Paylaş
Prostatın en sık görülen hastalıkları nelerdir?
Prostatın yaygın olarak izlenen 3 hastalığı vardır;
1. Prostat İltihabı (Prostatit)
2. İyi Huylu Prostat Büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi)
3. Prostat Kanseri
Prostatit: Prostat ve çevresindeki dokuların iltihabi hastalığı olup, sıklıkla genç ve üreme çağındaki erkekleri etkilemektedir. En sık görülen bulgu ve şikayetler; ateş, halsizlik, idrar yaparken yanma, idrar yapma güçlüğü, acil idrar yapma ihtiyacı, kanlı idrar, makat çevresinde ağrı, ağrılı boşalma ve sertleşme sorunlarıdır.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH): Yaşla birlikte büyüyen prostatın etrafını sardığı idrar kanalına baskı yapması sonucu idrarın rahat atılamaması ile karakterize bir durum olup, 50 ve 60’lı yaşlardaki erkeklerin yaklaşık yarısında; daha ileri yaş grubundaki erkeklerin ise %90’da idrar yapmakla ilgili problemlere yol açmaktadır. Erken teşhis ve tedavinin önemli olduğu iyi huylu prostat büyümesinde geç kalındığında böbrek yetmezliği, mesane taşı, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, hatta kronik irritasyona bağlı mesane kanseri gelişebilmektedir.
Prostat büyümesi belirtileri nedir?
Sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, ani idrar yapma isteği, idrar kaçırma, zayıf idrar akımı, kesik kesik idrar yapma, idrar yapmakta zorlanma, mesanenin tam boşalmadığı hissi, idrar bitiminde iç çamaşırına damlama en sık izlenen şikayetlerdir.
Prostat hastalıklarının tanısı nasıl konulur?
Hastanın tıbbi öyküsünün ayrıntılı ve dikkatli bir şekilde alınması önemli bir yer tutar. Prostatın makattan parmakla muayenesi de önem taşımaktadır. Hastanın durumuna göre yapılması gerekebilecek diğer testler şunlardır:
- Prostat spesifik antijen (PSA) testi: Prostat kanseri olasılığına yönelik kan testidir.
- İdrar akım hızı testi: İdrar akım hızını, işeme şeklini ve rezidü idrar miktarını gösterir.
- Ultrasonografi: Böbrek, mesane (idrar torbası) ve prostatın görüntülenmesini sağlar.
- Sistoskopi: Dış idrar kanalının ve mesanenin (idrar torbası) alet kullanılarak gözle doğrudan incelenmesidir.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH) tedavisi
İyi huylu prostat büyümesinde uygulanacak tedavi; doktor tarafından hastanın durumuna göre belirlenmektedir. Hastanın şikâyetlerinin şiddetine bağlı olarak yakın takip, ilaç tedavisi, fokal tedaviler veya cerrahi yöntemler tedavide tercih edilebilmektedir.
Günümüzde en sık uygulanan 2 cerrahi yöntem ise TUR ve HoLEP teknikleridir.
Transüretral prostat rezeksiyonu (TUR-P): İyi huylu prostat büyümesinin (BPH) cerrahi tedavisinde en sık uygulanan ve 80 gr’dan küçük prostatların tedavisinde altın standart teknik olarak kabul edilen endoskopik (kapalı) bir cerrahi yöntemdir.
HoLEP: Lazerle Prostat Ameliyatı olarak da bilinen bu yöntemde büyümüş olan prostat iç dokusu (adenom) lazer yardımıyla kapsülünden ayrılmakta, daha sonra küçük parçalara ayrılarak dışarı çıkarılmaktadır. Bu işlem herhangi bir kesi yapılmadan idrar kanalından bir endoskop vasıtasıyla girilerek yapılmaktadır.
Prostat kanseri
Etkilediği yaş grubu itibariyle (50 yaş üzeri erkekler) iyi huylu prostat büyümesi ile birlikte bulunabilen, ancak ondan kaynaklanmayan ayrı bir hastalıktır. İleri evrelere ulaşıncaya kadar da sıklıkla hiçbir semptom ve bulguya yol açmamaktadır. Bu nedenle 50 yaş üzeri her erkeğin, idrarla ilgili herhangi bir şikayeti olsun ya da olmasın, yılda en az bir kere üroloji uzmanına prostat kontrolüne gitmesi önerilmektedir.
Prostat kanserinde erken tanı neden önemlidir?
Prostat kanseri, Amerikan Kanser Derneği verilerine göre batılı ülkelerde erkeklerde en sık izlenen kanser türü olup, tüm kanser vakalarının yaklaşık dörtte birlik kısmını oluşturmaktadır. Ülkemizde de erkeklerde akciğer ve mesane kanseri ile birlikte en sık izlenen kanser türlerinden birini oluşturmaktadır. Son yapılan çalışmalarda bir erkeğin yaşam boyu prostat kanserine yakalanma riskinin %15-20 arasında olmasına karşın bu hastalığa bağlı ölüm riskinin %3 civarında olduğu rapor edilmektedir. Bu durum prostat kanserinin çok görülen bir kanser olmasına karşın, özellikle erken safhada teşhis edildiğinde ve doğru bir tedavi şeması uygulandığında iyileşme şansının çok yüksek bir hastalık olmasıyla ilişkilidir.
Prostat kanseri tanısı nasıl konulur?
Prostattan salgılanan ve kana belli oranda geçen “PSA” dediğimiz bir proteinin kandaki düzeyinin ölçülmesi ve prostatın makattan parmakla muayenesi tanıda ilk basamağı oluşturan yöntemlerdir. Bu iki teşhis yönteminde prostat kanseri şüphesi uyandıracak bulgular tespit edilirse kesin tanı konulması amacıyla prostat biyopsisi ile doku örneklemesi yapılması gerekmektedir.
Prostat füzyon biyopsi nedir?
Prostat Füzyon Biyopsi ya da MR Füzyon Biyopsi, prostatta kanser şüphesi taşıyan odakları saptayarak, bu hedeflere yönelik nokta atış yapılmasını sağlayan hassasiyeti yüksek “akıllı biyopsi” yöntemidir. İşlemde öncelikle prostata ait çok kesitli MR görüntüleri incelenerek kanser açısından şüpheli odaklar işaretlenmektedir. Daha sonra MR görüntüleri özel bir yazılım yardımıyla işlenerek ultrason görüntüleri ile birleştirilmekte, görüntüler 3 boyutlu hale getirildikten sonra biyopsi iğnesi robotik bir kol yardımıyla işaretlenmiş şüpheli noktalara yönlendirilerek hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılmaktadır.
Bu yöntem prostat kanseri tanısında oldukça yüksek doğruluk oranına (%98) sahip olup, standart biyopsilerde olduğu gibi kanser olguları atlanmamakta ve tekrarlayan biyopsilere gerek kalmamaktadır.
Prostat kanserinde tedavi seçenekleri nedir?
Prostat kanserinde tedavi seçimi, tümörün patolojik özelliklerinin (evre, derece vb) yanı sıra hastanın yaşı ve genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Cerrahi tedavi (radikal prostatektomi), ışın tedavisi (radyoterapi), hormon tedavisi, ilaç tedavisi (kemoterapi) veya aktif izlem gibi tedavi seçenekleri mevcut olup, yukarıda belirtilen kriterler göz önüne alınarak, hasta, ailesi ve doktor tarafından birlikte verilmiş bir karar en doğru yaklaşım olacaktır.
Radikal prostatektomi ameliyatı, prostatın tümüyle çıkarılması işlemi olup, yayılım yapmamış hastalıkta tedavi yöntemleri arasında en etkin olanıdır. Radikal prostatektomi operasyonu geçiren hastaların 10 yıllık sağkalım oranları %90’ın üzerindedir. Bu nedenle radikal prostatektomi tüm tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilendir.
Prostat dokusunun yerleşim yeri cinsel işlevleri sağlayan sinirlere ve idrar tutmayı sağlayan yapılara çok yakındır. Bu ameliyat sırasında idrar tutmayı sağlayan yapılara zarar verilmemesi ve cinsel işlevleri sağlayan sinirlerin korunması önem arz etmektedir.
Robotik cerrahi ile yapılan ameliyatın açık cerrahiye olan en önemli üstünlüğü cinsel fonksiyonları sağlayan sinirlerin ve idrar tutmayı sağlayan yapıların daha rahat korunmasıdır. Daha küçük kesi, daha az kan kaybı, daha hızlı taburculuk robotik cerrahinin açık cerrahiye göre sağlamış olduğu diğer avantajlardır.
HIFU (High Intensity Focused Ultrasound)
Yüksek yoğunlukta odaklanmış ses dalgaları yardımı ile prostat içerisindeki kanser hücrelerinin yok edilmesi işlemidir. Genel anestezi altında makattan yerleştirilen ultrason kaynağı ile prostat dokusunda hedeflenen noktalar HIFU ile oluşturulan yüksek ısı enerjisiyle harap edilerek yok edilmektedir.
Prostat kanseri vakalarında son yıllarda ameliyatsız bir tedavi şekli olarak öne çıkan HIFU yöntemi büyük avantajlar sağlamaktadır. Özellikle HIFU teknolojisinin son versiyonu ile çevre dokulara zarar verilmeden prostatın sadece hastalıklı bölgesinin tedavi edilebilmesi sayesinde klasik cerrahinin olası yan etkileri arasında sayılan idrar kaçırma veya cinsel fonksiyon bozukluğu gibi riskler de ortadan kaldırılmış olmaktadır.
Paylaş