Alp Sime’nin anı belgeleyen fotoğrafları

FOTOĞRAF bir anın saptanması mıdır?

Eğer öyleyse, kafamızda çağrışımlar yapma gücü ne kadardır?

Sıradan bir fotoğrafa bakıp geçeriz ama iyi bir fotoğraf bizi görüntünün arkasındaki düşünceye götürür.

Alp Sime’nin Nişantaşı x-ist’teki Paralaks başlıklı fotoğraf sergisini gezdiğimde bu sorular geldi aklıma.

Onun çektiği fotoğrafın niteliği ve insanlar için düşüncesini, Keyif’teki konuşmasından bir cümleyi alarak açıklamak isterim:

"Aslında beni İstanbul’dan çok İstanbullu ilgilendiriyor."

Bana uygun bir bakış açısı, bir kentin özelliğini değil, bir kentin insanlarını objektife getirmek.

Boğaz’a da bir başka bakıyor. Gerçekte, bir şehirde yaşayan insanın bu güzellikleri araya mesafe koyarak yorumlaması mümkün değildir. Gündelik yaşamında o kentin sıkıntıları, dertleri, sorunları onu kuşatmıştır, bunlardan arınıp salt güzelliğe yönelme duygusu gerçek değildir.

Alp Sime de bu gerçeğin psikolojisini yansıtıyor.

* * *

BİR ev içi fotoğrafı; koltuk, duvarlardaki notalar, burada yaşayan insanları kafamızda oluşturmamızı sağlıyor. Koltuk üzerine atılmış iki kırlent, televizyon ekranındaki bir görüntü, orada yaşayanların üzerine tahmin çeşitlemeleri yapmamızı sağlıyor.

Bankamatik önündeki, sırtından gördüğümüz insanlar...

Alp Sime, bizim özgür yorumlarımıza yolu açık bırakıyor. Belirli/belirsizliğin, sanatın kurallarından biri olduğunu kanıtlamak istiyor sanki.

Siyah-beyaz fotoğrafların, renk ve ışık oyunlarıyla nasıl daha usta işi bir fotoğraf ortaya koyacağı iddiasını ileri sürüyor.

Karanlık satıhtaki bir figür, bir insan, bir keçi, çok daha fazla dikkatimizi çekiyor, sanki sahne ışıkları altında bir yönetmen çalışmasını andırıyor.

Şemsiye altındaki insanlar, belirsiz yüzleriyle bende dramatik bir etki yarattı. Arkadaki o zemin, yeri, konumu, durumu belirliyor.

* * *

ALP SİME’nin fotoğraflarını görün. Fotoğrafın izlerinin bizim zihnimizdeki çağrışımlarını fark edeceksiniz.
Yazarın Tüm Yazıları