DÜNYANIN bir numaralı oyun yazarı William Shakespeare’in sesini hiç duydunuz mu?
Elbette duymadınız. Nasıl konuştuğunu merak ediyor musunuz?
Bu merakınızı gideremeyeceksiniz, çünkü o dönemde daha kayıt aletleri icat edilmemişti.
Yahya Kemal Beyatlı’nın Park Otel’deki odasında TRT tarafından yapılmış özel kayıttan, kendi sesinden şiirlerini dinlerken Newsweek Dergisi’ndeki Yazarın Sesi başlıklı yazı gözüme ilişti. (*)
Yahya Kemal’in ses kaydı şöyle başlıyor:
"Yahya Kemal üstadımız diktafona sesleriyle şeref vermek lütfunda bulunacaklar. Büyük şairi, eşsiz adamı mikrofonla baş başa bırakıyoruz."
Kalan’ın sahibi Hasan Saltık, bu kaydı bana gönderirken, yayınlanması için çalıştığını söylediğinde, ben de ona yardım sözü verdim. Çalışmalara katılacağım, hele bu yazıdan sonra çalışma azmim daha da arttı.
Yahya Kemal, hangi şiirlerini okuyor?
Okuduklarından birkaçının adını verebilirim.
Endülüs’te Raks, Siste Söyleniş, Erenköyü’nde Bahar.
O şiirleri okurken, kendi seslerinden dinlerseniz sanırım ayrı bir yorum, hayal genişliği kazanırsınız.
Ben, Yahya Kemal’in sesinden şiirleri üst üste dinliyorum.
* * *
KAYDI yapan, Yahya Kemal’e aşk hakkında ne düşündüğünü sorduğunda, şair, şiirin ve aşkın tarif edilemeyeceğini söylüyor, "Aşk bir hummadır" diye sözünü bitiriyor.
Güreş konusunda sorulan bir soruya da, "Bugünkü güreşlere vákıf olmadığı, bizim güreşçilerimizi, Kurtdereli’yi Paris’te seyrettiği, onların ananesinin devam ettiği" cevabını veriyor.
Ben yazarların, şairlerin eserlerini kendi seslerinden dinlemekten ayrı bir zevk duyarım.
Hürriyet Gösteri Dergisi’nin yayınladığı şiir kasetlerinde Türk şiirinin seçkin adlarının şiirlerini kendi sesinden, aramızdan ayrılanları da ünlü oyuncuların sesinden kaydetmiştim.
Dönelim yazarın sesi yazısına.
Sesin, o yazarın kişiliği konusunda ipuçları verdiği belirtiliyor.
British Library ve BBC, Virginia Woolf’tan Evelyn Waugh’a kadar bütün yazarların ses kayıtlarını, "Konuşan Dünya: İngiliz Yazarları" başlığıyla bir arşiv yapmışlar.
Kimler yok ki bu kayıtlarda?
Ian Fleming, John le Carre, Graham Greene.
John le Carre, resmi görevdeyken yaşadıkları için -ki kendisi British Foreign Office’te çalışmıştı- , "Yaşamın küçük trajedileri" demiş.
Graham Greene de, bir konuşmasında, Rus ruleti oynadığını itiraf etmiş.
* * *
YAZARLARIN, şairlerin seslerinden oluşan bir arşiv kurmalıyız. Özellikle TRT’nin elinde bulunan kayıtlar değerlendirilmeli. Bu ilk girişim sürdürülmeli.
(*) ’The Author’s Voice’, Sophie Growe, Newsweek, January 12, 2009.