Eskimeyen ses: Selda Bağcan

SELDA BAĞCAN’ın 40 Yılın 40 Şarkısı* albümünü dinledim, dinliyorum.

Haberin Devamı

Onun söyledikleri türkü olsun, özgün beste olsun, kendine özgü icrasıyla dinleyenin ses belleğinde yankılanır.

Bir filozof, yanılmıyorsam Nietzsche, “İnsan seçtiğiyle de önemlidir” demişti.

Onun seçtiği türküler, besteler yalnızca bizim müziğimizin tarihi değil, toplumsal, siyasal tarihimizin de izlerini taşır.

Türkülerin derinliği, onu dile getiren insanların ruhunu yansıttığındandır.

İyi hazırlanmış bir albüm.

Sanatçının hayatı, diskografisi de bu albümde yer alıyor.

Haberin Devamı

Şarkıları yeniden dinlerken, o günleri, güzel olduğu kadar karanlık yılları da anımsıyorum. Unutulmayan, unutmadığım şarkılar. Yoksa şöyle mi demeli: “kendini unutturmayan şarkılar.” Çünkü o şarkılar Selda Bağcan’ın insanı büyüleyen sesinden dinlenmiştir.

1971’de dinlemeye başladım onu.

Nelerdi bize dinleten yanları.

Birinci özelliği, geleneğin sesini yenilemişti. Türkülerin otantik yapısını bozmadan modernleştirmişti.

Başkasının bestesini söylese bile, onun mutlaka yaşamıyla örtüşen bir içeriği vardı.

Ülkesinde sevilen, dinlenen bir sanatçıyı dünya da dinler.

Kendi toprağının sesidir dünyayı etkileyen.

Yıllar önce dinlediğim şarkıları bugün de aynı coşkuyla dinliyorsam.

O sanatçı ölümsüzlüğün sırrını bulmuştur.

Bugün çıkın yurtdışına, Selda Bağcan şarkılarını dinletin istediğiniz insana, etkilenmemesi işten değildir.

Haberin Devamı

Şimdi onları dinlerken, hiç kuşkusuz eklediğim öğeler var.

Bazıları sanki anılarıma eşlik ediyor.

Sanki kuşağımın birçok ismiyle bunu koro halinde söylüyormuşuz gibi geliyor.

Türkiye sanatçılara bedel ödeten bir ülkedir.

Genellikle düzenin takdiri (!) böyle tecelli eder.

Selda da bundan uzak kalamazdı, bırakılamazdı. Pasaport verilmedi, ödülünü kendi alamadı.

1980 ve 1987 yılları arasında söylediği şarkılar nedeniyle 3 kez hapse girdi.

Söylediği şarkılar nedeniyle 9 ayrı mahkemede yargılandığı bu davaların tümünden beraat etti.

Hangi tür müzik dinlerlerse dinlesinler, herkesin Selda Bağcan’ı dinlemelerinin gerektiği kanısındayım.

Yaşamını ve başarılarını okuduğunuzda hak edilmiş olmanın onayını vereceksiniz.

Haberin Devamı

Bazı parçaları üst üste dinledim. Tabii onun klasiği Adaletin bu mu dünya? başta geliyordu, Sivas ellerimde sazım çalınır, Neşet Ertaş’ın Tatlı Dillim’i devamındakiler.

Sözleri Şemsi Belli’nin, bestesi Selda Bağcan’ın Anayasso’su her zaman yeri ayrı şarkılar arasındadır.

Şiiri de bestesi de dillerden düşmüyordu. Güncelliğin sanattaki siyasal simgesiydi.

Âşık Mahsuni’yi es geçmeyin, İnce İnce Bir Kar Yağar’a eşlik etmekten kendinizi alamayacaksınız.

Anonim şarkıların, geleneksel gücünü Bağcan her zaman kanıtladı.

Yüzyıllar boyu sesinin kısılmadığını gösterenlerden biri oldu.

Acıyı Bal Eyledik’i dinlerken sözün sahibi Hüseyin Korkmazgil’i andım.

Haberin Devamı

Tanıştığım, yürekli, inançlı bir şairdi.

Ne diyordu?

“Kör olasın demiyorum
Kör olma da gör beni.”

Elbette; Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ı ve Attilâ İlhan’ın An Gelir’i onun sesinden dinlemek gibisi yok.

İki CD’den oluşan albümü dinlerken, onunla yapılan söyleşileri de okuyun.

Biri Cansu Çamlıbel’in Hürriyet’te çıkan söyleşisi, diğeri de genç ses Gaye Su Akyol’un “bantmag” için Bağcan’la yaptığı söyleşisi.

***

ESKİMEYEN bir sesten eskimeyen şarkıları dinleyin.

(*) 40 Yılın 40 Şarkısı, Selda Bağcan, Majör Müzik Yapım

Yazarın Tüm Yazıları