Paylaş
Gençlik altın çağımız. Duyguların en deli olduğu, hormonların bizi yönettiği iniş çıkışları, değişimleri ile içinde yaşarken kimi zaman zirvede kimi zaman da diplerde yaşadığımız, geriye bakıp da “Ah keşke şimdiki aklım olsaydı da o günleri öyle yaşasaydım” dediğimiz ömrümüzün ilkbaharı... Fiziksel olarak değiştiğimiz, hormonların çok hızlı çalışmasından dolayı cildimizde, vücudumuzda değişimlerin yaşandığı, bedenimizin şekillendiği yıllar...
Peki ya cildimiz?
Otuzlu yaşların başına kadar cildimiz gençtir, çünkü hâlâ kolajen üretimi devam eder. Kolajen üretiminin durması ve sonraki yıllarda da her yıl yüzde 1 azalması ile cildimiz gençliğindeki dolgunluğunu, canlılığını, parıltısını kaybetmeye başlar. Ancak genç ve sağlıklı cildi sadece kolajen üretimine bağlamak olayı çok basite indirgemek olur. Ergenlik dönemi ile başlayan hormonal değişimler cildin yapısını da belirler.
Kimi cilt ergenlik dönemini daha sakin geçirse de büyük bir çoğunluk akne, sivilce, siyah noktalar ve T bölgesinde yağlanma gibi sorunlarla sıkça karşılaşıyor.
Bakımla kontrol
altına alabilirsiniz
Gençlikte yapılan en büyük hata, “nasıl olsa bu dönem geçer” diyerek cildi kendi haline bırakmak ve bunun yanında akne-sivilceleri sıkmak, cilde yeterince özen göstermemek, derinlemesine bakım yapmamak... Oysa erken dönemde yapılacak medikal ve yeni nesil cilt bakımları ile akne-sivilce oluşumunun önüne geçilebilir, gözeneklerin tıkanması ve siyah nokta oluşumu da engellenebilir.
Yani işin sırrı düzenli yapılan derinlemesine ve cilde uygun bakımda yatıyor. Tabii özellikle akneye, sivilceye meyilli ciltlerin diyetlerine de dikkat etmesinde fayda var. Atıştırmalıklar, çerezler, fazla yağlı gıdalar ve fast food yerine düzenli Akdeniz tipi beslenme tercih edilmeli. Asitli içecekler yerine daha sağlıklı içecekler tüketilmesine de özen gösterilmeli.
En büyük hata akne
ve sivilceleri sıkmak
İleri yaşlarda özellikle uyguladığımız leke tedavilerinin büyük kısmı akne ve sivilce izlerinden
cildi arındırmak için yapılır. Çünkü gençken kurtulmak için sıkılan sivilcelerin yerinde kalan izler yaş ilerledikçe derinleşir, yer eder. O zamanlarda rahatsızlık vermeyen bu izler, yaş ilerledikçe ciltte başlayan sarkmalarla birlikte daha fazla göze batar ve bu izlerden kurtulmak için çareler aramaya başlarız.
Yeni nesil uygulamaları tercih edin
Yeni nesil cilt bakımları, klasik cilt bakımlarının aksine ciltte sıkma işlemi yapmadan derinlemesine temizlediği ve nemlendirdiği için erken yaş gruplarında rahatça uygulanabiliyor. Sıkça yazılarımda bahsettiğim gibi yeni nesil cilt bakımlarında ilk aşamada cildin pH’ına uygun solüsyonlarla dışarıdan sıvılar püskürtülerek cilt, üzerindeki ölü tabakadan arındırılır.
Ölü hücrelerden arındırılması cilde tekrar nefes aldırır ve bununla birlikte tıkanan gözenekler de temizlenmiş olur.
Bu işlemle cilt, kendini yenilemek için aldığı uyarılarla kan dolaşımını hızlandırır.
Dolaşımın artması ile cildin oksijenlenmesi daha iyi hale gelir ve tazelenme başlar. Sonrasında vakumlama başlığı çalıştırılarak yüz-dekolte ve boyundaki lenfatik akım hızlandırılır.
Vakumla cilt altında biriken toksinler lenfatik dolaşıma atılarak vücuttan uzaklaştırılırken artan lenfatik dolaşımla birlikte, ciltteki asıl problemi gidermek için tedavi başlar.
Cilde daha fazla nem sağlayacak vitamin mineralleri ve aminoasitlerden oluşan solüsyonlar cilt altına taşınır.
Bu solüsyonlar akne ve sivilcelerin kurumasına da etki eder.
Son olarak, cildi dinlendirmek ve nemini içine hapsetmek için özel nem maskeleri, LED terapi ile bakım bitirilir.
Bu bakımlar bir rutin olarak uygulandığında cildi sadece temizlemekle kalmayıp ileri yaşlara hazırlık yapmış oluyoruz. Dolayısı ile genç cilde uygulanan bu bakımlar geleceğe yapılan yatırım olarak kabul edilmeli.
Paylaş