Volkswagen haberini duyunca içim burkuldu

İçim burkulmadı değil.
Çünkü bu yatırımın otomotiv sektöründe nasıl bir heyecan yarattığını çok iyi biliyordum.
Bazı markalar sektörleri için sembolik bir değer taşır.
Volkswagen de o isimlerden biri bence...
Bana göre çok doğru bir karar almışlardı.
Türkiye’ye yapacakları yatırım için yıllarca çalıştılar, araştırdılar, raporladılar ve sektörün temsilcileriyle yoğun temaslarda oldular.
Manisa da heyecanlıydı, bizler de...
Yer belirlendi, en üst düzeyde konuşmalar yapıldı, imzalar da atıldı.
Volkswagen, 943 milyon 500 bin Türk Lirası sermaye ile “Volkswagen Turkey Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanlı şirketi Manisa’da kurmuştu.
Şirket; otomobil, kamyon ve her nevi motorlu araç ve nakil vasıtalarının tasarımı, imalatı ve montajı, bunların parçalarının ve komponentlerinin tasarımı, üretimi ve montajı ile tüm bu ürünlerin satışı, ithalatı ve ihracı başta olmak üzere bu konularla ilgili tüm diğer faaliyetleri yürütmek amacıyla kurulmuştu.
Şirketten pandeminin etkisinin hissedildiğine dair bir açıklama geldi, “Volkswagen Grubu Yönetim Kurulu, yeni üretim tesislerine yönelik planlarını durdurma kararı almıştır. Korona krizi geride kalana kadar, belirli bir süre boyunca tüm otomotiv projeleri mevcut üretim tesisleri ve mevcut üretim ağı dahilinde gerçekleştirilecektir” denildi.
Sonrasında medyaya yansıyan kulis haberleri geldi.
Volkswagen, Slovakya’daki fabrikanın kapasitesinin geliştirilmesi için 500 milyon Euro’luk yatırım yapılmasına karar vermişti.
Bazı yatırımların kaldıraç etkisi fazla olur.
O proje bir mıknatıs etkisi yapar, gelişmeleri hızlandırır.
Bana göre Volkswagen’in Türkiye’de üretim yapacak olması da öyleydi.
Yazık oldu.
Şimdilik tabii...

 
Türkiye gibisi olmaz

ŞİMDİLİK diyorum çünkü ben Türk sanayisine gerçekten çok inanıyorum.
Bazı sektörlerde Avrupa’nın ikinci, üçüncü büyük üreticisiyiz.
Beyaz eşyada örneğin...
Türk markalarını gittiğim her Avrupa ülkesinde görüyorum ve çok mutlu oluyorum.
Elektronikte de öyle...
Ben otomotiv sektöründe de Türkiye’nin iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum.
Otomotiv yan sanayindeki kümelenmeyi heyecanla izliyorum.
Türkiye’deki birçok üretici dünya devlerine parça üretiyor.
Ve bunların büyük bir kısmı Ege sınırlarında...
Volkswagen kendisi bilir.
Belki Slovakya’da aradığının bir kısmını bulabilir ama Türkiye’deki gibi olamaz.

 
Nio’yu takibinize alın derim
TOGG’u da unutmadan tabii

HERKES Tesla’ya Elon Musk’a bakıyor.
Haklılar çünkü Musk bir hayal sunuyor ve sizi buna ortak ediyor.
Ben de ilgiyle izliyorum.
Size bir tavsiyem daha var.
Çinli marka Nio’yu da izleyin.
Tesla ne yapıyorsa Nio da onu yapıyor.
Hatta bazen Nio daha önce yapıyor.
Elektrikli araç modellerinde ilginç gelişmeler oluyor.
Her gün bir yenilik duyuyoruz, öğreniyoruz.
Ve bu çok heyecan verici.
Apple’ın yeni nesil araçlarını da bu yıl çok konuşacağız.
Ama siz Nio’yu da radarınıza da alın derim.
Nio’nun adımları Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) rakipleri arasında yer alıyor Çinli üretici...
Türkiye’nin otomobilinin bantlardan inmeye başladığı tarihlerde Avrupa pazarında da faaliyete geçmesi bekleniyor.
Nio CEO’su William Li, “Batarya kiralama seçeneği ile daha çok sürücünün içten yanmalı otomobiller yerine elektrikle çalışan otomobilleri tercih edeceğini düşünüyoruz” diye bir açıklama yaptı geçenlerde...
Nio’nun Çin genelinde 143 istasyonu bulunuyor. Bu istasyonlarda Nio sahipleri şarj seviyesi düşük bataryalarını tam şarjlı bataryalar ile değiştirilebiliyor. Bu sayede, bataryaların şarj süresinin bir sorun olmaktan çıkması hedefleniyor. Nio yakında 300 adet istasyonu da devreye sokacak.
Yani Tesla bir adım atıyor, iki adım Nio’dan geliyor.
Nio elektrikli otomobillerin maliyetlerini aşağıya çekmeye çalışıyor.
Otomotiv dünyasında ilginç gelişmeler oluyor ve ben de heyecanla izliyorum.

 
Gelecek düşündüğümüzden daha yakın

TOYOTA son geliştirdiği arabası için bu sloganı kullanıyor.
“Gelecek düşündüğümüzden daha yakın...”
Otomobil hidrojenle çalışıyor ve emisyonu su buharından ibaret. Adı da FCV...
Temelde mevcut hibrit sistem bileşenleriyle donatılmış FCV, bu bileşenleri aynı zamanda hidrojen ve havadaki oksijen ile elektrik üreten bir yakıt hücresi grubu ile bir araya getiriyor. Yakıt hücresinden elde edilen voltajı artıran yüksek randımanlı bir yükseltici dönüştürücü ile kuvvetli hızlanmaya imkan tanıyan bir elektrikli tahrik motorunu bir araya getiriyor.
Bunun için lazım olan sadece hidrojen...
Emisyon sıfır, yakıt maliyetleri çok düşük ve çok kullanışlı...
Bazı sektörlerdeki gelişmeler baş döndürücü…
Seyrettiğimiz o bilim kurgu filmlerindeki araçları kullanmaya galiba az kaldı.

 
Bu mesajım da inşaat sektörüne

TEKNOLOJİDE müthiş bir hız var. Gayrimenkul sektöründe de öyle... Markalarını iyi yönetenler ve bu teknolojiden yararlananlar da var. Ama şunu görüyorum. Bizde iyi inşaat depreme dayanaklı güçlü temeller gibi algılanıyor. Bunlar zaten olması gerekenler... Akıllı evler yapmalıyız. Maalesef ortalama inşaatlar görüyorum. Yan yana iki odadan internet çekmeyen, dijital dünyanın kullanılmadığı bir evi artık kimse almak istemeyecek. Akıllı ev aletleriyle donanmamış hiçbir ev bundan sonra satılamayacak. Örneğin elektrikli arabalar artacağına göre her eve bir mini istasyonu sektör düşünüyor mu merak ediyorum? Sizce...