İstanbul hakkında ‘yıllık’

YILLIKLARIN önemi, işlevi üzerine çok yazdım.

Haberin Devamı

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün ‘Yıllık’ını görünce hemen okumaya başladım.

Türkçe-İngilizce olarak iki dilde yayımlananmış.

Kitapta 12 inceleme bulunuyor ve M. Baha Tanman yönetiminde hazırlanmış.

İstanbul’un mekânlarından tarihi yapılarına kadar birçok konudaki inceleme herkesin ilgisini çekecek nitelikte.

Bazılarının adını vermeliyim:

*Sokağın, Meydanın, Şehirlilerin Resmi: On Altıncı Yüzyıl Sonu İstanbul’unda Mekân Pratikleri ve Görselliğin Dönüşümü, Çiğdem Kafescioğlu.

“Bu makale on altıncı yüzyıl sonlarında Osmanlı resimli yazmalarında yer almaya başlayan sokak ve meydan odaklı İstanbul resimleri, aynı senelerde üretilen bir şehir manzarası ve özellikle İntizami Sûrnâmesi’nin resimli kopyası üzerinde durarak, kentsel mekânlar, mekân pratikleri ve şehirlilik temsilleri arasındaki bağlantıları araştırıyor. İstanbul’u bir erken modern dönem başkenti ve metropolü olarak ele alarak, şehir ve şehircilik tahayyüllerini üç ana konu üzerinden inceliyor: Mekân pratiklerine bağlı olarak oluşan ve dönüşen görme biçimleri, göze/görmeye dair lügatin özellikleri ve bu lügatin mekân pratikleri ile bağlantıları; yeni bir şehirli zümrenin oluşmasına koşut olarak yeni türden kamusallıkların ve çoksesli temsil biçimlerinin ortaya çıkması; bu dönemin siyasi dinamiklerinin şehrin kamusal alanlarını müzakere ve muhalefet mekânları haline getirmesi ve bu yeni dinamiğin görsel temsildeki yansımaları.”

Haberin Devamı

*Hasan Baran Fırat, Dönemlendirme Çalışmaları ve Osmanlı-Türk Müziği Tarih Yazımı: Bir Bilanço Denemesi yazısında makaleyi özetliyor: “Başta Fernand Braudel ve Reinhart Koselleck olmak üzere tarihsel zaman teorisi üzerinde çalışan bazı araştırmacıların yaklaşımlarını referans alarak Osmanlı - Türk müziğinde dönemlendirmeye nasıl yaklaşılabileceği üzerine bir yol haritası çıkarılmaya çalışılmıştır. Makale Osmanlı-Türk müziği ve kültür tarihi dönemlendirmesi üzerine öncelikli bazı tartışma konularına dikkat çektikten sonra, bu tartışmaların tarihsel icra mefhumu ile olan ilişkisine değinerek sonlanmaktadır.”

Başka yazılar:

  • Osmanlı Döneminde Yerebatan Sarnıcı ve Mahallesi/Ayhan Han.
  • İşgal İstanbul’unun Kentsel Dönüşümünü Beyaz Ruslar Üzerinden Okumak/Bilge Ar.
  • İstanbul’da On Yedinci Yüzyıl Evlerinde Yaşama Mekânları/Hatice Gökçen Özkaya.

* * *

Haberin Devamı

OKURLARIMDAN MEKTUPLAR:

*Işık Biren’den Beethoven’a dair:

“Bugün çıkan, Beethoven ile ilgili yazınızda 2. Dünya Savaşı sırasında tanık olduğum (10-11 yaşları) ve sonradan yorumladığım bir durumu açıklamak istedim.

Bilirsiniz, o sıralarda İngiltere Başbakanı Sir Winston Churchill idi ve TV yokken görsel medya, gazete ve sinema filmlerinden ibaretti.

Churchill, sağ elinin iki parmağı ile V, (victory) yani zafer işareti yapardı.

O dönemde bu işareti radyoda canlandırmak için Mors alfabesindeki V= ...- yani üç nokta bir hat sesini verecek kaynağı, Alman dehası Beethoven’in 5. Senfoni’si girişinde buldu. (Da da da daaa.) BBC yayın ağını kullanarak, propaganda konuşmalarına, bir Alman bestekârın ünlü senfoni girişi ile yani ZAFER demeğe getiren, ‘V’nin mors kodu ‘da da daaa’ ile başlardı.

Haberin Devamı

Ayrıca, Beethoven, bir Türk hayranı idi, Türk marşı besteledi. Mehteran bölüğü ve zil hayranı idi, 9. Senfoni’de Türkiye’den getirttiği zili kullandı.”

*Prof. Dr. Yalçın Abdullah Göğüş’ten Millî Kütüphane’ye dair:

“Edebiyatımıza, kültür hayatımıza ilişkin yazılarınıza, bir kültür insanı olarak ilgi duymakta ve zevk alarak okumaktayım. Fakat bugünkü yazınızda, sahip olduğunuzdan emin olduğum kültür tarihi bilginizi bir kenara iterek, kütüphanecilik tarihimizde yetmiş yıl önemli rol oynayan ve Beştepe Kütüphanesi’nin gerçek öncüsü Milli Kütüphane’nin adını anmamanızı yadırgadım. Milli kütüphanemiz 2013 yılına kadar bugünkü Beştepe Kütüphanesi’nin bütün görevlerini fazlasıyla yerine getirmiştir (örneğin tüm Avrupa gazetelerine internet bağlantısı vardır), o tarihten itibaren başkanlık kadrosuna atama yapılmayarak önü kesilmiştir.

Haberin Devamı

Yeni kütüphaneyi överken yetmiş yılı aşkın süre önemli bir görev üstlenmiş olan Milli Kütüphane’yi ve onun kurucusu Adnan Ötüken’i yok saymaya vicdanımızın elvermemesi gerekir. Bu konudaki devam yazılarınızda yazınızın bu eksikliğini gidermenizi diliyorum.”

Sayın Göğüş’e hatırlattığı için teşekkür ederim.

Millî Kütüphane adı geçince başka kütüphanecileri da anımsadım.

  • Muzaffer Gökman
  • Sami Nabi Özerdim
  • Müjgân Cumbur
  • Jale Baysal
  • Meral Alpay

Zaten diğer adlar da anılmıştı ve ben de yazımda söz etmiştim.

Yazarın Tüm Yazıları