SEVGİLİ dostum Enis Batur bana Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın (1864-1944), yayıncısı Hilmi Kitabevi’nin sahibi İbrahim Hilmi Çığıraçan’a yazdığı Yeditepe Dergisi’nde yayınlanan (Sayı: 100, Ağustos 1964) mektubun fotokopisini gönderdi.
Başak Ocak’ın yazdığı "Bir Yayıncının Portresi: Tüccarzade İbrahim Hilmi Çığıraçan" kitabı (Müteferrika Yayınları), Gürpınar’ın yayıncısı hakkında ayrıntılı bilgiyi verir.
Mektuptan bir bölüm, Türk yazarının ezeli bir derdini kaleme getiriyor:
"Azizim Hilmi Bey,
Ne kendim üzülmek, ne de sizi sinirlendirmek isterim. Fakat ne çare ki insanı gayrıihtiyari asabileştirecek bir hakikat karşısındayım. Başınızı ağrıtacağım. Affedersiniz size bazı izahat vermek mecburiyetindeyim. Ben ayda iki yüz lira ile zor geçiniyorum. Salla pata sarfiyatta bulunmam.
Tefrika yazdığım vakit gazetelerden çok para alıyordum. Ancak onunla geçiniyorum. Fakat hastalandım. Uzun müddet yatağımın başında üç dört tabibin toplandığı günler oldu. Yevmiye sekiz, on lira para su gibi gidiyordu. Bir senedir yazmıyorum. Doktorlar zihni meşguliyetten katiyen menettiler."
Yazar, kitaplarından alacağını, tefrika bedellerini hasta yatağında bile düşünmek zorunda:
"Ömrümün şu son mevsiminde senede bir eser yetiştirebilirsem ne mutlu bana..."
* * *
BÖYLE bir mektubun altına birçok yazar imza atabilir.
Siyasi tercihler yüzünden yazarların başına gelenler, işsiz, aç kalmalarına rağmen, düşüncelerinden, inançlarından ödün vermemeleri yalnız edebiyat tarihinin değil, insanlık tarihinin de onurlu sayfalarıdır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın mektubunu okuyunca aklıma ilk gelen, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Ahmet Kutsi Tecer’e, Cevat Dursunoğlu’na yazdığı mektuplardı.
Yazarların son durumda verdiği tavizler yok mudur?
Bunların en iç burkanı Theodore Dreiser’in durumudur.
Amerikan edebiyatının sevdiğim romancılarından E.L. Doctorow, bu dönüşü bir edebiyatçı zarafetiyle ima ediyordu.
Kitapları basılamayan Dreiser, Doctorow’un belirttiği üzere, bir gün evine döner, masasına oturur, koltuğunu "sağa çeker" ve yazmaya başlar.
Kemal Tahir geçinebilmek için Mayk Hammer yazdı, A. Kadir yıllarca yaşamını ancak musahhihlik yaparak sürdürebildi.