Prof. Dr. Berkan Reşorlu

Kronik prostatit nedir?

21 Mayıs 2021
Prostat, erkeklerde semen (meni) içeriğinin bir kısmının üretildiği, idrar kesesinin hemen altına yerleşmiş yaklaşık ceviz büyüklüğünde bir bez dokusudur.

Bu bez dokusunun iltihabi hastalığına prostatit adı verilmekte olup, sıklıkla genç ve üreme çağındaki erkekleri etkilemektedir. Bu hastalığa bağlı şikayetler 3 aydan uzun sürdüğünde kronik prostatit olarak adlandırılmaktadır.

Kronik prostatit nedenleri

Altta yatan sebebe göre 2 başlık altında incelenmektedir. Sebep bakteriyel mikrobik bir enfeksiyon ise kronik bakteriyel prostatit olarak adlandırılmaktadır. Altta yatan bakteriyel bir sebep yokken benzer şikayetlerin görüldüğü ve sebebin tam olarak bilinmediği formuna ise kronik prostatit / kronik pelvik ağrı sendromu adı verilmektedir. Olguların yaklaşık %90’ını bu ikinci tip hastalık oluşturmaktadır.

Semptom ve bulgular

Tipik olarak alt pelvis bölgesinde özellikle testisler ile makat bölgesi arasında ağrıya sebep olur. Ağrı, alt karın bölgesine, penise ve sırta doğru da yayılabilir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, ani sıkışma hissi gibi idrar yapmakla ilgili şikayetlere yol açar. Ağrılı boşalma ve boşalma güçlüğü ise en sık izlenen seksüel sorunlardır.

Tedavisi nasıl olur?

Tedavi altta yatan sebebe göre planlanmaktadır. Bakteriyel prostatit varlığında uzun süreli antibiyotik kullanımı gerekmektedir. Uzun süredir devam eden ya da tekrarlayan enfeksiyonlarda ise 6 aya kadar süren antibiyotik tedavisi uygulanabilmektedir.

Antibiyotik tedavisinden fayda görmeyen olgularda ağrı kesici ve iltihap önleyici ilaçlar, kas gevşetici ajanlar, idrar yapmayı kolaylaştırıcı (alfa-bloker) ilaçlar kullanılmaktadır. Prostat masajı, prostat içindeki iltihaplı sıvıların boşalmasına yardımcı olur. Sıcak oturma banyosu ve sıcak terapileri kişinin rahatlamasını sağlayan uygulamalardır.

Yazının Devamını Oku

Sertleşme sorununda penis protezleri

5 Nisan 2021
Penis protezi (mutluluk çubuğu) cinsel ilişki için gerekli sertleşmeyi (ereksiyon) sağlayamayan erkeklerde ereksiyonu sağlamak için penis içine ameliyatla yerleştirilen slikon yapıda implantlardır.

Penis protezinin kaç çeşidi vardır?

Bükülebilir (Tek Parçalı) ve Şişirilebilir (İki ve Üç Parçalı) olmak üzere iki tipi vardır. Bükülebilir tiplerde hasta ilişki sırasında penisi düzleştirmekte, bitiminde ise bükerek saklamaktadır. Şişirilebilir protezlerde ise hasta ilişki öncesi yumurtalıkların yanına yerleştirilen ufak bir pompa ile penisi şişirerek sertleştirmekte, ilişki bitiminde ise protezi indirerek normal hale getirmektedir.

Kimlere uygulanır?

Sertleşme sorununa diğer tedavilerden yeterli yanıt alınamadığında veya diğer yöntemlerle hastaların beklentilerinin karşılanamadığı durumlarda uygulanan son basamak tedavi yöntemidir.

Dışarıdan belli olur mu?

Yazının Devamını Oku

Prostat nedir, görevi nedir?

17 Şubat 2021
Prostat, erkeklerde meni içeriğinin bir kısmının üretildiği, idrar kesesinin hemen altına yerleşmiş yaklaşık ceviz büyüklüğünde (10–20 gr) bir bez dokusudur. Prostat bezinin salgıladığı sıvılar, vajina içerisinde meninin akışkan hale gelmesini sağlamakta, aynı zamanda içerdiği maddeler sayesinde spermleri çevresel faktörlerden koruyarak vajinal ortamda hayatta kalabilmelerini sağlamaktadır.

Prostatın en sık görülen hastalıkları nelerdir?

Prostatın yaygın olarak izlenen 3 hastalığı vardır;

1. Prostat İltihabı (Prostatit)
2. İyi Huylu Prostat Büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi)
3. Prostat Kanseri

Prostatit: Prostat ve çevresindeki dokuların iltihabi hastalığı olup, sıklıkla genç ve üreme çağındaki erkekleri etkilemektedir. En sık görülen bulgu ve şikayetler; ateş, halsizlik, idrar yaparken yanma, idrar yapma güçlüğü, acil idrar yapma ihtiyacı, kanlı idrar, makat çevresinde ağrı, ağrılı boşalma ve sertleşme sorunlarıdır.

İyi huylu prostat büyümesi (BPH): Yaşla birlikte büyüyen prostatın etrafını sardığı idrar kanalına baskı yapması sonucu idrarın rahat atılamaması ile karakterize bir durum olup, 50 ve 60’lı yaşlardaki erkeklerin yaklaşık yarısında; daha ileri yaş grubundaki erkeklerin ise %90’da idrar yapmakla ilgili problemlere yol açmaktadır. Erken teşhis ve tedavinin önemli olduğu iyi huylu prostat büyümesinde geç kalındığında böbrek yetmezliği, mesane taşı, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, hatta kronik irritasyona bağlı mesane kanseri gelişebilmektedir.

Yazının Devamını Oku

Erken boşalmayı önlemek mümkün mü?

8 Şubat 2021
Erken boşalma erkeklerde en sık izlenen cinsel fonksiyon bozukluğu olup, her 5 erkekten 1’inde izlenen bir durumdur. Tanım olarak penisin vajene girmesinden önce ya da hemen sonra, sınırlı bir cinsel uyarıyla, kişinin istemi olmaksızın boşalması ve bu olayın kişide belirgin bir sıkıntıya yol açması durumu olarak tanımlanır. Erken boşalmayı tanımlayabilecek medikal bir zaman aralığı olmasa da birçok doktor tarafından bu süre cinsel birleşmeyi takiben 1 dakika içerisinde boşalmanın gerçekleşmesi olarak kabul edilir.

Erken boşalma nedenleri 

Erken boşalmanın nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ama çoğu zaman altta yatan depresyon ya da anksiyete gibi psikolojik bir stres kaynağı vardır. Daha nadiren altta yatan fiziksel bir sebepte olabilir: hormonal problemler, ürolojik hastalıklar, ürogenital enfeksiyonlar ve yaralanmalar gibi. Uzun süre seksüel aktivitede bulunmayan erkeklerde ya da yeni bir partner edinenlerde erken boşalma problemi daha sık izlenmektedir. Birçok erkek yaşlandıkça ve seksüel olarak deneyim kazandıkça boşalma süresini uzatmayı öğrenmektedir.

Tanı nasıl konulur? 

Erken boşalmanın tanısında temel olan doktor hasta görüşmesi ve detaylı anamnez alınmasıdır. Erken boşalmaya neden olan altta yatan hormonal problemler, ürogenital enfeksiyonlar, erektil disfonksiyon gibi fiziksel problemler varsa bunlara yönelik araştırma ve tetkikler yapılır. Uygun hastalarda boşalma süresi hastadan öğrenilebilir. Çeşitli sorgulama formları ile hastanın yakınmaları daha objektif olarak değerlendirilebilir.

Erken boşalmanın tedavisi 

Eğer erken boşalmaya başka bir hastalık neden oluyorsa (örneğin, kronik prostat iltihabı veya hipotiroidi gibi), bu hastalığın tedavi edilmesinin erken boşalma sorunu üzerinde olumlu etkileri olacaktır.

Davranışsal ve psikoseksüel tedaviler 

Erken boşalmaya yol açan psikolojik ve kişilerarası sorunların çözümü için çiftlere psikoseksüel ve ilişki danışmanlığı verilmesi psikolojik tedavinin amacını oluşturur. Genel olarak bu yöntemler kısa dönemde hastaların %50-60’ında iyileşme sağlayabilmektedir. Ancak cinsel davranış tedavisi uzun sürelidir ve çiftlerin katılımını gerektirir. Klinik deneyimler davranış tedavileri ile sağlanan etkinliğin genel olarak uzun döneme yansımadığını göstermiştir. Bu nedenle psikoseksüel/davranış tedavilerinin ilaç tedavileri ile birlikte kullanılmasının erken boşalma sorunu olan hastaların çoğunluğu için en uygun tedavi seçeneği olduğu konusunda görüş birliği vardır

Yazının Devamını Oku

Erkek infertilitesi nedenleri ve tedavisi

22 Ocak 2021
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), infertiliteyi cinsel olarak aktif ve korunmayan çiftlerin bir yıl içerisinde doğal yollarla gebelik elde edememesi durumu olarak tanımlamaktadır.

Evli çiftlerin yaklaşık %15’i istemelerine rağmen doğal yollarla çocuk sahibi olamamaktadır.

İnfertilitede erkeğin rolü nedir?
İnfertilite nedeniyle başvuran çiftlerin yaklaşık yarısında anormal sperm parametreleri ile karakterize erkeğe ait faktörler tespit edilmektedir.

Erkekte infertilite yapan sebepler nelerdir?
Erkek infertilitesinin başlıca sebeplerini testise ait hastalıklar (varikosel, inmemiş testis, kabakulak orşiti, vb.) hormonal nedenler, genetik sebepler, sperm kanallarındaki tıkanıklar, enfeksiyonlar, kanser, ilaç kullanımı ve sistemik hastalıklar oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra sperm parametrelerinde bozukluk saptanan infertil erkeklerin yaklaşık %30- 40’ında altta yatan herhangi bir sebep bulunamamaktadır.

Azospermi nedir?
Azospermi erkeklerde meni içerisinde hiç sperm bulunmaması durumudur. İnfertilite nedeniyle başvuran çiftlerde %10-15 oranında izlenmektedir. Azospermi, tıkayıcı ve tıkayıcı olmayan olarak iki başlık altında incelenmektedir. Tıkayıcı olan grupta testiste sperm üretimi normaldir; ancak sperm kanallarının doğuştan yokluğu, enfeksiyon, ameliyat veya travma gibi nedenlerle sonradan tıkanmasından dolayı sperm iletimi engellenmektedir. Tıkayıcı olmayan azospermi durumunda ise testiste sperm yapımı ya hiç yoktur ya da meniyle dışarı çıkacak yoğunlukta olmayacak kadar azalmış durumdadır.

Azospermi tedavisi nasıl yapılır?

Yazının Devamını Oku

Prostat kanseri tanısında nokta atış: MR füzyon biyopsi

15 Aralık 2020
Amerikan Kanser Derneği verilerine göre yaşamı boyunca her 6 erkekten 1’i prostat kanserine yakalanmaktadır. Erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık kanser ölümlerine yol açan bu hastalık, erken tanı aldığında başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir.

Erken tanının son derece önemli olduğu bu hastalığın teşhisinde devrim yaratan gelişmelerden birisi olan “MR füzyon biyopsi” yöntemi olmuştur.

Prostat kanserinde erken tanı nasıl konulur?

Prostat kanserinin tipik erken belirtileri yoktur ve kendini ancak ilerlemiş dönemde ortaya çıkan şikayetlerle belli etmektedir. Bu aşamada ise kişinin bu hastalıktan kurtulma şansı mümkün olmayabilmektedir. Bu nedenle hastalığın henüz prostat içinde sınırlı iken, yani hiçbir klinik bulgu vermediği erken dönemde tespit edilmesi oldukça önemlidir. Erken tanı için ailesinde prostat kanseri öyküsü olanların 45, olmayanların ise 50 yaşından sonra yılda bir kez prostat muayenesi için üroloji uzmanına başvurması gerekmektedir.

Prostat kanseri tanısı nasıl konulmaktadır?

Prostattan salgılanan ve kana belli oranda geçen “PSA” dediğimiz bir proteinin kandaki düzeyinin ölçülmesi ve prostatın makattan parmakla muayenesi tanıda ilk basamağı oluşturan yöntemlerdir. Bu iki teşhis yönteminde prostat kanseri şüphesi uyandıracak bulgular tespit edilirse kesin tanı konulması amacıyla prostat biyopsisi ile doku örneklemesi yapılması gerekmektedir.

Prostat biyopsisi nasıl yapılır?

Klasik prostat biyopsisi ultrason eşliğinde makattan girilerek yapılmakta olup, prostatın 10-12 noktasına körlemesine atış yapılarak doku örnekleri alınmaktadır. Ancak bu yöntemle prostat kanseri olgularının sadece %70-75’e tanı konulabilmekte, kanser olgularının önemli bir kısmı atlanmaktadır. Biyopsi sonrası kanser tanısı konulmayan ancak kanser şüphesi devam eden olgulara tekrarlayan biyopsiler yapılması önerilmekte bu da hastalarda ciddi enfeksiyon, kanama ve ağrı riski oluşturmaktadır.

MR füzyon biyopsi nedir?

Yazının Devamını Oku

Genital siğillerle ilgili merak edilenler

1 Aralık 2020
Hem erkeklerde hem de kadınlarda görülen “genital siğiller (kondilom)” için etken ajan HPV (Human Papilloma Virüs) olup, dünya genelinde ve ülkemizde cinsel yolla bulaşan en sık hastalık grubunu oluşturmaktadır.

HPV’nin otuzu aşkın tipi genital sistemi enfekte etmektedir ama görünür lezyonlara (siğil) en sık HPV Tip 6 ve Tip 11 neden olmaktadır. HPV ile ilişkili kanserlerden (serviks, penis, anal kanserler) ise en çok Tip 16 ve 18 gibi sessiz seyreden alt tipi sorumludur.

Nasıl bulaşır?

En sık cinsel temas yoluyla (vajinal, oral, anal) bulaşır, ancak cinsel temas olmadan da bulaşması mümkündür (elle temas, ortak jilet veya iç çamaşırı kullanımı, anneden bebeğe doğum sırasında geçiş gibi).

Ne zaman bulgu verir?

Birçoğu (%70) herhangi bir bulgu vermeden sessiz (asemptomatik) seyreder. Bulaş sonrası lezyonların ortaya çıkması (inkübasyon süresi) 3 hafta – 8 ay arasındadır.

Tanı nasıl konulur?

Papillamatöz (karnabahar görünümlü) kahverengi veya kırmızımsı lezyonların görülmesi ile tanı konulur. Lezyon görünmeyen hastalarda genital bölgeye %3 ile %5’lik asetik asid tatbiki ile kondülomlar beyaz alanlar olarak izlenir. HPV-DNA ile subtiplendirme yapılabilir, ancak yaygın kullanılmamaktadır. Siğillerden rutin biyopsi yapılması da önerilmez. Ancak atipik görünümlü, pigmente, sert veya ülsere siğillere, immün yetmezlikli hastalara ve tedavi sonrası düzelmeyen lezyonlara biyopsi önerilir.

HPV aşısı kimlere yapılmalıdır?

Yazının Devamını Oku

Varikosel tedavisinde mikrocerrahi

23 Kasım 2020
Varikosel, testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların bacaklardaki varis tarzı genişlemesine verilen isimdir. Bu durum sıklıkla (%90) sol tarafta görülürken, %8-9 oranda iki taraflı, %1-2 oranında ise sağ tarafta izlenmektedir. Sol tarafta daha sık izlenmesinin nedeni sol taraf toplardamarının anatomik yapısı ve vücut içindeki seyri ile ilgilidir.

Varikoselin toplumdaki erkeklerin genelinde görülme oranı %15-20 arasındadır. Kısırlık (infertilite) sorunuyla doktora başvuranların ise yaklaşık %30-40’ında rastlanmaktadır.

Varikosel belirtileri

Kısırlık: Testis ısısının bozulması, kirli kan içindeki toksik maddelerin testiste birikmesi ile testis fonksiyonları etkilenir. Bu durum öncelikle sperm üretimini, ileri evrelerde ise testosteron üretimini bozar. Varikosel düzeltilebilir erkek kısırlığının en sık sebebini oluşturmaktadır.

Testiste şişlik ve kabarıklık: Damarlardaki genişleme, bir süre sonra dışarıdan görülecek kadar belirginleşip bacaklarda görülen varislere benzer görünüm alabilmektedir. Bu durum dışardan kabarıklık ve şişlik şeklinde kendini belli etmektedir.

Testiste ağrı: Rahatsız edici künt nitelikte kendi belli eden bir ağrıdır. Bu ağrı genelde kasık bölgesinde ve testiste hissedilebildiği gibi zaman zaman bacağa doğru da yayılabilir. 

Testiste küçülme: Varikosel ilerleyen dönemlerde sperm ve erkeklik hormonu üretiminden sorumlu olan testisin boyutlarında küçülmeye neden olabilmektedir. Bu durum kendini kısırlık (infertilite), cinsel isteksizlik ve cinsel fonksiyon bozuklukları ile gösterebilmektedir.

Varikosel sebepleri

Varikoselin neden olduğu tam olarak belli değildir. Ancak karın içi basıncını arttıran ağır sporlarla uğraşanlarda, kronik kabızlık sorunu yaşayanlarda, kronik öksürük sorunu olanlarda, sürekli ayakta kalmayı gerektiren meslekleri yapanlarda, uzun boylu ve şişman erkeklerde daha sık izlendiği bilinmektedir.

Yazının Devamını Oku