Savunanların sayısı kitabını alanlardan fazla

DİVAN edebiyatını savunanların sayısı, divan edebiyatı ile ilgili kitapları alanlardan daha fazla. Türkiye'ye özgü bir çelişki.

Neden anketlerde doğru sonuçları bulamazsınız; çünkü çoğumuz olanı değil olması gerekeni söyleriz.

Üç kitabevine, bir de yayıncıya sordum. Divan edebiyatı antolojilerinin satış hızı nedir, diye.

Simurg Kitabevi üç divan şiiri antolojisinin adını verdi: Necmettin Halil Onan'ın, Halil Erdoğan Cengiz'in ve İskender Pala'nın hazırladıkları antolojiler.

Aylık satışı sorduğumda, 10 taneyi geçmez, dediler.

Sosyal Yayınlar da Necmettin Halil Onan'ın İzahlı Divan Şiiri Antolojisi'ni bastı, ayda en fazla üç tane satıyorlarmış.

Pandora'nın verdiği rakam da aşağı yukarı onlara uygun, en fazla 5 tane dediler.

Remzi Kitabevleri'ndeki sayı ancak 3'e ulaşıyor.

Peki, okunmadığı için bilinemeyen bir edebiyat nasıl bu kadar seviliyor, nasıl bu kadar ateşli bir üslupla savunuluyor?

Ben; seviyorum sözünden önce, biliyorum sözünü kullanmaya alışığım.

Divan edebiyatı antolojilerinin satışı böyleyken, biz bunu sevdirmek için ne yapabiliriz? Özellikle edebiyatın birbirine bağlı halkalardan oluştuğunu öğretmek istediğimiz genç kuşağa.

Peki, bunu öğretmek, sevdirmek için nasıl bir yöntem bulmalıyız? Tartışmamız gereken bu. Yoksa birbirimizi yapay kutuplara ayırıp yüzeysel söylemler icat etmek bir işe yaramıyor. En azından bu yolla okuru çoğaltamadığımızı idrak ettik.

İşte ‘‘failatün failün’’ yazılarının arkasında yatan, bunun kaldırılması değil, öğretilerek sevdirilme felsefesiydi.

Antolojilere ilgisizliğin rakamını verince, ardından divan şairlerinin tek tek divanlarını, seçmelerini ne kadar satıyorsunuz sorusunu soramadım.

Hepimiz adına utanılacak bir cevap alacağımı bildiğimden...

Kaçımızın evinde divan şiiri antolojisi var, kaçımızın evinde tek başına bir şairin divanı var, kaç kişi çok tanınmış bir beyti anlayabilir, açıklayabilir.

İçindeki söz sanatlarına değgin bilgilerden vazgeçtim.

* * *

BİR
Türk çocuğu, Fuzuli'yi İngiliz çocuğunun Shakespeare'i bildiği kadar biliyor mu, anlıyor mu?

Yunus Emre'nin şiirleri kaç kişisel kütüphanede var?

Bazı okurlarımın savunduğu, benim de ille okutulsun dediğim Baki'den genç kuşağa edebi lezzet aktarmak için ne yapmalı?

Hep öğretmenleri eleştiriyoruz, onları yargılıyoruz, çocuklara bunu öğretmelerini şart koşuyoruz.

Ya aileler... Soyut savunmaları bırakalım, siz çocuğunuza bu şairleri sevdirmek için en küçük bir çaba harcadınız mı?

Onlara bir antolojiden birkaç beyit okuyup anlamını söylediniz mi?

* * *

DİVAN
şiirini savunuyorum, ondaki şiir kalitesini hep yükseklerde tuttum.

Ama insaf edelim, önce biz anlayarak sevelim, sonra da genç kuşaklara sevdirelim.

İçi boş, gerekçesiz sahip çıkma tiradlarının modası geçti.
Yazarın Tüm Yazıları