Paylaş
Türk okuru 1967’de 66 yaşında aramızdan ayrılan Vâ-Nû’yu (Vâlâ Nureddin) ‘Bu Dünyadan Nâzım Geçti’ kitabıyla tanıdı. Oysa yıllarca birçok gazetede gündemi belirleyen önemli makaleler yazdı. Bir gazete yazısının, bilgiyle edebi bir yazı kimliği taşıdığını kanıtlayan ustaların başında geliyordu.
Gazeteci-yazarın yazılarının ardında bir birikim vardır. Hakaret görülmez. İroninin yazıya nasıl edebi lezzet kattığının örnekleridir. Yazılarının toplandığı, Tuncay Birkan’ın hazırladığı iki kitap çıktı: ‘Fikir ve Sanat Âlemimize Bu Hürriyet Kâfi Değildir’ ve ‘Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler’.
Bu iki kitap siyaset ya da güncel köşe yazanlara örnek olacaktır.
Tuncay Birkan ‘İzler Üzerine’ yazısında dizinin mahiyeti hakkında bilgi veriyor:
“Yakında 100. yılına girecek Cumhuriyet’in yazılı mirasını yeterince tanımıyoruz. Ortada devasa bir arşiv var sahiden ama çok temel eksikliklerle malul bir arşiv bu.”
Birkan ‘Vâ-Nû: Bir Fıkracının Edebiyatçı Olarak Portresi’ yazısındaysa yazarı Türkiye’nin toplumsal, siyasal koşulları içinde inceliyor. Türkiye’nin yazı ve demokrasi tarihini bu yazıdan öğrenebilirsiniz:
“Vâlâ Nureddin Vâ-Nû, gelmiş geçmiş bütün Türk yazarlar içinde -muhtemelen Ahmet Mithat’tan sonra- Peyami Safa’yla birlikte en velut yani en çok yazmış isim olabilir.”
‘Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler’deki ‘Beyoğlu Gibi Avrupai Caddeler’ yazısı 1939’da yazılmış. Caddeleri Batı’dakilerle karşılaştırıyor. Yeni semtlerin yükselişini inceliyor.
Derleyen ve yayına hazırlayan: Tuncay Birkan, Can Yayınları
‘Gece Kahvelerinde Neyzen Tevfik’ yazısı Vâ-Nû’nun portre çizmekteki ustalığını belgeliyor.
1932’de yazdığı ‘İstanbul Halkı Ne Noktalarda Terbiyeli, Ne Noktalarda Kusurludur’ yazısındaki artılar ve eksiler değişmiş değil, belki eksilerde bir artıştan söz edilebilir.
‘Uslu Çocuk Fena Bir Çocuk Tipidir’ yazısı çocuğun özgür seçimini destekliyor:
“Uslu uslu köşede oturur, maşallah! dediğimiz evsaftaki çocuk, hekim muayenesine muhtaçtır. Onu ya biz baskımızla dejenere etmişiz yahut guddelerinde bozukluk vardır.”
‘Fikir ve Sanat Âlemimize Bu Hürriyet Kâfi Değildir’deki ‘Hafıza Kuvveti’ yazısında Yahya Kemal ile Nâzım Hikmet’in niteliklerini karşılaştırıyor.
Haldun Taner’in yazısıyla noktalayacağım:
“Onun sütunu bize hocalarımızın açamadığı ne pencereler açtı. Köklü bir İstanbul terbiye ve görgüsünden gelen çelebiliği, Galatasaraylılığın verdiği ince bir esprisi, çok sevdiği Viyana’nın hayat üslubundan edindiği zarif bir Avrupalı gustosu ve nihayet Moskova günlerinin anısı bir diyalektikten örülme, kendine özgü, çok ilginç bir kültürü vardı.”
Zaman zaman okumak için yakınımda bulunduracağım bir kitap.
Paylaş