Türkiye, yılda bir kez yapılan New York’taki ‘Türk Günü Yürüyüşü’ ve diğer etkinlikler için bağışta bulunmaya son vermelidir.
Amerika’daki Türklerin anavatan parasıyla yürüyüş yapmalarının mantık ve izanda yerini göremiyorum. Para musluğunun kapanmasıyla kişisel ve grupsal çekişmeler de ortadan kalkmış olacak. Gerçek anlamda toplum temsilciliğini üstlenmiş yeni komite, yürüyüş ve kültür etkinlikleri için ihtiyaç masrafı olarak gösterilen 350 bin doları Türk toplumundan sağlayabilir.
YORGUN günleri geride bıraktık. Fiziksel ve zihinsel yorgunluk bu. Kolay değil, konu Türkiye ve Türklük. Amerika’daki Türklere zaman zaman seslendik: ‘Değerli soydaşımız, esnaf isen kepenk indir, şoförsen direksiyon kitle, öğrenci isen yarım gün tatil ver kendine. New York’un merkezinde sizleri görmek istiyoruz. Elimizde bayrak, sırtımızda ayyıldızlı tişört, tek ses, tek yürek olarak Türklüğümüzü haykıracağız. Gel bizlere katıl. Yılda bir gün bu.’
Mayısta geleneksel hale dönüşmüş ‘Türk Günü Yürüyüşü’nden söz ediyorum. Yeni Dünya’daki Türk varlığını simgeleyen en önemli olay. Geriye baktığımda 24 yıldır bu yürüyüşü Manhattan’ın caddelerinde, sokaklarında izlediğim aklıma geliyor.
Başlangıçtanbitişe iki kilometrelik yolun üç saat sürdüğü yürüyüş Türklük heyecanı yaşanarak geçti. Gene de sevabı ve günahıyla izlenim, gözlemlerimi sıralamak istiyorum.
*
AMERİKA’DA Türk toplumu giderek büyüyor. New York ve çevresinde yaşayan Türklerin sayısı 200 binin üstünde. Okullarda onlarca bin öğrencimiz, az sayılmayacak sayıda hocalarımız var.
Doktor, mühendis, avukatlar, finans sektöründe gençlerimiz, iş adamlarımızın sayısı binlerin üstünde. Blucinden takım elbiseye, mermerden takı ve mobilyaya mağaza sahiplerine, nakliye şirketlerinden seyahat acentelerine, lokanta ve süpermarket zincirleri işleten girişimcilerimizden ithalat-ihracat erbabına, Türkler her yerde...
Eski yıllardaki yürüyüşlerde meslek sahiplerinin sektörel bir görünümü vardı. Doktor ve mühendislerimiz saflar halinde dernek flamalarını taşıyarak kortejde yer alırdı. Mimar Şadi Dinlenç’in kiraladığı uçak, yürüyüş boyunca New York semalarına beyaz dumanla Türk bayrağının resmini çizerdi. Doktorlar bu kez ancak bir flama taşıyacak sayıda idi. Gökte ayyıldızlı bayrağımızı da göremedim.
*
TÜRK-AMERİKAN ilişkileri hangi düzeyde olursa olsun, Washington açısından Türkiye’nin konumu önemini kaybetmiş değil. Kongrede Türkiye sempatizanı hayli milletvekili ve senatör var. Eyalet ve belediye yönetiminde New York’taki Türklerin statüsü Nijeryalı veya Lübnanlılarla kıyas edilmiyor. Öyleyse Amerikan politikacıları, kamu yöneticileri, bir saatliğine de olsa bu önemli günü bizimle paylaşmaya neden gelmiyorlar? Dünyaca ünlü Mehteran bölüğü, Bursa Kılıç Kalkan Takımı açık havada gösteriler yaptılar, New York finans merkezinde Türk bayrağı göndere çekildi, Amerika’nın en eski askeri birliği Sne-TACA, Türk grupları arasında yürüyüşe katıldı ama lokal basında, TV’lerde haber veya görüntüye rastlamadık. Bu konuda gerekli hazırlık ve çalışma aylar önceden yapılmalıydı.
Nisanda Washington’da sözde Ermeni soykırımını protesto gösterisi, buna öncülük eden grupla Türk Günü Yürüyüşü’nü düzenleyen TAD Federasyonu arasında çatışma konusu oldu. Bazıları bu nedenle yürüyüşe katılmadı. Kırgınlık ve küskünlüğün küçük çapta da olsa bölünmeye sebep olduğunu sanıyoruz. Bu ülkede ulusal bütünlüğümüzü vurgulayan yürüyüşler TADF’nin veya şahısların değil tüm Türklüğün meselesidir. Sen-ben kavgasını bırakıp toplum olarak sahiplenmeliyiz.
*
GELENEKSEL yürüyüşün yeni bir düzene oturtulması zamanı çoktan geldi. TADF, Washington merkezli TAD Asamblesi, faaliyetleri yalnızca Türkiye ile iş ve ticaret eksenine oturtulmuş American Turkish Society, Turkish American Business Forum gibi kuruluşlar, kültürel etkinlikler düzenleyen Moon and Stars Project, öğrenci ve gençlik dernekleri bir yeni yapılanma için birleşmelidir. Bu kuruluşların başkanlarından oluşacak bir komitenin tabanda 400 bine yaklaşan Türk kökenlilerinden maddi-manevi destek sağlaması güç olmayacaktır. Yürüyüş, kültürel etkinlikler, gösteriler böylece daha renkli ve görkemli görünüş kazanacaktır.
Öte yandan Türkiye, yılda bir kez yapılan yürüyüş ve diğer etkinlikler için bağışta bulunmaya son vermelidir. Amerika’daki Türklerin anavatan parasıyla yürüyüş yapmalarının mantık ve izanda yerini göremiyorum. Para musluğunun kapanmasıyla kişisel ve grupsal çekişmeler de ortadan kalkmış olacak. Gerçek anlamda toplum temsilciliğini üstlenmiş yeni komite, yürüyüş ve kültür etkinlikleri için ihtiyaç masrafı olarak gösterilen 350 bin doları Türk toplumundan sağlayabilir.
24’üncü yıl yürüyüşünde en çok etkilendiğim husus genç kuşakların Türkiye ve Türklüğe bağlılığının sergilenmesi oldu. Türklük sloganları, kırmızı beyaz giysiler, Türk bayrağı basılı tişörtler, ayyıldızla resmedilmiş lüks arabalar gençlerimizin Türklüğü çoktan üstlenmiş olduklarını ortaya çıkardı. Türk varlığının Amerika’da sonsuza dek yaşayacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.