SEVGİLİ dostum, çevirmen, yazar Azize Bergin'e, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 50 yıldır mesleğe yaptığı hizmetlerden dolayı ödül vermiş.
Yerini bulan, bunu hak eden biridir Azize.
Onu ne zaman tanıdım?
Hatırlamıyorum, bir edebiyat matinesinde mi, bir gazetenin yazı işleri masasında mı, bir yayınevinin yönetim yerinde mi?
Ortak tutkular, meslek beraberliği, bazen tarihleri silip atıyor. İnsan, ne zaman sorusuna, doğduğumuzdan beri yanıtını vermek istiyor.
Azize, tam bir profesyoneldir. Disipliniyle, verilen işin küçüklüğü büyüklüğü tartışmasını yapmadan en iyisini yapmasıyla.
Gazete okurları, Azize'yi, çevirilerinden, genç gazeteci kuşağa örnek gösterilecek magazin yazılarından, derlemelerinden tanır.
Murat Bardakçı'nın yönettiği Hürriyet Tarih'in de Azize Abla'sıdır.
Birikimiyle size her alanda öneri yapabilir, her konuda referans sunabilir.
Başınız sıkıştığında, gizli kitaplık odur, yılların birikiminden, belleğinde kalanlardan hissenize mutlaka bir bilgi düşecektir.
* * *
ELİNDE sigarası, önünde çayı, odamda onu gördüğümde, eyvah gene Azize mi, derim.
Şimdi şikáyete başlayacak:
‘‘Biliyor musun, ben az çalışıyorum, diyorum ki şöyle bir köşe verin, ben bunu hazırlayayım. Oturmayayım.’’
Azize'cim, iş anlayışına imreniyorum ama gündüzleri yeterince çalışıyorsun, sana akşamları gazetede nöbet tut, diyemem ya!
Her zaman ek işlere taliptir ama ek para istemeden. Her zaman bir beyaz gazete sayfasını süsleyecek yazısı, çevirisi vardır, kendi adının ön plana çıkmasını beklemeden.
Azize'nin çevirdiği kitapların sayısı 200'ü bulur, okuyup da düşüncelerini söylediği, danışmanlık için okuduğu kitapların sayısı binleri aşmıştır.
Azize, girdiği kurumda çalışır, başka yerlere geçme gibi bir isteği olmamıştır. Çünkü orayı evi beller.
Şimdi anılarını yazıyor, bir yandan 1980'leri, bir yandan da 1990'ları kaleme alıyormuş.