Ahmet Muhtar Paşa Salonu’nda Suna Kan’dan Mozart dinledik

HARBİYE Orduevi’nde cuma akşamı Ahmet Muhtar Paşa Salonu’nun açılış törenine katıldım.

Birinci Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, açış konuşmasında, yanıtı içinde olan bir soru sordu: "Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu ve gelişimi -ki Türk Devrimi’dir- aslında bir kültür devrimi değil midir?

Atatürk kültür kavramının tanımını şöyle yapmaktadır: ’Kültür bir insan topluluğunun, devlet hayatında; fikir hayatında -ki bunlar fen bilimi, beşeri ve sosyal bilimler ve güzel sanatlardır- ve ekonomik hayatta yapabildiklerinin toplamıdır.’

Bu tanımdan kültür kavramının üç alanı kapsadığını görmekteyiz. Bunlar devlet hayatı, fikir hayatı ve ekonomik hayat alanlarıdır. Kısacası yaşamın tüm alanlarıdır."

İlber Ortaylı’
nın Türk Ordusu ve Kültür konulu konuşması, tarihi perspektiften Türk ordusunun kültürel yanını, kültüre verdiği önemi anlattı. Orduları sınıfladı, gerçekten konuklar, bu konuşmayla ordu-kültür ilişkisine daha bilgili yaklaştılar.

* * *

SALONA adı verilen Ahmet Muhtar Paşa 1861 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Kolağası Hasan Bey, oğlu yazar Sermet Muhtar Alus’tur.

Askeri müzenin kurucusudur. Askerliğe dair kitaplar yazdı, çeviriler yaptı.

16 Mart 1926’da İstanbul’da öldü.

Salon "Yeni Taamhane" (Yemekhane) adıyla II. Abdülhamid tarafından yaptırıldı.

Salon, ışıklandırılmasıyla, akustiğiyle, dekorasyonuyla gerçekten oldukça iyi bir hale getirilmiş. Bu sayede konserlerin verilebileceği, çeşitli etkinliklerin yapılacağı bir mekán kazandı İstanbul.

Açılışta elebette Mozart Yılı unutulmamıştı.

Someylenko yönetiminde Boğaziçi Üniversitesi Oda Orkestrası önce Küçük Bir Gece Müziği’ni seslendirdi, iyi kemancı Suna Kan, Mozart’ın 3 No’lu Keman konçertosunu seslendirdi.

Suna Kan gibi bir virtüözden, Mozart’ı dinlemek ne güzeldi.

Bir zamanların Harika Çocuk’u cumhuriyetin kültür politikasının yetiştirdiği, cumhuriyet kızı Suna Kan, bu salonun açılış gecesine çok da yakışmıştı.

Aradan sonra Fahir Atakoğlu ve Sertab Erener Konseri vardı.

* * *

İSTANBUL her zaman salon sıkıntısı çeken bir şehir.

Her yeni salon, sanata ilginin, sevginin simgesi benim için.

Salonu yapanlara tekrar teşekkür ederim.
Yazarın Tüm Yazıları