ÜRGÜP'teyim. Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, akşam yemeğinde bana bir kitap uzattı.
Ahmed Refik-Hayatı, Seçme Şiir ve Yazıları. Tertip eden Reşad Ekrem Koçu, Semih Lütfi Erciyas, Sühulet Kitabevi İstanbul, 1938.
Tarihe meraklı olanlar bilirler ki Ahmed Refik, Reşat Ekrem Koçu'nun ustasıdır.
Bu kitapta Reşad Ekrem Koçu onun için çok güzel bir giriş yazısı yazmış. Hem onun Türk tarihçiliğindeki yerini anlatmış, hem de bizim değerlerimizi nasıl unuttuğumuzu ve köşesinde yalnız unutulmaya terk edildiğini belirtmiş.
Ölümünden sonra İstanbul gazetelerinde hakkında yazılanları toplamış.
Bizim ne yazık ki yayıncılığımızda süreklilik anlayışı olmadığından, uzun yıllar genç kuşak Ahmet Refik'in kitaplarını okuyamadı, çünkü bulamadı.
Bekir Ödemiş konuşmasını sürdürdü. ‘‘Ahmed Refik, Ürgüplüdür.Burada kütüphanede bütün kitapları var. Onun için de bazı şeyler yapmak istiyorum ama bir türlü mirasçılarına ulaşamıyorum.’’
Ailesinden biri bu yazıyı okursa, Ürgüp Belediyesi ile temasa geçmelerini öneririm.
Ahmed Refik, birkaç kuşağa tarihi sevdirmiş bir tarihçidir. Tarih popülerliği onun kitapları sayesinde kazandı, yaygınlaştı, ilgili okur sayısı arttı. Şimdi Ürgüp'te bir parka adı verildi.
Bugün övdüğümüz, kitaplarını okuduğumuz Ürgüplü Ahmed Ağa'nın oğlu Ahmed Refik 1880'de İstanbul'da doğdu. 10 Ekim 1937'de yoksulluk içinde öldü.
* * *
GİTTİĞİM her yerde ilgilendiğim konu o şehirde, o beldede yetişmiş insanları unutmamak/unutturmamak için yapılan işlerdir.
Fazıl Hüsnü Dağlarca, ‘‘Uluslar büyük evlatlarıyla soluk alır’’ demişti. Gerçekten de bütün dünya kendini bir yabancıya daima ülkesinin büyük edebiyatçıları, sanatçıları, bilim adamları aracılığı ile tanıtmayı tercih eder.
Yazın birçok dergideki turistik ilanlarda orada yaşamış ünlülerin adı verilir, çünkü artık insanları sadece doğal güzellikler çekmiyor.
Ben de Ürgüp'e ilk geldiğimde burada hangi sanatçıların, hangi edebiyatçıların adına bir kütüphane, bir sanat merkezi ya da bir galeri olduğunu sordum.
Burada birçok kişiye kitabı sevdiren, şehirden köye eşek sırtında kitap taşıyan, ‘‘Eşekli Kütüphaneci’’yi ziyaret ettim. Aslında ben turistik amaçlı bir şehri ziyaret ettiğimi hatırlamıyorum. Orada ya bir kongre olmuştur, ya da bir kitap fuarı açılmıştır.
Ürgüp'e ilk girişim de bir karikatür yarışmasına jüri üyesi seçildiğimdendir. Gelince ünlü halk türküleri bestecisi Refik Başaran'ın heykelini gördüm. Kalan Plak'tan da türküleri çıktı.
* * *
Ürgüp'te ilk durağımız Ahmed Refik Parkı oldu.
Daha sonra da Avanos yolu üzerinde Semih Balcıoğlu Parkı'na uğradık. Dikilen ağaçlar büyümüş.
Her iki parka da gelip oturanlar da biraz merak varsa, sanırım parklara adı konulan bu kişilerin kitabını okuyacak, müziğini dinleyecek, karikatürlerini görecektir.
İki parkın da bakımlı olduğunu görünce sevindim.
Park ziyaretinden sonra yeni kültür ve kongre merkezinin inşaatına gittim. 1500 kişilik ve 265 kişilik iki salonu var.
Turistik yörelerde artık bu tür binalara büyük gereksinim var, çünkü toplantılar, kongreler her ülkede değişik şehirlere yayılıyor.
Çok şık fuayeleri hoşuma gitti. Tabii ki bütün dış cephe Ürgüp taşından. Ürgüp'te artık iyi ressamların, heykelcilerin eserlerini görebileceksiniz. Semih Balcıoğlu Sanat Galerisi sanırım yeni kültür mevsiminde açılacak.
İki katlı, şık, işlevsel bir galeri. Birlikte galeriyi gezerken Semih Balcıoğu galeriye adının verilmesi konusunda tek cümle söylüyor: ‘‘İnsanı, hatırlanmış olması sevindiriyor.’’