Newyork Newyork

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Caz nereye gitti?

EVİMİN önünde okul otobüsünü bekleyen 10-12 yaşlarında ikisi erkek üç öğrenciye ‘‘Britney Spears, Christina Aguilera, Ricky Martin, N'SYNC, Marc Anthony ne iş yaparlar?’’ sorusunu yönelttiğimde çehrelerinde ‘‘Bu adam Ay'dan mı indi?’’ ifadesi belirdi. Sorumu tekrarlayınca bu şöhretli popçuların liste başı şarkılarını, hayat hikayelerini sıralamaya başladılar. Merak ederek yanımıza gelen arkadaşları da ezbere şiir okurcasına aldıkları ödülleri, altın plaklarını, hangi yemekleri sevdiklerini anlattılar.

Peki Billie Holiday, Dizzy Gillespie, Duke Ellington, Louis Armstrong'u duydunuz mu?'' dediğimde bön bön baktılar. Okul otobüsü gelinceye kadar tek laf etmediler.

İkinci sorumu yanlış yaş grubuna sorduğum kesin. Orta yaş üstündekiler saydığım isimlerin caz müzisyeni olduklarını söyleyecekler. Ama iki caz parçası adını sorsam, zorlanacaklar. ‘Caz’ anavatanı Amerika'da uzun zamandır popüler bir müzik stili değil. Müzik piyasasını son 50 yıldır Rock'n Roll, Pop, Country ve Western, Hip-Hop ve Rap işgal ediyor. 1940'larda yüzde 70 civarında olan caz plakları satışı şimdilerde yüzde 2 ile 3 arasında seyrediyor.

Caz, Amerika'nın klasik müziği ama kimse ilgilenmiyor. Ünlü trompetçi Miles Davis'in ‘‘Caz öldü, müzeye kaldırıldı’’ kehanetinin gerçekleştiği ortada. Geçmişi yüzyıl önceye uzanan caza yapılan haksızlığa baş kaldıran Ken Burns'ün altı yılda hazrladığı bir belgesel bu hafta ekranlara geldi. Belgesel, beste-güfte yazarı, şarkıcı ve müzisyeniyle sanatta deha çıtasını aşmış caz devlerinin yaşamlarını TV'de 17.5 saati içeren 10 bölümde sergiliyor.

Müziği gibi adı da gizemli cazın. Çıkış yeri ilk yerleşikleri Fransızlar olan New Orleans. Fransız melezi Creole'ler ile zencilerin geçen yüzyıl başında ürettiği bu müzik türünün isim babasının fahişelerin kullandığı parfüm markası veya zenci argosunda ‘cinsel ilişki’ anlamına gelen ‘Jass’ olduğu söyleniyor. Caz aslında zenci müziği. Amerika'nın iç savaşı sonunda askerlerin bıraktığı trompet, trombon, saksafon ile cazband kuran zenciler daha sonra klarinet ve piyano takviyesi yapıyorlar. Bu türün başlıca özelliği kısa nota vuruşlar ve ana beste çevresinde irticalen solo yapılması. İlk caz şarkıcılarının kullandığı dil ise ‘Gumbo’ denilen derme çatma Creole Fransızcası.

Liman kenti New Orleans'da asker ve cenaze marşları, kilise dualarından esinlenerek başlayan caz, esaret ve yoksulluğa ağıt yakarak gelişiyor. Bix Beiderbecke, Jack Teagarden, Jelly Roll Morton gibi öncüleri geçen yüzyıl ortasında cazın altın devri takip ediyor. Louis Armstrong, Duke Ellington, Count Basie, Thelonius Monk, Billie Holiday, Dizzy Gillespie, Charlie Parker, John Coltrane, Miles Davis, Ella Fitzgerald, Milt Hinton, Charlie Mingus, Lester Young gibi devlerden kurulu cazbandlar müzikhol ve klüplerde saatlerce bir diğerine göndermeli sanat icra ediyorlar.

Pop ve Rock'un bilinmediği dönemde caz ‘Swing’ ile dans desteği alınca Amerika'nın en popüler müzik türüne dönüşüyor. Beyaz müzisyenlerden Benny Goodman ve Dave Brubeck de cazbandlar kurup zenci ustalara katılıyorlar.

‘‘Melekleri Ağlatan Müzisyen’’ diye tanımlanan trompetçi Louis Armstrong gelmiş-geçmişler arasında bir numaralı caz sanatçısı. İki bin bestesiyle piyanist Duke Ellington'a Amerika'nın en büyük bestekarı gözüyle bakılıyor. Aradan onlarca yıl geçmesine rağmen bugün Gillespie, Basie, Armstrong, Monk, Davis, Parker ayarında müzisyen, Ella Fitzgerald, Billie Holiday çizgisine yaklaşmış şarkıcı yok. Eğri büğrü borulardan inanılmaz sesler çıkartan, klavyelerde parmakları uçarak dolaşan, notada olmayan sedalara ulaşan bu caz sihirbazlarının artık plaklarını bulmak dahi güç.

Ekranlara gelen ‘Jazz’ belgeselinde 2400 fotoğraf, 2000 film fragmanı, sanat tarihçi, eleştirmen, eski-yeni müzisyenlerin yorumları aktarılıyor. Tarihçi Gerald Early ‘‘Bundan ikibin yıl sonra Amerika'nın uygarlığa üç katkısı ‘Anayasa, Beyzbol ve Caz' olarak belirlenecek’’ diyor.

Gene de caz plaklarına rağbet yok, bir düzine caz klübü ancak üç-beş müzisyenin karnını doyuracak kadar iş yapıyor. Caz niye dışlanmış, müzik zevkinde yozlaşma mı var, bilemiyorum. Ama eski ustalar hayatta olsa göçüp giden cazın ardından ağıt yakacakları da kesin.

Yazarın Tüm Yazıları