Paylaş
Otel odamın penceresinden kanala bakıyorum. Yağmur, kanalın durgun yüzeyinde bir hareketlilik yaratıyor.
Ruhr Kitap Fuarı’nda İstanbul üzerine bir konuşma yapmaya geldim.
Ruhr Kitap Fuarı bu yıl 5. kez gerçekleştiriliyor.
Duisburg-Essen Üniversitesi’nin düzenlediği fuar 22 Ekim’de açıldı, 31 Ekim akşamı kapanacak.
Fuarın bu yılki konusu:
“İstanbul’u Dinliyorum”.
Fuarın afişi Selçuk Demirel’e ait. İstanbul’u, İstanbul özlemini olağanüstü güzellikte çizgiye getiren bir yapıt.
Bir kısmı içilmiş kahve fincanının telvesinde, fal niyetine ortaya çıkmış İstanbul silueti. Belki de Yeni Cami.
Benim katıldığım toplantının başlığı şuydu: “Türk Edebiyatında İstanbul”.
Diğer konuşmacı arkadaşlarım da Buket Uzuner ve Enver Ercan.
Elbet bazı satırlardan, dizelerden söz ettik.
Ondan ayrıca söz edeceğim.
Fuarın bu yılki Onur Konuğu büyük usta Yaşar Kemal’in eserlerini Almancaya kazandıran Cornelius Bischoff.
Bischof ile önceki yıllarda Frankfurt Kitap Fuarı’nda Yaşar Kemal üzerine konuşmuştuk.
Daha önceki yıllarda Yüksel Pazarkaya ile ben de bu onura erişmiştik.
* * *
KÜLTÜR başkenti İstanbul’la ilgili bir toplantının Essen’de yapılması büyük anlam taşıyor.
Çünkü iki kent de bu yılın Avrupa Kültür Başkenti unvanına sahip.
Aslında Almanya’da yapılan Türkiye, Türk edebiyatı, Türk düşüncesi ile ilgili her toplantı, sempozyum gerçekten büyük önem ve işlevsellik taşıyor.
Çünkü Almanya’da yaşayan Türklerin kültürü ile Alman kültürü arasındaki gelgitler, kültür, edebiyat gündeminin hiçbir zaman rafa kaldırılamayan gündem maddeleri.
Ayrıca birçok yazarımızın kitabı Almancaya çevrildi, burada okunuyorlar.
İstanbul da çok tanınmış bir dünya şehri, bütün buluşmalar gerçekten eski deyişle yerini buluyor.
Yazarlar birbirini dinliyor, görüşüyor, bir yandan da iki kültür, edebiyat arasındaki temaslar zenginleşmeyi sağlıyor.
Küçük Alman şehirlerini severim, akşam yalnızlığını da. Evlerin penceresinden görünen kısık abajurlu evleri de.
TEDA Projesi ve Frankfurt Kitap Fuarı’nda Onur Konuğu olmamızın izleri, etkileri görülüyor.
Yavaş yavaş da olsa grafik yükselişte.
Birçok yayınevi Türk yazarların çevirilerini yayınladı, vakıflar da bunu gerçekleştiriyor.
3 Kasım’da Alman Büyükelçisi’nin yazlık konutunda çeviri ödülü verilecek.
* * *
RUHR Kitap Fuarı üzerine daha yazacağım.
Çünkü Türkiye-Almanya edebi, kültürel bağlarında çok önemli bir yeri var.
Paylaş