Genç iletişimcilerle bir gece

AYDIN DOĞAN Vakfı 14. Genç İletişimciler Yarışması töreninden önce Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Engin Ataç'ın odasındayız.

Rektör, bana, duvardaki Feyhaman Duran'ın Atatürk portresini gösterdi.

Bir tabloda cumhuriyetin bütün çağrışımlarını yaşadım. Anadolu'da örnek bir üniversitede törene katılacağız. Cumhuriyetin nimetlerini yazmaktan, savunmaktan bıkmam.

Birkaç dakika sonra da ödül töreninin yapıldığı salona geçtim.

Tören başladığında o tablodaki Atatürk, sanki salona bakıyordu. Uygarlık kavramıyla adı hep özdeşleşmiştir bende.

Genç iletişimcilerin; ideallerini, yaratıcılıklarını, dünya görüşlerini, çağı algılayan yeteneklerini çalışmalarında gördüm.

Toplumsal, siyasal kısırdöngülerin dışında, umut veren bir genç kuşak.

Genç iletişimciler, çağdaş bir mesleğin en genç temsilcileri olarak, bizim karşımızdaydılar.

Anadolu Üniversitesi, bu yılki ödül töreninin ev sahibiydi. Her anons, başarının sevinç çığlıklarına dönüşüyordu.

Törenlerin ciddiyeti, resmiyeti bitince, ödül kazananlar birbirleriyle sevinçlerini, coşkularını paylaşırlar.

Yerelden Evrensele başlıklı halk oyunları gösterisini seyrettik.

Gene bir eski binanın onarılmasıyla ortaya çıkan lokantada yemek yedik, gençliği bölüşmek bizi de canlandırdı.

Genç kuşakla sık sık bir araya gelmeye karar verdim, zihnim de bedenim de gençleşti.

* * *

ANADOLU Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi'ni gezdim.

Haluk Gürgen gezdirdi. O, üniversiteyi öylesine güzel ve çekici bir üslupla tanıtır ki, her seferinde aynı ilgiyle dinlerim.

Bir müzenin gelişmeye, büyümeye elverişli çekirdeğini burada buldum.

Müze, eski bir binanın onarılmasıyla ortaya çıkmış. Sürekli aynı eserler sergilenmiyor, bu açıdan Eskişehir'deki öğrenciler, resim ve heykel tarihinin önemli adlarını bu sergiyi izleyerek öğrenebilirler.

Ayrıca üniversitedeki sanatçı öğretim üyelerinin yapıtlarını görmek de ayrı bir mutluluk.

Burada kurumların koleksiyonları da sergileniyor.

Önceki yıllarda Türkiye İş Bankası Koleksiyonu sergilenmiş, Eskişehirliler böylece Çallı'nın resimlerini artık biliyorlar.

Öğrenciler dışında, başkalarının da bir görsel estetik kazanmasını sağlıyor bu müze.

Rektör Engin Ataç'ın Çağdaş Sanatlar Müzesi'ni tanıtan ‘‘Anadolu'dan bir kez daha...’’ yazısının bir bölümünü buraya aldım:

‘‘Resim başta olmak üzere tüm plastik sanatlarımızı sevdirmek, sanat eğitimi gören gençlerimizin, büyük ustaları yapıtlarıyla tanımalarını sağlamak, bir 'Müze İzleyici Kitlesi' ile giderek sanatçısını tanıyan bir toplum oluşturmanın ötesinde araştırma, yayın, tanıtım, eğitim, bilgilendirme, yeni belgelikler oluşturma gibi etkinlikleri de gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.’’

Sergilenen, sergilenmeyen resimlerin de bilimsel koşullarda korunduğunu da gördüm.

* * *

ÇAĞDAŞ SANATLAR MÜZESİ'nin gelişmesi, Türk sanatı açısından büyük bir kazanç olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları