Paylaş
Hem iktidar, hem de muhalefet için bu şart...
Yoğun bir seçim kampanyasından ve alınan sonuçlardan sonra şimdi etekteki taşlar dökülüyor.
Cumhur İttifakı rahat ve önünde uygulayacağı bir planı var.
Ama Millet İttifakı için aynı şey geçerli değil.
İYİ Parti Kurultay’ını yaptı; Meral Akşener yeniden genel başkan seçildi ama tartışmalar da bitmedi.
Akşener özeleştiri yaptı ama sert eleştiriler de getirdi.
Dedi ki;
“Bu parti seçime girsin diye CHP’den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır. Biz çalışmamışız, onun için seçim kaybedilmiş. İnsafınız kurusun...”
Ve Millet İttifakı’nın bittiğini açıkladı.
Son yorum da Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ndan geldi, altılı masa ittifakının son bulduğunu söyledi ve şöyle dedi; “Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil. Peki bunun yanında bir şey var mı? Benim söylediğim şu: Biz, hem altılı masada bulunan siyasi partiler olarak dirsek temasımızı devam ettiririz. Birbirimizle görüşürüz...”
Saadet, DEVA, Gelecek birlikte yol almak için bir araya geldiler ama o da olmadı.
İktidar uyumlu, muhalefet dağınık durumda...
Aslında seçim sonuçlarını ve vatandaşın oy tercihini yorumlarken bu tablonun de etkili olduğunu görmek gerekir.
“Önümüzdeki yerel seçimlerde ittifaklar olur mu ya da işbirliği yapılır mı?” sorusunun cevabı da aslında bu özeleştiriler sonucunda alınacak hareket planıyla belli olacak.
Bu yaz; sıcaklarla, deprem, ardından seçimin getirdiği ağır gündemle geçer; sonrasında da yerel seçim tartışmaları, kulisleriyle hareketlenir.
O yüzden herkes güzel bir tatil yapsın.
Ve düşünmeye vakit ayırsın.
Beklenti yüksek olunca
hayal kırıklığı da yüksek
ALTILI masanın mimarı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Masanın Cumhurbaşkanı adayı da Kılıçdaroğlu oldu.
Beklenti yüksek olunca hayal kırıklığı da yüksek oldu.
Bunu sadece ben değil; Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimler söylüyor.
Örneğin eski MYK üyesi ve Aydın milletvekili Bülent Tezcan...
Diyor ki; “Seçimden sonra partinizde değişim tartışması başladı. Sizce de değişim artık zorunlu mu? Bir kere önce şunu kabul edeceğiz. Bu seçimi kaybettik. Kaybettikten sonra da hiçbir şey olmamış gibi, her şey normalmiş gibi devam etmek mümkün değil. Yani başımızı kuma gömüp yürüyemeyiz. Kayba göre dönüp ciddi durum değerlendirmesi yapmamız lazım. Bu sadece durumu kurtarmak, görüntüyü kurtarmak ya da parti tabanının gazını, ateşini nasıl söndürürüz diye değil. Gerçek anlamda bir muhasebeyi nasıl yaparız, bundan sonraki seçimi nasıl kazanırız? Artık bu mesele sadece 2024’teki yerel seçim meselesi değil. Öncelikle o ama onun daha ötesinde...”
Bülent Tezcan, Kemal Bey ile birlikte yol yürüyen isimlerden; o yüzden bu yorumlar önemli...
Ve yine diyor ki;
“Daha önce de seçim kayıpları yaşandı. 13 yıl sonra ilk kez partiden güçlü değişim sesleri yükseliyor. Seçim neden kaybedildi? Aday nedeniyle mi yoksa yeterince çalışılmadı mı? Bu seçimde hepimiz için beklenti çok büyüktü. Seçmen için de, partili için de. Kazanacağımıza çok inanmıştık. Kazanmak için çok çaba harcandı. Yeni yöntemler denendi. İttifak modeli genişletildi. Bütün bunlar inancı, umudu yükseltti. Anketler iyi görünüyordu. Beklenti çok yüksekti. Dolayısıyla kaybedince, travma da çok yüksek oldu.”
Altılı masanın etrafında buluşan partiler elbette kendi içlerinde özeleştiriler yapıyor ya da kapalı kapılar arkasında seçim yenilgisini tartışıyorlar.
Ama CHP’deki durum biraz daha farklı...
Ben bu tartışmaları da demokrasimiz adına önemli buluyorum.
Keşke yeni anayasa yapabilsek
BAZEN vatandaşın siyasetin önünden gittiğini düşünüyorum. O yüzden Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var.
Bunu aslında siyasetçiler de görüyor.
Bugüne kadar çok sayıda çalışma yapıldı; partiler bir ardaya geldi ama sonuç alınamadı.
Bilemiyorum; yaklaşan yerel seçimler nedeniyle önümüzdeki yol da bu çalışmaları yapmak zor gözüküyor.
Ama sonrasında bir konsensusla bu yapılabilir.
Daha doğrusu Türkiye’nin geleceği için bunu yapmak zorundayız.
Daha özgürlükçü, daha sivil, daha beklentileri karşılayan bir anayasa metni yazabiliriz.
Siyaset önden koşmalı.
Bu sefer olmalı.
İyi bayramlar...
HEPİMİZE sağlıklı, güzel, mutlu, sevdikleriyle geçirdikleri bir bayram dilerim.
Bayramları önemsiyorum.
Bugünü elbette eski bayramlarla karşılaştırmıyorum ama mümkünse alışkanlıklarımıza, geleneklerimize sadık kalmayı öneriyorum.
Çünkü bunlar güzel gelenekler...
Hatırlanmak, hatırlamak, anılmak, sorulmak, konuşmak, sarılmak, bir araya gelmek bana hep iyi gelmiştir.
İyi bayramlar olsun...
Paylaş