INDEPENDENT Gazetesi (The life-changing novels every woman should read, Louise Jury, The Independent, 14 September 2004) 400 kadına şu soruyu yöneltmiş:
Hayatınızı değiştiren roman hangisi?
Bu kadınlar; öğretim üyelerinden, yazarlardan, sanatçılardan, yayıncılardan oluşuyor. Soruşturmanın sonucunda hayat değiştiren 40 romanı gazete sayfasına almış. Sayfada sadece roman adları yok, onları seçen kadınların gerekçeleri de kısaca romanın yanında yer alıyor.
Sonuç üzerine bazı tahliller de yapılmış.
Seçilen romanlarda kadın-erkek yazar ayrımı yapılmamış, dünyanın çeşitli ülkelerindeki önemli yazarlar listede bulunuyor. 40 kişilik listede 15’i erkek yazar.
Belirlenen ilk beş roman, özellikle kadınları anlatan romanların daha çok oy topladığını gösteriyor:
5) Aşk ve Gurur (Pride and Prejudice)-Jane Austen ve Sevgili (Beldved)-Toni Morrison
Bu yazıyı okurken, Orhan Pamuk’un ‘Bir kitap okudum hayatım değişti’ cümlesinin anlamını daha iyi idrak edebiliyorum.
Hepimizin hayatında romanların çok önemli etkisi olmuştur, gerçekten de hayatımızı değiştirecek güçte olanlar bizi bir ömür boyu yönlendirmiş, insana bakışımızı etkilemiştir. Ben edebiyatın değiştirici gücüne inandığımdan, herkesin kendine bu soruyu yöneltmesinin derin bur ruh tahlili için ilk cümle olacağı kanısındayım.
* * *
J.R.R. TOLKIEN’in Yüzüklerin Efendisi’ni hayatını değiştiren roman olarak seçen bir sanatçının yargısı şu:
‘Hayatımda iki kere okuduğum tek kitap.’
Bir yayınevi yöneticisi Leo Tolstoy’un Anna Karenina’sını bakın nasıl değerlendiriyor:
‘Büyük tutku, büyük trajedi, büyük mutluluk... Bu kitabı okuyarak hayatın çeşitli yönlerini keşfedebiliyorsunuz.’
Bir yazar Marcel Proust’un Geçmiş Zaman Peşinde’sini okuduktan sonra, bu kitabın gençlik için değil orta yaşlılar için olduğu kanısına varmış, ‘Ama’ diyor, ‘artık zamanın geçişinden daha az korkuyorum.’
Bir öğretim üyesi James Joyce’un Ulysses’ini okuduktan sonrasını şöyle özetliyor:
‘Bu kitap gerçekten hayatımı değiştirdi, hele onun fantastik kadınlarını unutamıyorum.’
Bütün kitap listelerinin değişmez adı Harper Lee’nin Bülbülü Öldürmek’i (To Kill a Mockingbird) için genç bir romancının değerlendirmesi şöyle:
‘Bir çocuğun gözünden anlatılan ırkçılık ne kadar etkileyici.’
Yazıyı okuduktan sonra kendi kendime dünden bugüne tersine yapılmış bir hayali yolculuğa çıktım.
Acaba benim hayatımı değiştiren kitaplar hangileriydi? Kadınlarla erkekler arasındaki fark neydi? Edebiyat cinsleri aşan bir güce mi sahipti?
* * *
SANIRIM her iyi okur, öyle bir soruyla hayatını sorgulayabilir.