Paylaş
“Erken seçim var mı?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan perşembe günü İzmir’deydi, tatbikata katıldı ve sorulara cevap verdi.
“Seçim zamanında, 2023 Haziran’ında” dedi.
Bugün için ben de bir erken seçim havası hissetmiyorum.
Kaldı ki; zaten seçim sürecindeyiz.
Bir yıl kaldı mı, kulisler hareketlenir, siyasi tansiyon artar.
Bu gayet normaldir.
Seçimle ilgili takvim ilerliyor; asıl biz Türkiye’nin kendi gündemine odaklanalım.
Türkiye ilk çeyrekte yüzde 7.3 büyüdü.
Bu rakam birçok ülkenin üzerinde...
Finans ve sigorta sektörü yüzde 24.2, bilgi ve iletişim faaliyetleri 16.8, hizmetler 14.9, destek hizmetleri 8.9, sanayi 7.4, diğer hizmet faaliyetleri 6.8, gayrimenkul 5.4, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri 5.2 büyümüş. Tarımdaki büyüme yüzde 0.9 olmuş.
İnşaat sektöründe ise yüzde 7.2’lik bir azalma olmuş.
Yıllardır yazıyoruz.
Türkiye gibi bir ülkenin tarımda yapabileceği çok şey var.
Ve 0.9’luk büyüme kesinlikle yeterli değildir.
Türkiye’nin her yerine gidiyorum.
Sanayideki heyecanı, isteği, girişimcilik arzusunu görüyorum.
Dijital teknolojilerle birleştiğinde sanayide çok daha güçlü yatırımlar geleceğine inanıyorum.
Ama tarıma ayrıca eğilmemiz gerekiyor.
Verimli topraklara, olağanüstü bir coğrafyaya sahip Türkiye’nin geleceğinde tarım ve sanayi birlikte hareket etmeli.
O yüzden tarımı daha çok konuşmalı, tartışmalıyız.
Gençlere kariyer
planı sunmalıyız
KATILDIĞIM toplantılarda konuşulan bir diğer konu da istihdam meselesi...
İş dünyasını dinlediğimizde “İş var ama nitelikli insan yok” deniyor.
Ya da “Gençler iş beğenmiyor” diyorlar.
Y, Z kuşağının sadakatsizliğinden söz ediyorlar.
Bir kere söyleyeyim.
Gençler kendilerinin harflerle anlatılmasını istemiyorlar.
Haklı olabilirler, yine de onlara bu konuya çok takılmamalarını tavsiye ediyorum.
İş dünyasına da gençleri daha iyi tanımalarını, isteklerini ve beklentilerini yönetmeleri gerektiğini söylüyorum.
Türkiye’de her dört gençten biri işsiz, oranın daha fazla olduğunu, istatistiklere bunun yansımadığını söyleyenler de var.
Peki yıllardır konuştuğumuz üniversite sanayi işbirliği gerçek anlamda yapılamaz mı?
Bence yapılabilir.
Ama herkesin bakış açısını değiştirmesi de gerekir.
Üniversitelerin bürokrasiyi azaltmaları, iş dünyasının ihtiyaçlarını iyi analiz etmeleri lazım.
Çoğu zaman bu diyalog kurulamıyor.
Ama kurulduğunda da başarılar yakalanıyor.
Y, Z kuşağı meselesini bir kenara bırakalım.
Ve gençlerin önünü açalım.
Dünya değişiyor, klasik kalıplarla bir yerlere gitmek de mümkün değil.
Şirketler gençleri tutacak formüller geliştirmeliler. Onlara planlar sunmalılar, bir kariyer planı önermeliler.
Evet, bugünkü kuşak bizden farklı...
Biz de babalarımızdan farklıydık.
Marmaris’e gitme nedeni
VAKTİ olan Marmaris’teki Kültür ve Sanat Festivali’ni kaçırmasın. Festival 28 Haziran’a kadar devam edecek.
Fazıl Say, Kerem Görsev, Amadeus Quartet, Boğaziçi Gençlik Korosu, İlyas Mirzayev gibi pek çok sanatçının konseri var.
Festivaller iyidir.
Hele içinde sanat, spor varsa daha da iyidir.
Göztepe yine şanslı
HÜRRİYET Spor Müdürü Mehmet Aslan geçenlerde Göztepe’yi almaya hazırlanan Ankersen’i yazdı.
Sporun içinden gelen biri...
Ve büyük başarıları var.
Daha da önemlisi başarı öyküsünün nasıl yazacağını çok iyi biliyor.
Göztepe, Midtjylland ve Brentford ile mucizeler yaratan bir futbol sihirbazının elinde artık...
Önceliğinin sadece kupalar değil, hedeflerin tutturulması olduğu söyleniyor.
Bir futbol akademisinin kurulmasını istiyor.
Alt yapıdan oyuncu yetiştirilmesi, sürdürebilir bir başarı ve ekonomi yaratılmasını önemsiyor.
O yüzden bence Göztepe yakından izlenmesi gereken bir kulüp oldu.
Altınordu örneği de İzmir’deydi.
Bana göre iki kulüp Türkiye’nin geleceği için önemli bir deneyim olacak.
Çağatay’a veda
BİR meslektaşımızı daha sonsuzluğa uğurladık. Çağatay Çağlar çok genç bir yaşta aramızdan ayrıldı. 2010 yılında kalp nakli olmuştu. Zor bir ameliyat ve süreçti. Hepsinin üstesinden geldi, hayata kaldığı yerden devam etti.
Spor medyası gerçekten renklidir.
Birçok gazetede yöneticilik yaptım.
Spor servisleri her zaman benim nefes aldığım yerler olmuştur.
Klasik futbol, spor muhabbetinden değil; spor medyasını her zaman yaratıcı bulduğumdandır.
Çağatay da o renklerden biriydi.
Nurlar içinde uyusun...
Paylaş