BU yıl TÜYAP Sanat Fuarı’nın “Sanatçı Onur Ödülü”, Yurdaer Altıntaş’a verildi.
Onun çok tanınmış grafik tasarımlarından oluşan serginin posterini yazmalı önce.
Onun 3.5 yaşındaki fotoğrafından yapılmış bir poster. Sadık Karamustafa, Melis Tuncay’ın yayına hazırladıkları kitabın konsepti Sadık Karamustafa tarafından belirlenmiş... Büyük bir ustaya yaraşır nitelikte hazırlanan katalog/albümün adı şu: “Yurdaer Altıntaş Grafik Tasarım Çalışmaları 1952-2011”. Kitabın başında Sadık Karamustafa’nın “Grafik Tasarımcının İşleri Üzerine ‘Catalogue Raisonne’ Denemesi” başlıklı yazıda bir kataloğun oluşma sürecini, koşullarını, kaynak aramadan derlemeye, yorumlamaya kadar bütün aşamalarını yazmış. Önemli bir hatırlatmada bulunuyor Karamustafa: “Yurdaer Altıntaş’ın 21. uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’nın Onur Sanatçısı seçilmesi, Türkiye’de şimdiye kadar yapılamayan bir araştırma projesinin başlatılmasına vesile oldu: Altıntaş’ın öğrenciliğinden günümüze kadar yaptığı işlerin bir araya getirilmesi, görüntülerinin dijital ortama aktarılması, kayda geçirilmesi, sınıflandırılması ve bir katalog halinde yayımlanmasını içeren bir çalışmayı gerçekleştirme fikri doğdu. Projenin amacı, Yurdaer Altıntaş’ın yayımlanmış bütün işlerini bir araya getirmenin yanı sıra, grafik tasarımla ve bu disiplinin tarihiyle ilgilenen yazar, araştırmacı, akademisyen ve öğrenciler için bir yöntem önermektir.” Sanırım daha sonraki çalışmalar için kaynak olacak bir çalışma. * * * FUAR kataloğunun başında Emre Senan’ın “Ben Yurdaer Altıntaş’ı Tanıyorum” yazısı genç ustanın önceki kuşaktan bir usta hakkındaki notları... Bir insan onun, “hem öğrencisi, hem meslektaşı, hem dernek yoldaşı, hem tasarımcısı...” olunca, Yurdaer Altıntaş hakkında en kuşatıcı, en kapsamlı yazıyı yazabilir: “Bazıları onu iyi ‘afişçi’ diye bilir. O da buna kızar haklı olarak, çünkü o ‘afişçi’ değildir. Grafik tasarımcıdır. Türkiye grafik tasarım tarihinin en iyi afişlerinin çok önemli bir bölümünü yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir, ama onun ‘işi’nin yalnızca bir parçasıdır bu. ‘Grafik Tasarım’ denilen geniş kavramsal çerçevenin ilk farkına varanlardan biridir Türkiye’de. Görsel iletişimin evrensel boyut ve ilkeleri olduğunu ilk kavrayanlardandır. ‘İş’ üretirken bu çerçeveyi hiç gözden uzak tutmadığı, yaygınlaşması için hızla davrandığından hem mesleğinin gelişmesine önderlik etmiş hem de her dem taze (güncel) kalmayı başarmıştır.” Onun işlerini gördüğümde, kendi görsel tarihimi anımsamaya başladım. Tiyatroları, dergi kapakları, hepsi de yeniden sergilendiği için çok mutlu oldum. * * * SERGİLERİN, ödüllerin yararını bilelim. Pazar akşamına kadar Sanat Fuarı’nı da gezebilirsiniz.