Paylaş
Sam Goody'nin caddeye dönük vitrininde kalın karton üstünde rap'çı DMX'in son plağının reklamı insan boyu. Beline kadar çıplak bedeni kanlar içinde, öne açtığı avuçlarından gene kan sicim gibi iniyor. Saçları usturaya vurulmuş, çene altında çizgi sakal, göğüs hizasında plağın adı : '' Etimin eti, kanımın kanı.''
Sanki bir sanat müzesinde Rönesans ustalarının koleksiyonu izliyorum, bakışlarım DMX'in resmine odaklaşmış. Yandaki vitrinlerde diğer rapçılar var. İsimleri bilmece. Siyah ski kepi kulaklarını inmiş 'Method Man'in önünde bir kurukafa, Master P, N.W.A, Bone, Misc K, İce-T, Crime Boss, DEF Squad, Slick Rick, Wu-Tang, D'Shot'ın son plakları çıkmış. Şarkı adları da çok iç açıcı (!) '' Bir Kurşun Daha', 'Uyum İçindeki Katiller', 'Sokak Canisi', 'Hepsini Öldür.'
Plakçı Sam Goody'nin girişinde ise ünlü popçu Seal (Ayıbalığı)'in siyah-beyaz profili. Yanağı yamalı, beynindeki çılgınlık adeta gözlerinden fırlayacak, elleri ileri uzanmış, yakalamaya çalıştığı neyse onun peşinde.
Rap ilgi alanımızda bir müzik türü değil. Rapçı olmak için kaliteli sese, nota bilgisine gerek yok. Beş, on şiiri ezberleyecek hafıza gücü yeterli. Sahnede sürekli sağa sola sallanırken org, davul, elektrogitar eşliğinde dosta-düşmana küfür, savcıyı polisi kurşun yağmuruna tutan liriklerle bu iş bitiyor.
Bu rapçıların insanı en fazla rahatsız eden yönü suratlarındaki ifade. Stüdyoda kameraya, sokakta, dükkanda, lokantada insana haince, düşmanca bakıyorlar. Ama bu sinemada kötü adam rolüne çıkanların senaryo icabı takındığı bakış değil. Beyazlara nefret dolu çoğu nankör, doyumsuz, topluma kızgınlık kusan zenci güruhun gerçek duygularını yansıtıyor bakışları.
Rap'çıların plak, kaset ve CD'leri yok satıyor. Konserleri adam almıyor. Ama şarkıları ölüm mesajı. Güftelerde 'sevgi, aşk, dostluk, barış, hoşgörü ' hak getire. Sahnede kurulu ses bandı gibi düşmana ölüm, kesme-biçme, kurşunlama, rakipleri yanısıra polisten devlet başkanının ailesine tüm sevmediklerinin hatrını (!) sorarak tepiniyorlar. Tüm icraatları tam ırkçılık gösterisi. Uyuşturucu kullanıp polise ateş açmaktan kaçınmıyorlar. Oysa başta Tupac Shakur, Notorius B.İ.G. zenci rap'çıları öldürenler beyaz değil zenci. Albumleri liste başı olan Slick Rick kendisi tabancayla soymaya kalkan kuzenini ve yoldan geçen birini vurduğu için cezaevine düştü. Sıfırdan zengin olan Slick Rick dahil rapçıların çoğu dolar milyoneri. Malikanelerde oturup BMW, Porsche'un son modellerini sürüyorlar. Parmak, el ve boyunları yüzük, bilezik, kolyeden geçilmiyor. Som altın kolyeleri öylesine ağır ki denize düşseler çapa gibi aşağı çekilip boğulacaklar. Görgü yoksunu rapçıların bazıları sağlam ön dişlerini çektirip pırlanta çevrili altın diş taktırıyor.
Beyaz ırka düşmanlık, servete doyumsuzluk rapçılara ilaveten zenci profesyonel basketbol oyuncularında da yaygın. Sezon boyunca on dakika maça çıkmayanların onbinlerce dolar maaş aldığı ligde düzinelerle milyoner basketbolcu var. Süper oyuncuların maç başına aldığı para 200 bin doların altına düşmüyor.
Deplasmana özel uçakla giden, en lüks otellerde geceleyip limuzinle antrenman ve maça giden, lokantalarda şişesi üç bin dolardan şarap ısmarlayan, garajlarında düzineyle lüks arabası olan basketçiler 'açgözlülük'ten ligin üç ay gecikmesine sebeb oldular. Gazetecilere ise '' Aldığımız para yetmiyor.'' diye yakındılar. Bir üniversite profesörünün hayat boyunca göremeyeceği parayı bir sezonda alan şımarık oyuncular sonunda, maaş zammı oranıyla klüp karına yüzde 55 hisse teklifini kabul ettiler.
Irkçı bir ortamda doğup, yetişmedik, ırk-din-renk ayrımını ancak Avrupa ve daha sonra Amerika'yla haşır neşir olunca öğrendik. Ama çoğu içi boş kafalı, kendisine aşık, işine gelmediğinde servet-şöhret sahibi olduğu beyaz toplumu yerden yere vuran şarkıcısı, sporcusuyla zenci güruhuna sempati beslemiyoruz. Hatta bazı olaylarda ‘‘Gel de ırkçı olma !' demek geçiyor içimizden.
Paylaş