Aydın bir müzikçi

TÜRK operasının önemli, saygın adı Aydın Gün’ü de (1918-2007) Teşvikiye Camii’nden anılarımıza uğurladık.

Cenaze töreni kalabalıktı, onu unutmayanların sayısı epey yüksekti.

"Opera rejisörü, şan sanatçısı, sanat yönetmeni, hoca Aydın Gün kimdir?" sorusunun yanıtını, yaşamöyküsünü öğrenmek isteyenler, ansiklopedilere baksınlar.

Başta Ahmet Say’ın Müzik Ansiklopedisi’ndeki Aydın Gün maddesini, daha sonra da bizdeki diğer ansiklopedileri okusunlar.

Türkiye’nin sınırları içinde kalan bir müzik adamı değildi, dış ülkelerin müzik dünyasında da sahneye koyduğu operalarla övgüleri hak etti.

Onun müzikçiliğini, bu alandaki önemini, ilgililer bilir. Müzik adamları da bu yanını anlatsınlar.

Ben anılarımdaki bir geceyi yazmalıyım:

Aydın Gün, Azra Gün, Çetin Emeç, Bilge Emeç ve ben, Topkapı Sarayı Müzesi’nde, Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasını seyretmeden önce Sultanahmet’te bir köfteciye girdik, servis hızlı olsun diye, garsona, "Acele edin, çünkü biz saraya gideceğiz," demiştim. Garson, özenle giyinmiş bu grubun köftecide ne işleri var, sarayla ne ilgileri var gibi baktığında hepimiz gülmüştük.

Aydın Gün’ün meslek yaşamındaki kurucu yanını belirtmek gerekir.

1959 yılında, bugünkü adıyla İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ni o kurdu, o zamanki adı; İstanbul Şehir Operası idi.

Kurucuların benim için ayrıcalıklı bir yerleri vardır.

* * *

AYDIN GÜN, gerçek bir cumhuriyet aydınıydı.

Ülke sorunları, sürekli onun gündemindeydi. İyi bir okurdu, okuduklarını özümler, dünya görüşü doğrultusunda çözümlere varırdı. Cumhuriyet rejiminin ilkelerini bütün yaşamına uygulamıştı.

Müziğin dışında onunla bu konularda konuşmak da ayrı bir özellikti.

Müzikle ilgili söylediklerinden birini yeniden hatırlatacağım:

"Gerçek klasik müzik dinleyicilerinin kim olduklarını öğrenmek istersen, resitallere ve dörtlülerin konserine gideceksin. Oradakiler bu müziği anlayan kişilerdir. Çünkü belli bir incelik kazanmış dinleyiciler onlara gider."

Onun bu saptamasını, görüşünü hiç unutmadım, konsere giderken de, CD alırken de iyi bir müzikçinin söylediklerini belleğimde tuttum.

Küçük vefa gösterileri beni mutlu eder.

Ankara Devlet Opera ve Balesi’ndeki koro çalışma odasına, Aydın Gün Çalışma Odası adının verilmiş olmasını bile sevinçle karşılamış, yazmıştım.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin herhangi bir yerine, onun bir büstü konulabilir mi? Adını yaşatmak için herhangi bir girişim var mı?

* * *

AYDIN GÜN’ün eşi Azra Gün’e, oğlu Mehmet Gün’e de başsağlığı dilerim.
Yazarın Tüm Yazıları