Yıllarca nakil yaptı şimdi o nakil bekliyor

Genel cerrah; organ nakli konusunda Türkiye’nin en iyilerinden...
Geçenlerde bir meslektaşı aradı ve dedi ki...
“Alp için kemik iliği arıyoruz...”
Hocayı bir süredir görmüyordum.
Telefonu kapattıktan sonra içimden “Alp hoca yıllarca binlerce insanın hayatını değiştirdi. Mutlaka biri de onun hayatını değiştirecektir” diye düşündüm.
***
Alp Gürkan kim önce onu anlatayım.
1981 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini tamamladı. Sonra Yale University Kardiyovasküler Cerrahi Bölümü Deneysel Cerrahi Merkezi’ne gitti. İhtisasını Ege’de tamamladı. 1992’de Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde organ nakli bölümünü kurdu. Ve aynı yıl Harvard Üniversitesi Women’s and Brigham Hastanesi’ne giderek eğitimler aldı. Dönünce Tepecik Hastanesi’nde organ nakli ameliyatlarına başladı. Türkiye’de organ nakli ile ilgili ilk çapraz böbrek nakli, ilk laparoskopik verici ameliyatı, ilk ince barsak nakli gibi ilkleri uyguladı.
Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi’nin organ nakli bölümünü kurdu, ardından İstanbul Bilim Üniversitesi ve Florance Nightingale Hastanesi’nde Genel Cerrahi Profesörü ve Böbrek Nakli Merkezi sorumlusu oldu.
Birçok ulusal kongrede sunumlar yaptı; Sağlık Bakanlığı, İzmir Tabip Odası, SSK Genel Müdürlüğü, hasta dernekleri tarafından çeşitli ödüller aldı.
Alp Gürkan çok sayıda kitabın ve bilimsel makalenin de yazarı.
***
Yaptığı ameliyatların sayısını ne kendisi, ne de yakın çevresi biliyor. Binlerce ameliyat, belki de on binlerce hastanın tedavisini yaptı.
Önceki gün arkadaşları, meslektaşları kısa bir not yayınladılar.
Dediler ki;
“Organ nakli alanında öncü Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Alp Gürkan için ivedi kemik iliği vericisi aranmaktadır. Pek çok can kurtaran meslektaşımızın yardımına koşmak da bizlerin görevidir. Koşullarımız uygunsa kendimiz gönüllü olabiliriz. Ayrıca, bu durumu olabildiğince duyurarak da meslektaşımızın yardımına koşmuş oluruz. Meslektaşımıza geçmiş olsun derken, yardımcı olacağınızdan kuşku duymuyoruz.”
***
Alp Hoca’ya geçmiş olsun diyorum. Ve birçok insan gibi Alp Gürkan’ın da donörüne kavuşmasını diliyorum.

Bırakın konuyu uzmanları tartışsın

TARTIŞMA konusu Kanal İstanbul...
Televizyonlara bakıyorum herkes konuşuyor. Doğal olarak AK Partililer ve Cumhur İttifakı destekliyor, yapılmasını istiyor. Millet İttifakı ise karşı çıkıyor.
Hadi siyasetçileri anlıyorum da; teknik bilgisi olmadan, sadece tartışmalara göre yorum yapanları gerçekten anlamıyorum.
Çünkü Kanal İstanbul gibi projeler gerçekten zor, teknik yatırımlar...
Ve binlerce detay var.
Yani konunun uzmanı olmayan insanların konuşabileceği bir konu değil.
Ama süre sınırı olmasa inanıyorum ki sabaha kadar tartışmaya devam edecekler.

 
Şimdi çok moda ama
yıllardır yapıyorum

ARALIKLI oruç diyetinin faydalarını herkes konuşuyor. Daha doğrusu takip ettiğim ve inandığım doktorların tamamı bunu tavsiye ediyor.
ABD’de Johns Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmalar da gün içinde 16-18 saat aç kalmanın insan ömrünü uzatabileceğini söylüyor.
Farklı yöntemler de öneriliyor.
Bunlardan biri zaman sınırlamalı diyet (günde 6-8 saat yiyip 16-18 saat aç kalma) diğeri de beş gün aç kalma (günde sadece 500 kalori alma) ve iki gün normal yeme gibi...
Aslında ben bilmeden kendime göre bir formülü yıllardır uyguluyorum.
Öyle dört beş gün ve sürekli de değil.
Özellikle akşam geç yememeye çalışıyorum. Haftanın birkaç günü 14 saatlik açlıklar yapıyorum. Su içmeyi asla ihmal etmiyorum.
Bir gün biraz fazla kaçırırsam; iki gün rölantide olmaya çalışıyorum.
Ve en önemlisi hareketli olmaya gayret ediyorum.
Faydasını görüyorum.
Doktorlar da öneriyor.

 
Dijitalleşme ama bir yere kadar

BASIN bülteni siyasetini eleştiriyorum biliyorsunuz. Ama değişen bir şey olmuyor. Şimdi de twitter siyaseti başladı. Yani siyasiler mesajlarını twitter üzerinden vermeye başladılar. “Koskoca ABD Başkanı Trump da böyle yapıyor” diyebilirsiniz.
Kısmen doğru olabilir.
Ama Trump dünyanın süper gücünün başkanı ve ardından resmi ofisi mesajların içini dolduran açıklamalar yapıyor.
Bizde ise böyle bir alışkanlık yok.
Eskiden mail olarak bizlere gelen açıklamalar, şimdi ise whatsapp’tan link olarak geliyor.
Bana göre siyasetçilerin dijitalleşmeden faydalanmaları başka bir şey, siyaseti sadece sanal yapmak başka...
Ben siyasetin sokakta, halkın içinde yapılması; iletişim tekniklerinin de buna uygun olmasını gerektiğini düşünüyorum.
Yoksa havada dolaşan mesajlar yere inmiyor.