PAZARTESİ akşamı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde sevgili Selim İleri'nin yazarlığının 40. yılını kutladık.
Türkán Şoray, Nalán Barbarosoğlu, İbrahim Yıldırım, Ömer Erdem, Enver Ercan, Faruk Şüyun ve ben konuştuk.
Toplantının başında da TRT'den Sevinç Yeşiltaş'ın hazırladığı, Deniz Yüce Başarır'ın metnini yazdığı ve seslendirdiği Güzergáh Edebiyat'tan bir bölüm sunuldu.
İlk hikáyesi 1967 yılında Yeni Ufuklar'da yayımlandı Selim İleri'nin.
İlk öyküler toplamı Cumartesi Yalnızlığı'nın yayım tarihi de 1968. Cemal Süreya ona söylemiş, Selim de imzalı kitabını bana, Altın Kitaplar Yayınevi'ne getirmişti, kısa bir konuşma geçmişti aramızda. Çekingen, gözleri parlayan bir gençti.
Kitabını, iyi öyküden anlayan herkes sevdi.
İyi bir yazarla kurulan iyi bir dostluk, insan yaşamının pek de sık rastlanmayan bir mutluluğudur. Selim İleri ile benim, edebi ve kişisel dostluğumuz da demek ki 40 yılı doldurmuş.
Birbirimizin yazdıklarını hep sevdik, onlardaki güzelliği paylaştık.
***
SELİM İLERİ'nin öyküleri ve romanları, bizim aynamızdır. Bireysel, sırsız aynalar. Bakmaktan korkulan yansıtıcılarımız. Onu okurken, mutlaka kendimle ilgili bir bölüm bulurum, her okuyanın da bu tür bir bağlantı kurduğundan kuşkum yok.
Cumartesi Yalnızlığı, büyük bir yeteneğin müjdecisiydi. O bunu bilgiyle, okuyarak geliştirdi, renklendirdi, süsledi. Yalnız yerli ve yabancı usta öykücüleri okumadı, öykü, roman üzerine incelemeleri hatmetti.
Yazdıklarının arkasında sağlam bir roman kuramının varlığını fark edersiniz. Sağlam kurgu o kadar iyi yaratılmıştır ki, yalınlığın içinde erimiştir.
Selim İleri'nin romanları, öyküleri üzerine, onun edebi değeri hakkında, bilinenleri tekrarlamayacağım.
Ancak kırk yıl sadece yazarak yaşayan, kendini edebiyata adamış birinin okur tarafından kabul gördüğünü söylemek gerekir.
Gecenin sonunda yaptığı konuşmada, okurlarına teşekkür etti. Gerçekten de onu kırk yıldır izleyen, her kitabına ilgi ve sevgi gösteren okurlara teşekkür şarttı.
Her zaman Selim İleri'nin biraz gölgede kalan bir yanını öne çıkarmalıyım.
O kendinden önceki bütün ustalara saygısını yazarak ispatlamıştır. Edebiyatçıya saygıyı, hak bilirliğini her zaman anımsatmalıyım.
Özellikle iki inceleme kitabından söz etmek isterim: Biri Aşk-ı Memnu ya da Uzun Bir Kışın Siyah Günleri, diğeri de Kırık İnceliklerin Şairi: Behçet Necatigil.
***
BİR Selim İleri okuru olarak, yazarlığının 40. yılında, nice yeni kitaplarda buluşalım diyorum. Kutluyorum.