Seyrettiğimiz filmlerin arkasında edebiyat var

SİNEMA için edebiyatın eşsiz, tükenmez kaynak olduğunu söylemeye ne gerek var.

Ancak, gösterimdeki bazı filmlerin ardındaki edebiyatçıların adlarını, öykülerini, romanlarını okurlarıma iletme olanağı veren bir yazı okudum.

Amacım ne?

Filmi beğenirsiniz, ondan sonra da eseri okuma isteği uyanır içinizde. Ya da bu güzelim öyküyü, romanı berbat etmişler deyip filme kızarsınız.

Ama şu gerçeği unutmayalım ki, edebiyat her zaman sinema endüstrisini besler.

Lewis Grosberger'in Screen Writer yazısını okurken (Book, September/October. s.96) sinemacıların daha çok klasikleri tercih ettiğini fark ettim. Gele gele en çok modern klasiklere ulaşmışlar.

Hiç kuşkusuz Harry Potter gibi, Yüzüklerin Efendisi gibi çok satanlar, bu kuralın istisnaları.

* * *

HOLLYWOOD kitapları sinemaya aktarmaya 1916 yılında başlamış, D.W.Griffith'in dört saatlik şaheseri Roget's Thesaurus ile.

Yazıyı okuyanlar arasında Hulk'ı görenleriniz vardır. Hulk'ın Victor Hugo'nun Les Hulces Incroyables?'inden alındığını bilenler yok denecek kadar azdır. Köylü Bruise Bonaire'in trajik öyküsü.

2000 Charlie's Angels, Brodway'in ödül kazanan Angels in America'dan esinlenerek yapılmış, drama da Henry Miller'ın son romanı Flexus'un Charlie's Angels: Full Throttle'undan alınmış.

J.D.Salinger fanatikleri bilirlermiş ki, ünlü The Matrix de, Everything's in Slow Motion adlı kısa hikáyesinden gümüş perdeye intikal etmiş.

Sinema eleştirmenlerinin oy birliğine vardığı sonuç şuymuş: J.D.Salinger'in sinemaya aktarılan eserlerine sadık kalınmış.

Chicago filmini çok kişi görmüştür. Beğenmişsinizdir de.

O da ünlü Amerikalı edebiyatçı Theodor Dresier'in The Floozy romanından perdeye aktarılmış.

Yüzyılın başında Pittsburg sosyetesinin durumunu sergiliyor roman. Şöyle özetlenebiliyor mesajı:

‘‘Yoksul halkın ahlaki değerleri çok düşük, zenginlerin ise hiç yok.’’

Dumb and Dumberer
'ın ise kaynağı Dostoyevski'nin ünlü romanı Budala.

* * *

LEWIS'in yazısının küçük bir özetini yaptım.

Hafta sonu; sinemada ya da DVD'lerinde film seyredecekler belki ardındaki kitapları merak ederler diye.

Anımsatmakta yarar var. Sinema ve edebiyat iki ayrı disiplindir. Hem seyretmek hem okumak tat oranını artırır.
Yazarın Tüm Yazıları