Paylaş
Şöhret kapıları açıyor
Demokrat anketçi Rob Schroth geçenlerde ülke çapında bir nabız yoklaması düzenledi. Schroth seçmenlere NBC TV haber sunucusu Tom Brokaw, şovları milyonlarca izleyici çeken Oprah Winfrey, aktör Clint Eastwood, oteller kralı Donald Trump, Başkan Yardımcısı Al Gore ve Texas Valisi George W. Bush isimlerini sıralayıp 2000 yılında kimi ABD başkanı görmek istediklerini sordu. Playboy Trump, Clinton'ın yardımcısı Gore'un önünde, eski Başkan Bush'un vali oğlu arkasında listede ikinci sırayı aldı.
Başından iki evlilik geçmiş, davetlere kızı yaşındaki modellerle gelen otel ve kumarhaneler zinciri sahibi Trump'den devlet başkanı olur mu ? Niye olmasın, ‘‘Amerikan Rüyası’’ sadece Yeni Dünya'ya ayak basmış göçmenlerin tekelinde değil ki !
Üstelik sırada devlet işlerini ciddiye alan tutucu kimselerin uykusunu kaçıracak daha başkaları da var. Vurdu-kırdılı filmler kahramanı Bruce Willis'le yıllarca TV dizisinde oynayan, son üç yıldır kendi adını taşıyan bir programın yıldızı Cybill Shepherd da başkanlığa soyunuyor. Aktör, yazar, rejisör Warren Beatty de gözü Beyaz Saray'da olan diğer bir Hollywood şöhreti. Warren, sinema dünyasına gelip-geçmiş en büyük kadın avcılarından biri. Julie Christie'den Natalie Wood'a bini aşkın kadınla yattığı ileri sürülen playboy Warren için şarkıcı Carly Simon ‘‘You're So Vain’’ ( Kendini çok beğenmişsin) adlı liste başı bestesiyle yarım kalan aşkını dile getirmişti.
‘‘Color Purple ’’ filmiyle üne kavuştuktan sonra ‘‘Oprah’’ şovuyla Amerika'nın en nüfuzlu kadınları arasına giren Oprah Winfrey'in gelecek seçimler için nabız yokladığı ifade ediliyor. Şimdiki halde 2000 seçimlerinde en güçlü aday adayı New York Knicks'in eski yıldızı basketbolcu Bill Bradley.
Fazlaca eğitimi olmayan, düzmece Amerikan güreş şampiyonu dazlak Jesse Ventura popülaritesi kullanıp Minnesota Valisi seçildikten sonra 2004 yılında ABD başkanlığına yarışacağını bildirdi.
Amerika son 50 yıldır tartışmasız dünya lideri. Bilim, teknoloji, sanayi, borsa, bankacılık, finansman sektörleriyle kıta ülke akla gelen hemen her alanda yerkürenin tüm devletleri üstünde yönetici devlet konumunda. Zengininden yoksuluna devlet ve hükümet başkanları karşılaştıkları sorunları başkent Washington'da kapıları çalıp çözüm aramaya geliyorlar. Böylesine güçlü lider ülkenin yönetimini üslenmek isteyenlerin daha yetenekli, kaliteli, politik tecrübeye sahip olmaları gerekmez mi ?
Yakın geçmişe göz attığımızda sorunun yanıtı ortaya çıkıyor. İkinci Dünya Harbi'nde Avrupa'yı Hitler'den kurtaran Başkan Truman ufak bir firmada muhasebecilik yapıyordu. Dwight Eisenhower (İke) askerlik dışında siyasi tecrübeden yoksun bir general idi. Jimmy Carter Georgia eyaletinde bir kasabada fıstık çiftçisi olarak hayatını kazanıyordu. Amerikan tarihinde en başarılı başkanlar arasına giren Ronald Reagan ikinci sınıf filmlerde perdeye çıkan bir aktördü.
Devlet kademelerinden daha aşağı inildiğinde Cher'in kocası şarkıcı Sonny Bono'nun milletvekilliği, aktör Clint Eastwood'un bir kentte belediye başkanlığı yaptığı biliniyor. Anayasal düzen tahsilsiz güreşçiden çiftçi veya aktöre Amerika doğumlu herkese vali, belediye başkanlığı, kongre üyeliği ve devlet başkanlığı yapmasına müsait. Seçmenlerin aklını, gönlünü çelmeyi başardıkları takdirde. Trilyon doları aşan bir ekonomiye ülkede eyalet düzeyinden Beyaz Saray'a devlet idaresiyle ilgisi olmayan insanların yönetime gelmelerinin başlıca nedeni Amerikan halkının şöhretlere yönelik ilgisinden kaynaklanıyor. ‘‘Mazlum Kadın’’ rolüyle hemcinslerinden destek gören Hillary Clinton da New York'tan senatör seçilme peşinde.
Üçüncü bin yılın ilk seçimleri ve daha sonrakilerde gene politika sahnesine renkli kişiler üşüşecek. Lider ülkenin kurumları öylesine sağlam temeller üzerinde ki Beyaz Saray'a güreşçi de, playboy da gelse sistemin akordu bozulmadan işler.
Paylaş