Paylaş
Bir erkek yazar (kadın yazar dediğimize göre böyle diyebiliriz) eğer kadınlar hakkında bir inceleme yapacaksa, bir roman yazacaksa veya herhangi bir erkek, hayatındaki kadınları anlamak istiyorsa mutlaka bu kitabı okumalıdır. Ertuğrul Özkök’ün KIRK7 kitabını okuduktan sonra, aklıma düşen ilk yargı tam da böyle oldu.
Kadınlara çoğulcu ve küresel bir objektiften bakıyor Özkök. Fakat ne olursa olsun, çıkış noktası bireysel bir özellik taşıdığı için, onun egemenliğini kabul ederek yapıyor bunları. Kadını iki bakış açısıyla gergef gibi işliyor. Önce kadının kendisine odaklanarak, her halini gözlemleyerek yapıyor, sonra erkek üzerinden kadını bir dantel gibi işliyor.
Özkök bütün şeffaflığı, samimi itiraflarıyla, kendi yaşamından, tecrübelerinden aktardıklarıyla ışıldağı hem ruhuna, hem tutkularına, hem cinselliğe, hem bilgi birikimine yöneltmiş. Zihinle duyarlılığı, akılla duyguyu birbiri içinde eriterek yazmış.
Bu tür kitapların bir tehlikesi vardır: Birden bayağılığa, sıradanlığa düşerler. KIRK7 asla bu talihsizliği yaşamıyor.
Özkök, kimi zaman yargısını, izlenimlerini bilimsel kitaplarla, romanlara destekliyor, güçlendiriyor, kimi zaman ünlü yazarların, sanatçıların yaşamından izdüşümlerle bazı saptamalarda bulunuyor.
40’LARINDAKİ YENİ KADIN
Yaşlanmanın bir son olmadığını ispatlayan bir kitap. Her yaşın güzelliğini, her yaşı yaşamanın mümkün olduğunu savunuyor ve tezini de birçok kaynakla bize kabul ettiriyor.
Brigitte Bardot’nun oynadığı ünlü filmini anımsatıyor bize: “Ve Tanrı kadını yarattı”. O zaman yirmili yaşlarda olan kadın 40’ında yeniden yaratıldı.
Özkök’ün kadını sadece fiziğiyle var olmuyor, kişiliğiyle, aklıyla ve en önemlisi bedeniyle yepyeni bir kadınlığın sefasını sürüyor, erkeğe de sürdürüyor.
Yaş, cinsellik, nasıl göründüğümüz konusunda belli yaştan sonra soru sormaktan korkanlar, bunun korkulacak bir şey olmadığını gene bu kitaptan öğrenecekler.
Özkök’ün kitabında bir anlayışın öne çıktığını unutmayalım. Günlük cinselliğin geçiciliğine övgü yok, sevginin, aşkın kalıcılığına övgü var. Bu insanın belli yaştan sonra kazandığı bir özellik.
Belli bir anlayışa, belli bir sınıfa odaklanıp, diğerlerini ötekileştiren bir anlayıştan uzak olduğu için de KIRK7’yi sevdim.
Ferace başlıklı bölüm, örtünen kadınlar kadar örtünmeyenlerin de okuması gereken yazılardan oluşuyor.
Okuduktan sonra, sanırım bazı kasılmalardan arınacaksınız. Hayatın içinde her şeyin ilkeli ve kurallı olmadığını kabul ettikten sonra, aşkın çağrısına kulak verebileceğimizi düşünmek, birçok kompleksten kurtulmak demektir.
Kitabın bir yanına daha değineceğim. Özellikle 40 yaşını idrak etmişseniz, müthiş bir test kitabı. Erkekler kadınları anlamak için, kadınlar kendilerini anlamak için bu kitabı okumalı.
Özkök, içine edebiyatı da kattığı için, okuma zevki yükseliyor.
Kırk7
Ertuğrul Özkök
Destek Yayınları
KİTAPTAN
Hangi kadın ne zaman?
16-25 yaş: Romantizm
Cinsellik henüz başlangıç noktasındadır. Genç kadın, istikrarlı bir cinsellikten çok, cinselliğin ne olabileceği sorusuyla doludur.
25-38 yaş: Yaratıcılık
Duyguların istikrara kavuştuğu yaştır. Kadın, bedenine alışmaya başlamıştır. Gövdesini tanır; erkekle nasıl daha iyi birlikte olabileceğini öğrenmeye başlar.
38-47 yaş: Cinsel haz ve şehvet
Bir kadının cinsel hayatı bakımından 40 yaşına girmek; kendi gerçeğiyle yüzleşmek; kendisi, bedeni ve arzularıyla ilişkisinde nerede olduğunu anlama saatidir.
47-50 yaş: Sorgulama
Aradaki dört yıl çok önemlidir. Çünkü bu ‘50’li yaşlara giriş’ anlamına gelir. Sorulan sorulara mutlaka cevap bulunmalıdır. Çünkü yaş sıkıştırmaktadır.
50-55 yaş: Kasırga, Büyük Kargaşa
50-55 yaş arasındaki kadının cinselliğini tek kelimeyle ifade etmek gerekirse, bu kelime ‘daha’dır.
55 Yaş Sonrası: Sexygenaire
Kötü haber: 65 yaşına geldiğinde, bir kadının bedeninde hiç sorun çıkmadığını söylemek doğru değildir.
Doğan Hızlan’ın seçtikleri
Salman Rushdie
Utanç
Can Yayınları
Murtaza Demir
Ateş-i Aşk
Kırmızı Kedi
Celil Oker
Ateş Etme İstanbul
Altın Kitaplar
Jenny Lawson
Hiç Olmamış Gibi Yapalım
Yabancı
Paylaş