalar, çocuklarıyla gelen ev kadınları var barikatlar ardında. Ama nereden sayarsan say beş, altı yüz kişilik bir katılım bu. Oysa konu önemli; Türkiye'nin altını oymaya ahdetmiş PKK terörüyle ilgili. Türkler geride eşikte, beşikte demeden çoğu Kürt kökenli 30 bin vatandaşımızın kanını bırakıp kaçan Apo'ya kucak açan İtalya'yı kınamak için toplanmışlar. Sayımız bu kadar az olmamalıydı.

Türkevi'nde içkili, bol mezeli davetler aklıma geliyor. Süslü kadınlar, iyi giyimli erkekler dolu. Bir de krema sayılan grup var. Şirket sahibi, bankacı, doktor, mühendis gibi paralı mesleklere mensup olanlar. Bunlar gösteriye geldiler de biz mi göremedik ? Ya Türkevi'ndeki dışişleri ve diğer bakanlık mensupları ? Resmi memur olmak Türk haklarının sokakta savunulmasını izlemeye engel mi? New York'ta yüksek eğitim gören öğrencilerimizin sayısı bir kaç bin. Çok azı pazar rehavetinden kurtulup gelmiş. Katılım azlığında ‘‘Federasyon‘‘ krizi de önemli faktör oldu.

DERNEKLER ARASI KAVGA

Amerika'a Türk varlığının yaşatılması için kurulan ‘‘Federasyon’’ sarsıntı içinde. 20 küsur derneği bir şemsiye altında toplayan bu kuruluş iktidar çekişmesi yüzünden giderek yıpranıyor. Federasyon yönetiminden memnun olmayan bir grup derneğin ayrı bir yapıda toplanması ulusal birliğimizi tehdit ediyor. Dernekler arası kavga Türk bireylerini kolektif girişimlerden soğutuyor. Son Türk Günü Yürüyüşü'nün beklentiler gerisine düşmesi, Cumhuriyet Bayramı Balosu'nun ilk kez yapılmayışı, terör kınama gösterisine iştirak azlığı da vahim gelişmelerden önemli örnekler.

Yeni Dünya'da Azeri'den Boşnak'a, Kıbrıs, Kırım, Karaçay'lı ve Anadolu Türk'üne ortak kökenli yüzlerce bin insanımız yaşıyor. Çeşitli yoldan buraya kapağı atanlar yanısıra göçmen lotaryası da Türk nüfusunu giderek artırıyor.

Komşularıyla ciddi sorunlar yaşayan, Avrupa'nın içine almaya yanaşmadığı, Arap-Müslüman aleminin sıcak bakmadığı Türkiye için Amerika başta gelen dost ve müttefiki. Ekonomiden savunmaya en yoğun işbirliği sürdürdüğümüz ülke. Beyaz Saray, Kongre, basın ve kamuoyuna yönelik Türk varlığının vurgulanması, anavatan yararlarının korunması, Türkiye'ye hasım güçlere karşı mücadelede birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.

New York'taki yetkililerin tabanda-tavanda ayrımı yapmadan Türkleri birbirine ısındırma, birleştirme girişimlerine acilen başlamaları gerekiyor. Federasyon çekişmesinde ise iş Washington'a düşüyor. Büyükelçi Baki İlkin'in ‘‘ağabey’’ sıfatıyla duruma el koyup uzlaşma yolları araması lazım. New York iki federasyon kaldırmaz, bölünme felaket olur. Sayın İlkin eminiz, 30 yıllık Federasyon'un kendi döneminde parçalandığını görmek istemeyecektir.

Yazarın Tüm Yazıları