New York bir suç cümbüşü

Gazete sütunları arasında kaybolan cinayetler, haraca bağlanmış lokanta, dükkan ve atölyeler. Dükkan sahiplerinin yaka silktiği genç çetelere, bir asır öncesinde olduğu gibi, polis bulaşmak istemiyor. İleri gelen dört çete başka eyaletlerde kurulup New York'a uzanmışlar.

Hudson Nehri ile 59'uncu sokak kavşağında, İkinci Dünya Harbi'nden emekliye çıkan Intrepid uçak taşıt gemisinin önünde uzun bir kuyruk. Turistler deniz üstündeki Uzay Müzesi'ni görmeye gelmişler. Karşıda antrepo, oto tamir atölyeleri, dokunsan yıkılacak görünümlü binalar. Güneye doğru yürümeye başlıyorum. Yıllardır boya badana yüzü görmemiş üç katlı evler sıra sıra, yangın merdivenleri pas tutmuş. İleride sahne oyunlarının panoları var. Tiyatroların kümelendiği Broadway'in arkasında kalmışım.

Burası bir asır önce Amerika'nın en tehlikeli mahallesi Hell's Kitchen (Cehennem Mutfağı). New York'u haraca kesen çetelerin bulunduğu, öyküleri ünlü The West Side Story'ye konu olan yer. Elimdeki adrese tekrar göz atıyorum. Üç katlı harap bir bina. Eskinin ünlü haydudu Billy the Kid lakaplı William H. Bonney'in yaşadığı ev bu. 1881'de yerel şerifin kurduğu pusuda canını yitiren The Kid 22 yıllık yaşamında 21 kişiyi öldürmüş.

O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı. Polislerin yanından geçmeye dahi cesaret edemediği Hell's Kitchen'da şimdilerde yoksul göçmenler yaşıyor. Kesin yasaların işlediği bu kentte artık gangster, haydut ve zorbalar yok diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. New York'ta hálá çeteler hüküm sürüyor. Godfather tipi filmlerin yaşlı ‘Baba’larının, gözükara tetikçilerin yerine bıyıkları yeni terleyen gangsterler kentte cirit atıyorlar.

Gazete sütunları arasında kaybolan cinayetler, haraca bağlanmış lokanta, dükkan ve imalat atölyeleri. İrili-ufaklı dükkan sahiplerinin yaka silktiği genç çetelere, bir asır öncesinde olduğu gibi, polis bulaşmak istemiyor. Rakamlara döktüğümüzde ordu gibi kalabalık bu çeteler. İçerik yönden, etnik kökenli. İleri gelen dördü başka eyaletlerde kurulup New York'a uzanmışlar. Bunların en eskisi 1940'da Chicago'da eyleme başlayan İspanyol ırkından Latin Kings. 35 bin civarında silahçısı olan çetede çok sayıda kız da var. 1969'da Los Angeles'ta bir lisede örgütlenen Crips'in üye sayısı 40 bine yakın. Gene California'da 1970'lerin ortasında soygun ve ürpertici cinayetleriyle çevreye korku saçan Bloods, 20 bin civarında gangstere sahip. Gençlik çetelerinin en yenisi MS-13. El Salvador'lu kaçakların kurduğu çetede 10 bin tetikçi var. Çeteler renkli bandana, kol ve omuzlarındaki dövmeler, parmak kitlemeleriyle bir diğerinden ayırt ediliyor.

En modern ateşli silahlara sahip gençlik çeteleri haraç ve soygunun yanı sıra uyuşturucu ticareti, genelevler işleterek para yaparken bir diğeriyle kıyasıya mücadele içinde. Polis, İtalyan mafyasına taş çıkartacak ağır cürümler işleyen çetelerle baş edemediği için dört çete arasındaki silahlı çatışmalara da göz yumuyor. Los Angeles'ta olduğu gibi New York'ta da kentin belirli bölgelerini paylaşarak eylemlerini sürdürüyorlar. Çete eylemleri geçenlerde şampiyon tenisçi kardeşler Venus ve Serena Williams'ın ablaları Yetunda Price'ın iki rakip grup arasındaki çatışmada hayatını kaybetmesi üzerine gazetelerin birinci sayfasına, ekranda baş haberlere taşındı.

Bu tabloya kuşbakışı göz attığımızda Amerika'nın uluslararası terörizm kadar iç terör tehlikesi altında da olduğunu görüyoruz. Refah ve özgürlükler lideri ülkede ağır suçların giderek artışı yakın gelecekte yavaşlayacağa da benzemiyor. Gene de ABD Adalet Bakanlığı'nın yayımladığı bir raporda New York'ta son 30 yılda ağır suçların yüzde 50 oranında düştüğü açıklandı.

Eğer buna düşüş denebilirse? Zira rakamlar astronomik. Geçen yıl saldırı, ırza geçme ve soygunların sayısı 5 milyon 341 bin. Çeşitli hırsızlıklar, ev soygunları ise 17,5 milyon. Rahat bir nefes almam lazım. Zira 1973'te bu suçların toplamı 44 milyon imiş.

Peki, ağır suçları işleyenler elini kolunu sallayıp ortalıkta geziniyorlar mı?

Hayır. Amerikan cezaevleri tıklım tıklım. Toplam iki milyon hükümlü var hapiste. New York 67 bin ile tüm Türk cezaevlerinden dört bin fazla mahkûm besliyor. Bu suç ve suçlu cümbüşüne rağmen New York'tan ayrılan yok, gelmek isteyeni ise hálá çok.
Yazarın Tüm Yazıları