AYDIN DOĞAN VAKFI KARİKATÜR YARIŞMASI’nı kazananlar, ödüllerini salı akşamı düzenlenen törenle aldılar.
Yarışma, yirmi sekiz yıldır dünyanın saygın bir karikatür yarışması olma özelliğini koruyor. Bilinen bir kuralı burada tekrarlayalım: Bir ödülün kaliteli, sonuçlarının tartışmasız bir biçimde, yıllarca sürebilmesi için iki ilkeye dikkat etmek gerekir: Seçici kurul üyelerinin niteliği ve ödül kazananların bu ödüle değer olması. Aydın Doğan Vakfı Karikatür Yarışması, bu iki ilkeyi özenle korudu. Çeşitli sanat türlerinden yaşadıklarımızı, siyasetten toplumsal değişimlere, dönüşümlere kadar birçok şeyi izlememiz mümkündür. Sanırım en kolay ve en doğrudan şekilde; tarihi, dünyayı izlemek karikatürle mümkün oluyor. Özellikle bu yarışmada kazananların yapıtlarından oluşan arşiv, dünya karikatür tarihinin öğrenilmesi ve senelere göre gündemi oluşturan olayların seyri açısından eşsiz bir hazine. Çeviriye gerek duyulmadan, bir çizgi ile küresel dil sağlanıyor. Bu yarışmanın bence birkaç özelliği var. Türk karikatürünü, karikatürcülerini dünyaya tanıtıyor, biz de dünya karikatürünü/karikatürcülerini tanıyoruz. Şimdiye kadar, ödüllere katılan ürünlerin sayısı yüz bine yaklaşmış. Büyük bir rakam. Gelen seçiciler kurulu üyelerinin, ödül kazanıp buraya gelenlerin, bir başka işlevine de değinmeliyim. Türkiye’yi, Türkleri, Türk karikatürünü tanıyorlar, dünyaya tanıtıyorlar. Ödül gecesinde birçok kimse, Türkiye’den övgüyle söz etti. Düşüncemin ve savımın doğruluğu konuşunda şüpheye düşmüyorum. Bir ülkeyi, o ülkenin insanlarını başka ülkelerin insanlarına tanıtmak için en doğru yol, sanattır.
HAZIRLANAN albümde önce seçiciler kurulu üyeleri tanıtılmış, kuru bir biyografi ile yetinilmemiş, onların çizdiklerinden de birer örnek verilmiş. Böylece onları da tanımış oluyoruz. Birinci, ikinci, üçüncü ödül dışında, başarı ödülü kazananalar da albümde yer almış. Sergilenmeye değer görülenler başlığı altındaki karikatürler de, seyredilmeye değer çalışmalar. Ross Thomson’un kazandığı Birincilik Ödülü, güncel ve trajik bir olguyu bize çizgiyle iletiyor. Bir otelin bahçesi, herkes şezlonglarda dinleniyor. Garsonlar ellerinde tepsiler, istekleri yerine getirme çabası içindeler ve kıyıya insan dolu bir motor yaklaşıyor. İçinde, ülkelerinin zorlu koşullarından kaçan göçmenler. Bu iki karşıt görüntü, bugün insanlar arasındaki uçurumu gösteriyor. Ilya Katz’ın İkincilik Ödülü’nü kazanan karikatürü, mitoloji ile bugün arasında kurulan bağı simgeliyor. Sisyphos Efsanesi’ni çizgiye getirmiş. Bir sümüklü böcek, iki uzantısıyla kabuğunu tepeye taşıyor. Belki de zorunlulukta, insanın bazı şeyleri yeniden keşfetmesi. Werner Rollow’un Üçüncülük Ödülü, abes bir saptamayı sunuyor. Bir devlet büyüğünü karşılamak için hazırlanan bir protokol, kırmızı halılar serilmiş ve devlet büyükleri ellerinde çiçeklerle, beklenen kişinin uçaktan inmesini bekliyorlar. Ancak beklenen kişi uçaktan tekmeyle atılıyor... Hafız Nesiroğlu’nun karikatürü, bir çelişkiyi anlatıyor. Kitaplar üstüne oturmuş bir çocuk, bilgisayarı başında görülüyor. Kâğıt tartışmaları üzerine düşündürücü bir karikatür. Albümü incelerseniz, bugün ve dün üzerine düşünme gereksinimi duyarsınız. Geceyi müzikle güzelleştiren Zafer Gündoğdu ile genç sanatçı Ceren Gündoğdu’yu da özellikle belirtmek gerekiyor. Ceren Gündoğdu’yu ileride önemli müzik projelerinde seyredeceğiz, dinleyeceğiz.
KARİKATÜR, iki küçük çizgiyle dünyaları anlatabilen belki de en minimal sanattır. Ne dersiniz?