Saddam'ın ressamları

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Bağdat'ta bugünlerde en geçer akçe iş, Saddam'ın resmini yapmakmış.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, ressamlar ancak bu işle karınlarını doyurabiliyorlarmış.

‘‘Resmi binaları süsleyen dev portreler, aynı zamanda kamu binalarının işlevini gösteriyor; örneğin haberleşme bakanlığındaki tabloda, Saddam telefonla konuşurken resmedilmiş... Adalet Bakanlığı binasını süsleyen resimde ise Saddam bir elinde kılıç, bir elinde terazi tutuyor.’’

Ressamlar muhalif tavırlarını, resimlerindeki ufak değişikliklerle ortaya koyabilirler.

Adalet Bakanlığı binasındaki teraziyi atıp sadece kılıcı bırakabilirler.

Zannetmeyin ki koskoca başkan, saatlerce ressamların karşısında poz veriyor. Hayır efendim, memleket meselelerinin yoğunluğu buna elbette müsaade etmez, başkanın resimlerini ya televizyon yönetiminden ya da gazetelerden sağladıkları fotoğraflardan yararlanarak yapabiliyorlarmış.

Benim zeki bir dostumun teşhisini de size aktarayım. Onun iddiasına göre Saddam, resimlerde gittikçe daha genç gösteriliyormuş.

Böylece gençlik iksirini de keşfettiği anlaşılıyor.

Ressam Mecid Haşim'in söylediklerine bakılırsa, resimlerin en ucuzu 25 bin dinara (14 dolar), en pahalısı da 200 bin dinara (110 dolar) gidiyormuş.

Yalnız Amerikan-İngiliz uçaklarının bombalı ziyaretinden sonra işler kesatmış.

Bence doğal. Şimdiye kadar o kadar çok resmi yapılmış ki, artık yeni bulmak zor. Ben uyarayım, demek ki genç kuşak sanata ilgisiz. Çünkü sadece resmi kurumlarda değil, zengin ailelerin konaklarında, iş yeri ve bürolarda da değişik pozlardaki resimleri asılıymış.

*

ANLAŞILIYOR ki Iraklı ressamların durumu, Orhan Pamuk'un 'Benim Adım Karmızı' romanındaki nakkaşlardan daha vahim. Çünkü onlar bari Husrev ü Şirin tema'sını alabildiğine (!) özgürlükle işleyebiliyorlarmış.

Ben ressamlardan yanayım, onların daha çok para kazanmasını istiyorum doğrusu. O zaman Saddam'ın yerine bir başkasını geçirmeliler. Canım, geçiş biçimleri politikacıları ilgilendiriyor, beni değil.

Ortadoğu'da nasıl olsa onun yerine de yeni bir diktatör geçeceğine göre, gene resim piyasası açılacaktır. Ressamlara gün doğacak.

Şimdi Saddam'a da hak veriyorum. Gittiği her yerde değişik pozlarda, değişik eylemlerde kendini görünce bunları gerçek sanabilir.

Bilmezsiniz, en çabuk yayılan virüs, kendini beğenmektir.

Irak'ta portre ressamlığının geliştiğini söyleyebilirim. Her işin bir iyi, bir de kötü yanı vardır.

Ne var ki soyut akımlar gelişmiyor Irak'ta.

Merak ediyorum doğrusu, soyut bir Saddam portresi yapan var mıdır acaba? Varsa akıbeti ne oldu?

*

ŞARLO'nun filmlerinin anlamını daha doğru algılayabiliyorum.

Çünkü bu durumlarda, gülünçlük kendiliğinden doğuyor, artı bir çabaya ihtiyac kalmıyor.



Yazarın Tüm Yazıları