Canımız onlara emanet ama kültürümüz değil

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aktekin, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. ve 2. sınıfında öğrenim gören 119 öğrenci üzerinde, okuma ve spor alışkanlıkları konusunda bir araştırma yapmış.

Sonuçlar üzücü demeyelim ama sevindirici de değil. Benim için şaşırtıcı.

Araştırmadan; düşündürücü bölümleri ve rakamları görünce yarının gençlerine dönük yorumlar yapmanız için buraya aldım:

‘‘Öğrencilerin yüzde 81.5'i düzenli gazete almıyor. Yüzde 71.5'i ise düzenli gazete okumuyor. Yüzde 66.4'ü de son bir yılda meslek alanı dışında herhangi bir kitap okumamış. Öğrenciler gazete ve kitap okumayı sevmiyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Başta, bu öğrencilerin derslerinin diğer fakülte ve okullara oranla daha ağır olması.’’

Gazete ve kitap okumama gerekçelerini geçerli bulmam. Derslerin ağırlığına gelince, bir insanın gazete okumayarak dünyadan, ülkesinden soyutlanmasını aklım almıyor.

Çevrenizdeki olan biteni bilmeden nasıl yaşayabilirsiniz?

Uzmanlık, genel kültürle beslenince önem ve boyut kazanır. Çünkü doktorların, psikolojik açıdan da hastalarını anlamaları gerekir. Bence başarılı tedavi bu sayede gerçekleşir.

Hiç kuşkusuz çocuklarımızı daha küçük yaştan sadece ders kitaplarının esiri olarak, at gözlüğüyle yetiştirdiğimizden, dünya görüşü denilen kavramı tanımadan meslek sahibi yapıyoruz.

Eleştirileri yaparken, gerçekleri de uzağa atmayalım.

Öğrencilerin maddi durumları konusunda bir açıklama yapılmamış, geldikleri aile yapısı konusunda bir bilgi yer almıyor.

Acaba gidip oturabilecekleri, gazete, dergi, kitap okuyabilecekleri bir kütüphaneleri var mı? Spor yapabilecekleri bir salona sahipler mi?

Suçlamadan önce bu açıklamaları da öğrenmek isterim.

***

GELELİM benim tanıdığım doktor dostlara.

Kurdoğlu'nun Şair Tabibler kitabındaki isimleri okuyanlar, bu meslekle şiirin sıkı bağını örnekleriyle göreceklerdir.

Edebiyat dünyasından Ceyhun Atuf Kansu'yu, Muzaffer Hacıhasanoğlu'yu, Orhan Asena'yı ve nicelerini övgüyle hatırlıyorum.

Tarık Minkari, dünyanın çevresini dolanıp duruyor ve çok güzel mizah ve gezi kitapları yayınlıyor. Suat Efe, başarılı hikayelerle masamızda, Özcan Köknel, tıpla insanın yakınlığını dile getiren yararlı eserler yazıyor.

Gürbüz Barlas bütün gazeteleri, kitapları okuyup her telefonda günü gününe her şeyi izlediğini her zaman bize kanıtlıyor, aydın doktor olmanın özelliklerini kırk yıldır unutmuyor. Oğuz Lav, başta Yaşar Kemal olmak üzere, bütün iyi yazarları okur, Selçuk Erez'in jinekolog olduğu için doktorluğunun övgüsünü karşı cinsten dinlerim, yazılarını, kitaplarını da hazla okurum.

Aziz Kaya ile sıkıntılı hastane günlerimde, kitap ve kültürle süslü söyleşilerimizi hâlâ hatırlıyorum. Tarık Terzioğlu ile yeni yayınları ve müzikteki gelişmeleri tartışabilirsiniz, çünkü o hem iyi bir okur, hem de iyi bir müzisyendir, Oryal Gökdemir'in Efebos'unu okursanız, yeni bir doktor yazarı daha kazandığımızı farkedersiniz. Halil İbrahim Bahar'ın güzel dizelerini belleğimden kim silebilir. Erdal Atabek, kitaplarıyla yalnız bizim değil, genç kuşağın sevgilisidir. Müzikçi doktor dostları sıralarsak ayrı bir katalog yapmak gerekir. Nevzat Atlığ, Alaeddin Yavaşça, Selahattin İçli ilk akla gelen isimler.

***

BENİM bu araştırma sonuçlarından sonra hatırladığım, yazılarıyla, kültürlü kimlikleriyle bende iz bırakmış doktor dostlar.

Niye üzülüyorum biliyor musunuz?

İlerde bu öğrencilerin hastaları; anılarında, onlardan böyle söz edemeyecek. Hasta için de, doktor için de ne buyük bir boşluk.



Yazarın Tüm Yazıları