Paylaş
LEVENT KIRCA-OYA BAŞAR TİYATROSU oyuncularından Tekin Siper, geçirdiği bir kalp krizi sonucu sahnede öldü.
Tiyatroya kendini adamış, hayatında tiyatrodan başka hiçbir şeye yer vermemiş bir sanatçı.
Sanırım, çok sevdiği sahnede ölmek isterdi.
Tören de gene sahnede yapılacak.
Böyledir oyuncuların kaderi, sahnede yaşarlar ve sahnede ölürler.
Değişik dekorlar içinde, değişik elbiselerle çıktıkları sahneye bir gün tabut içinde getirilirler.
Seyircinin alkışları yerine gözyaşlarının sessizliği salonda yankılanır.
Yarın Dünya Tiyatro Günü, sahneler açılacak, bildiriler okunacak, ölümlere, yokluklara, krizlere rağmen perde açılacak.
Çünkü perde açılmalı kuralı, yalnız perdenin değil, mecazi anlamda hayatın perdesinin kapanmadığını gösteriyor.
Tiyatro arkadaşları onun cenaze töreninde bulunacaklar, daha sonra da işlerinin başına dönecekler ve perdeyi açacaklar.
* * *
BELİRLİ günlerden hoşlanmam, insanlar onu düşünmeye, sorunlarını yazmaya adeta kendilerinde bir mecburiyet hissederler.
Aşağı yukarı her yazı da birbirine benzer.
Ekonomik kriz önce kitabı, tiyatroyu, sinemayı vurur.
Doğrudur ama bu gerekçenin ardına sığınanları da teşhir etmek gerekiyor.
Bütçemizin içinde sanata ayrılmış bir pay olmadığından ya da o fasıl en sonda yer aldığından fedakárlığa sanattan başlıyoruz.
Dünya Tiyatro Günü'nde bence bütün köşe yazarları, direnecek gücü kalmayan Türk tiyatrosunu gündeme getirmeli.
Biliyoruz, Türkiye'deki en önemli gündem maddesi, ertesi gün daha önemli bir gündem maddesi tarafından kovulur.
Ferhan Şensoy'un dediği gibi, tiyatro artık yeterince seyirci bulamıyor, genç kuşağın seyirci kimliği güçlü değil.
Şensoy'un bu saptamasından yola çıkalım, acaba seyircinin değişimine -olumlu ya da olumsuz - tiyatromuz karşılık vermiyor mu?
Televizyonlar kaliteli seyirciyi yok mu etti?
Şensoy'un düşüncesi bana Türk sinemasının son yıllardaki dirilişini anımsattı.
Yıllar önce seyirci Türk sinemasına küsmüştü, filmler oynayacak salon bulamıyordu.
Oysa şimdi bazı Türk filmleri yabancı filmlerin gişe gelirini geride bırakıyor.
Klasik dertlerin klasik çözümleri vardır:
Özel tiyatrolar ödenekli tiyatrolarla yarışamadıklarından, çünkü koşulların eşit olmadığından yakınıyorlar. Bilet parasından prodüksiyon masrafına kadar.
* * *
Dünya Tiyatro Günü'nün ne faydası oldu?
Tiyatrolarımızın sorunları sayfalarda yer aldı, yeni açılan tiyatroların haberleri yayınlandı. Ötesi yok.
Yine Ferhan Şensoy'un dediği gibi, birileri kapıdan, ‘‘Bugün bedava mı?’’ diye soracaklar ve belki hayatlarında ilk ve son kez bir tiyatro seyeredecekler.
Sonrası 28 Mart ve tiyatrolarımız gene kendi yağlarında kavrulmaya devam edecekler. Yok olmamaları için sadece bedava gününde değil, her zaman onlarla birlikte olmalıyız.
Unutmayın, hayatın perdesi kapanmadıkça, tiyatronun da perdesi kapanmaz.
Paylaş