ESKİ ARBAT Sokağı’ndan yazar dostlarımla geçiyorum. Mavi boyalı iki katlı bir ev. Rusya’da nereye giderseniz gidin adına rastlayacağınız Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in evi, evin karşısında da heykeli.
Akşamüstü Puşkin Kahvesi’nde beş çayını içerken, büyük usta Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, benim için bir vecize değerindeki dizesi belleğime düşüyor:
"Uluslar büyük evlatlarıyla soluk alır."
Biz de Büyükelçi Halil Akıncı’nın rezidansında verdiği yemekte, Fazıl Hüsnü Dağlarca üzerine konuştuk, ondan dizeler okuduk.
Şiirin her konuşulduğu yerde o vardır.
Benim için her kenti bir edebiyatçı sarar, her yerde ondan okuduklarımı mırıldanırım.
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, 1799 yılında Moskova’da doğdu, Ataol Behramoğlu’nun belirttiğine göre, "1837 yılında komploya çok benzeyen bir düello sonucunda yaşamını yitirdiğinde henüz 38 yaşındaydı. Fakat yapıtlarıyla çoktan ölümsüzlüğe ulaşmıştı."
* * *
YAZARLARIN ülkesini, yaşadıkları şehri görmek, onları tanımada bir rehber bilgi midir? Sadece yazarların değil, başta müzikçiler olmak üzere bütün sanatçılar için geçerli bir soru.
Bu soruya bütünüyle ya evet ya da hayır yanıtını veremem.
Moskova’da caddede yürürken, kahvede otururken, insanların yüzüne bakıyorum, rahatsız edercesine. Hepsinin yüzünde çoğu zaman bir romandan satırlar, bir şiirden dizeler okur gibi oluyorum.
Nice Rus yazarını okudunuz, beğendiniz. Oraya, onların ülkesine gittiğinizde ne düşündünüz? Orayı görmeden önceki yorumlarınız, düşüncelerinizle gördükten sonrakiler arasında ne gibi farklar vardı?
Soğuk bir iklimden Akdeniz’e inen bestecilerin ses renklerinin hemen güneşlenmesi bundan.
Karmaşık sorularla dolu bir sınav káğıdı karşısındayım sanki.
Binalarıyla, size sunduğu havayla, tarihiyle özgün bir başkent Moskova.
Akşam, aydınlatılmış binaların önünden geçerken, İstanbul’u düşünüyorum. Camiler, saraylar dışında özgün mimari eserlerimiz ne kadar az, ne kadar yetersiz.
Büyük İstanbul’un, cumhuriyet sonrası büyük yapıtları hangileri?
* * *
YAZIMI iyi şair Ataol Behramoğlu’nun Puşkin’den çevirdiği Bir Şiir Defterine şiiriyle noktalıyorum: