NE yazık ki, büyük kulaklar bir gerçeği göremiyorlar. Dinleyen herkes aynı zamanda dinlenir, büyük birader hiyerarşisi her zaman değişebilir. Bazı eylemler vardır ki başlatma yetkisini elinizde tutabilirsiniz ya da tuttuğunuzu sanırsınız ama bitirme, sonlandırma yetkisine sahip olamadığınızı unutursunuz. Ne güzel sözdür, "Dinleyen kendini dinler," derler.
Lady Gregory’nin Kulaktan Kulağa kitabını anımsatalım. Basit, sıradan, günlük bir olay kulaktan kulağa ulaşınca anlamı tamamen değişir ve bir kavgaya yol açar.
Dinleme kavramı hem trajik hem komiktir.
Stefan Zweig’ın olağanüstü lezzetli, öğretici biyografi kitabı Joseph Fouche’yi sık sık okurum. Fransız edebiyatının büyük yazarı Honore de Balzac, Fouche için "Napolyon’dan daha fazla güce sahipti" diye yazmış. Ama sürgünde öldü.
Büyük biraderin Fouche’nin hayatını okumasını isterim. Kullanma, kullanılma kavramının çift yüzlü kesici özelliğini kara kara belki düşünür diye.
* * *
BÜYÜK yazarlar her zaman bizim için düşünme önderleridir, o yüzden edebiyatın, sanatın gücüne her zaman iman etmişimdir.
Güncel okuma tavsiyeleri:
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, George Orwell, İngilizce aslından çeviren: Nuran Akgören, Can Yayınları.
Joseph Fouche, Bir Politikacının Portresi, Stefan Zweig, Almanca aslından çeviren: Gülperi Sert, Can Yayınları.