Paylaş
Öyle bir anda bu söylenir ki, yemeğinizi yemişsiniz, kahvenizi içeceksiniz. Hemen keyif kahra dönüverir. Bilmediğiniz topraklara, bilmediğiniz insanlar arasına gideceksiniz. Bilmediğiniz bir dil konuşacaksınız... Ne komşunuz olacak ne de tanıdığınız bir mahalle.
Gidip de dönmemek var, gelip de görmemek.
Yaşayabilmek, bu tepeden inme duruma tahammül edebilmek için umudunuzu kırmıyorsunuz, hatta eşyanızın bir bölümünü yarın gelecek gibi terk ettiğiniz evde bırakıyorsunuz. Belki de, komşunuza emanet ediyorsunuz.
Nasıl tanımlamalı mübadeleyi ve mübadili? İnsan takasının gayriinsaniliğini hangi sözlükten, hangi yürek burkan kelimeleri seçip anlatacaksınız?
Romanlarda, anılarda mübadili okudukça acısını daha derinden hissedersiniz.
Yaşar Kemal’in Bir Ada Hikâyesi roman dizisinde de (Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Karıncanın Su İçtiği, Tan Yeri Horozları), mübadilin/mübadelenin onulmaz hüznü belleğinize mıhlanır.
YAPIMCILIĞINI yönetmenliğini Ömer Asan’ın yaptığı Kardeş Nereye-Mübadele belgeselini seyrederken, düne bugünden baktım.
Bence zamanlar karışmıştır mübadilde, dün de bugün de aynı tarih içinde anılır. Türkiye’de yaşayan Rumlarla, Yunanistan’da yaşayan Türklerin mübadele serüveni, çeşitli tanıkların ağzından, yazarların konuşmalarından bize anlatılıyor.
24 Temmuz 1923.
İşte bu acıklı öykünün başlama belgesinin imzalandığı tarih.
Mübadeleden önce, iki halk da birbirine düşman mıydı? Hayır. Ama hükümetler çoğu zaman bizim bireysel yaşamımıza dair karar verirler! Bizi cepheye sürerler hatta evimizden barkımızdan ederler.
Oraların tarihini yazan İbrahim Dizman’ın naklettiği bir olay.
Rumların tiyatro binası var, Türklerin yok. Papaza başvurup salon istiyorlar, o da ortak kullanmalarını sağlıyor.
Belgeseldeki tanıklar arasında sevgili dostlarım Ergin Karlıbel ile eşi Lebibe Karlıbel’i dinledim. İki ulus birlikte yaşamaya alıştıklarında, birbirlerinin cehennemi olmadıklarını anladılar.
Rumlar veya Türkler...
Ortak nokta mübadil olmanın trajedisi.
¡
FÜGEN Ünal Şen’in yakın zamanda yayımlanan Bir Avuç Mazi adlı yapıtı, Bir Mübadele Romanı.
Birinci sayfanın altbaşlığı: “Mübadiller... Kederlerini gemilere yükleyip gelenler”.
Yazar romanını bakın nasıl tanıtıyor:
“Bir Avuç Mazi, bir mübadele romanı. Okuru, bu topraklarda yaşanan ve yaklaşık iki milyon insanın savrulduğu med-cezir günlerine götüren Bir Avuç Mazi, 1924 yılında geçiyor. O günlerde, Lozan Barış Konferansı çoktan sonuçlanmış, 30 Ocak 1923’te imzalanan ‘Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme’ ile yaklaşık 2 milyon insanın zorunlu göçünü öngören karar alınmıştı...”
Kitap; hem Selanik’ten gemiyle Türkiye’ye gelen Fethi Bey ve ailesinin hem de İstanbul’dan Selanik Alsonya’ya gönderilen Türkiyeli Rum Bayan Mitridat’ın romanı.
Roman, bir mübadilin yeni vatanına kök salmak için, göğsünde bir yumru gibi taşıdığı kırmızı sardunyayı ekişiyle bitiyor.
Umut böyle yeşerecek!
YAZI sırasında Ayşenur Kolivar’ın Bahçeye Hanımeli CD’si bana eşlik etti.
Yararlandığım kaynaklar:
Kardeş Nereye - Mübadele. Yapımcı-Yönetmen: Ömer Asan, Müzik: Serdar Sarak, Heyamola.
Bir Avuc Mazi, Bir Mübadele Romanı; Fügen Ünal Şen, Everest Yayınları.
Bahçeye Hanımeli, Ayşenur Kolivar. Kalan Müzik. (Mübadele başlığı altındaki Karadeniz Rumcası ile söylenmiş parçalar).
Paylaş