Paylaş
29 yıldır devam eden bu yarışma, karikatür dünyasının, karikatüristlerin ilgisini çeken bir yarışmadır.
Uzun süre devam eden, kalitesini ve saygınlığını koruyan bu ödülün iki önemli kuralı ihmal etmediğini söylemeliyim.
Başından beri izlediğim, katılanları ve ödül alanları, jüri üyelerini tanıdığım için bu gözlemimin, saptamamın doğru olduğuna güvenebilirsiniz.
Nedir bu iki önemli kural:
Jüri üyelerinin uluslararası değerde kişilerden seçilmesi.
Ödül alanların tartışılmazlığı.
Gerek Türk, gerek yabancı üyeler, karikatürde ustalıklarını kanıtlamışlardır.
Bazen bellek birikimlerini, hele bu bir yarışmaysa tanıklığın tarihini yazmalıdır.
Benim bu yazım da bu tür bir belge olarak algılanmalıdır.
Seçiciler Kurulu üyelerinin seçim mesaisi dışındaki dostlukları, arkadaşlıkları, şakaları da benim vazgeçilmezlerim arasındadır.
Çeviriye ihtiyaç duymayan sanatların izleyicisi ve dinleyicisi çoktur.
Bu iki sanat dalı, karikatür ve müziktir.
Karikatürlerin çoğu artık yazısız olduğundan, dünyanın her dilinde insanlar tarafından anlaşılmakta, kavranılmaktadır.
* * *
BİR sanatı değişik yıllara ait kataloglardan izlemek, yalnız o sanatın gelişim, değişim tarihini sunmaz.
İnsanlığın tarihi de bu çizgilerdedir.
29 yılın kataloglarını taradığımda, o yılların siyasal, toplumsal tarihinin silinmez izlerini gördüm.
Savaşlar, terör, kıyımlar, acılar, karikatürde insanın belleğine çakılıp kalan güçtedir.
Peki, çizgilerde hiç mi mutluluk yok?
Dünyada ne kadar varsa, o kadar.
Uluslararası yarışmaların asıl önemli işleri, küreselliğin egemen bir kavram olduğu yüzyılımızda uluslararası standartları, normları karikatür sanatı açısından diri tutmaktır.
Karikatür öyle etkili bir türdür ki, politikacılar, diktatörler, zalimler yazıdan daha fazla karikatürlerden korkarlar.
Ülkemizde de askeri darbe zamanlarında gazeteler karikatürler yüzünden kapatılmışlardır.
Bana göre yazının izi silinebilir ama diktatör kendini çizgide gördüğünde yüzüne vuran karanlığın farkına varır.
Zavallılığı, gülünçlüğü ortaya çıkar.
Kurul dışında çalışmalarında karikatüristlerin geceyi, birbirlerini çizmelerini izlerim.
Söz yerine, çizgi egemen olur.
* * *
BÖYLE günlerde aramızdan dostları anımsarım.
Bu ödüle verdikleri emeği unutmadık.
Nehar Tüblek şakalarıyla ortamı şenlendirirdi.
Ali Ulvi (Ersoy) ile şiirden konuşurduk.
Semih Balcıoğlu, anlattığı fıkradan sonra kahkahasıyla ortalığı çınlatırdı.
Turhan Selçuk, sakin konuşmasının altında derin bir mizahı saklardı, onları rahmetle anıyorum.
* * *
OTUZUNCU yılda buluşmak dileğiyle.
Paylaş