Doğan Hızlan: İstanbul, kültür ve kongre merkezini bekliyor

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

İSTANBUL Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı'nın , İstanbul Müzik Festivali'ni açış konuşmasını okudum.

Açılışta Türkiye'de değildim.

O konuşma, kültür konusundaki duyarsızlığa, vurdumduymazlığa karşı bir isyan, bir feryaddır.

Çünkü hükümet yetkililerinin, devlet büyüklerinin görkemli açılış nutuklarıyla temel attığı, şimdi herkesin görmezlikten geldiği, İstanbul Kültür ve Kongre Merkezi'nin durumunu gözler önüne seriyor.

Para bitti yapı paydos. Gazetelerde zaman zaman fotoğraflar görürsünüz: Ot bitmiş temeller, çürümüş demirler. Merkezin akıbeti de böyle olmasın diye el birliği yapmalıyız.

Türk gibi başla İngliz gibi bitir, sözünün tipik bir durumu.

Ben o merkezin açılışlarında bulundum, yapılışını izledim, bir çok kez gidip gördüm.

Yalnız İstanbul'un değil Türkiye'nin böyle bir merkeze ihtiyacı olduğunda herkes oy birliğine varmış.

Şakir Eczacıbaşı'nın konuşmasından feryad bölümünü benim gibi üzüntüyle okuyacağınızı biliyorum:

'Bir kültür başkentine, Sinan'ın kenti İstanbul'a yaraşır nitelikte bir kültür yapısı hala gerçekleştirilemiyor. Yılda iki bin beş yüz sanatçının katıldığı Uluslararası İstanbul Festivalleri, Bizans'tan, Fatih Sultan Mehmet'ten, Vali Lütfi Kırdar döneminden kalma ortamlarda yapılıyor.

1990'lar başlarken,Ayazağa ormanlığı içindeki 66 dönümlük alan, üç tarihi yapısıyla birlikte kültüre ayrılmış, en önde gelen uluslararası mimarların katıldığı yarışma sonucunda seçilen tasarımın yapımına 1995 sonunda başlanmıştı. Cumhurbaşkanlığı sırasında Sayın Süleyman Demirel'in büyük ilgi ve destekleriyle, toplam 5 bin 700 kişinin katılabileceği sanat etkinliklerine olanak veren kompleksin büyük bir bölümü ortaya çıkarılmış, ama bir yıldır devlet yönetiminin ilgisizliği yüzünden durma noktasına gelmiştir.'

***

ARTIK büyük kentlerde bu tür kültür merkezleri, kültürün, sanatın yaygınlaşması için denenmiş en iyi yöntem.

İnsanlar tiyatrodan, sinemaya, sergi salonuna, kitapçıya kadar bütün sanat türlerini aynı binada görmek ve öğrenmek istiyorlar.

Az vakitte çabuk ve çok kültür edinmek, günümüz insanının kuralı.

İyi bir film seyredecek, iyi bir ressamın eserlerini görecek, kitaplarını seçecek, CD veya kasetlerini alacak evinin yolunu tutacak.

Bunları keşfetmek gerekmiyor, bu sonuca varmak için dehaya hiç lüzum yok.

Dünyada kültürün, sanatın bir çatı altında daha yaygınlık kazanacağı gerçeğini özetlediğinden, bu projelere ağırlık veriliyor.

Şakir Eczacıbaşı'nın feryadına gelince...

Devletin her zaman bu tür projelere para bulmasından yanayım.

Tate Modern Galerisi'ne İngiltere Sanat Konseyi para veriyor. Niçin biliyor musunuz, giriş ücretsiz olsun, diye.

Neyi şart koşuyor biliyor musunuz? Ziyaretçilerden para almamayı.

Çünkü İngiltere devleti, daha çok kişinin bu müzeyi gezmesini, sanatı öğrenmesini istiyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa ülkelerindeki hükümetler önce opera binalarını, konser salonlarını onardılar.

Bu gerçeği ben yazmaktın bıktım, sanırım siz de okumaktan...

Saray Bosna'da konser salonu onarımı da bu tavırdan farklı değildi. Çünkü insanların ekmek kadar sanata ihtiyaçları olduğu bir çağda yaşıyoruz.

İnsanın kendini insan hissetmesi için hayatında sanatın işlevinin zorunlu olduğu ispatlandı.

***

BİZ devletin Maslak'taki İstanbul Kültür ve Kongre Merkezi'ne para vereceğine, orayı İstanbul'un ve Türkiye'nin hizmetine açacğına inanıyoruz.

Şair ve kültür adamı olan Başbakan Bülent Ecevit, en kısa zamanda konuyla ilgilenecektir.

O binanın yarım kalmış inşaat görüntüsünün, onu herkesten fazla rahatsız ettiğini bilenlerdenim.

Yazarın Tüm Yazıları