Paylaş
İçimiz acıyor, şehitlerimize ağlıyoruz.
Hepimizin başı sağolsun, kederli ailelerine başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Perşembe gecesi Folkart Sanat Galerisi’ndeki Fikret Mualla sergisindeydik.
Herkesin sanatı, barışı, insanlığı konuştuğu dakikalarda İdlib’deki saldırı haberi geldi.
Herkes sus pus oldu, sanki o bombalar İdlib’deki kahraman askerlerimizin üzerine değil de, masamıza düşmüştü.
Kelimeler boğazımıza takıldı, nefesimiz kesildi.
O sanat dolu, o samimi ortam bir anda gergin bir havaya dönüştü.
Bir yandan telefonlarımıza sarılıp haberleri doğrulatmaya çalıştık, bir yandan da dualar etmeye başladık.
Dünyanın sanatla dolu bir dünya hayalinden başka bir ruh haline girdik.
Türkiye gerçekten çok zor bir coğrafyada...
Aslında Ortadoğu bataklığında Türkiye gibi istikrarlı ülke bir yıldız gibi parlıyor.
Demokraside eksiklerimiz çok, eleştirdiğimiz yanlarımız çok ama her şeye rağmen demokrasi çarklarının döndüğü bir ülkemiz var.
Sivil toplum çalışıyor, sendikalarımız çalışıyor, fabrikalarımız çalışıyor.
Gençlerimiz dünyanın her yerinde çalışabilecek kalitedeler.
Teknoloji üretip satabiliyoruz.
Dediğim gibi yapmamız gerekenler listesi bir hayli uzun ama umudumuz var, hayallerimizi gerçekleştirebilecek gücümüz de var.
Özetle;
Çok üzgünüz.
Ama ne olursa olsun Türkiye’nin gücünü hissedelim, gelecek için kaygılarımız olsa da tek bir vatanımız olduğunu unutmayalım.
Böyle zor günlerde tek yürek olmayı da başaralım.
Bizi biz yapan değerlere sıkı sıkıya sarılalım.
Türkiye büyük bir ülkedir, bu zorlukların da üzerinden gelecektir.
Barış dolu bir dünya kimilerine göre bir ütopya da olsa bu hayli gerçekleştirebilmek için elimizden geleni yapalım.
Kahraman askerlerimizin her zaman yanındayız.
Başımız sağolsun...
Türkiye Avrupa’ya lazım
BİR gerçek daha var.
Türkiye’nin yüzü her zaman batıya dönük olmalıdır.
Avrupa Birliği macerasında bizi hayal kırıklığına uğrattıklarını biliyoruz.
Bizi oyaladıklarını, haksızlık yaptıklarını da biliyoruz.
Ama şu net;
Türkiye Avrupa’ya lazım...
Bunu Avrupa da biliyor.
Ne olursa olsun, müzakereler sekteye uğramış olsa da AB çıpasına ihtiyacımız var.
Farklı platformlarda bizim coğrafyamızın gerçeklerini anlatmaya, konuşmaya ihtiyacımız var.
Hayat devam ediyor ama
TÜRKİYE terör belasıyla yıllardır uğraşan bir ülke... Her şehit haberinden sonra hepimiz ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bizim için 1 şehidimizle, 33 şehidimiz arasında fark yok... Acısı aynı. Hepsi bizim çocuklarımız, evlatlarımız, kahraman askerlerimiz...
Ve bazen sokağa çıkıp bir yere bile gitmek istemiyoruz.
Törenler, toplantılar erteleniyor.
Herkes haklı...
Hayat da devam ediyor.
Ama inanın bu sefer benim de içimden bir şey yapmak gelmiyor.
Linç kültüründen uzaklaşalım
SOSYAL medyayı seviyorum ama çok da eleştiriyorum. Çünkü bu tür olaylarda iş çığırından çıkıyor. Bilgi kirliliği çok fazla oluyor, yazılanlar, söylenenler daha da moral bozuyor. Ben sosyal medyanın faydalarını daha çok seviyor ve kullanıyorum. O zaman epey işime de yarıyor.
Yeni şeyler öğrendiğim gibi hiç farkında olmadığım konulara dalıyorum.
Bir ayarını, dengesini bulmamız lazım.
Sosyal medyayı linç kültüründen uzaklaştırmalıyız.
Paylaş