Paylaş
Ne diyorduk:
“Türkiye kendi kendine yetebilen ender birkaç ülkeden biri... Bu coğrafyada tropikal meyveler dışında her şey yetişir.”
Gitmediğim şehir, görmediğim coğrafya kalmadı.
Gerçekten de Türkiye’nin her yeri bir cennet.
Ve çok verimli topraklara sahibiz.
Bir şey daha, o gün yetişmeyen ‘tropikal meyveler’ de artık buralarda yetiştiriliyor.
***
Bir örnek vereyim.
Yakından tanıdığım bir dostum, Mustafa Ezici, Türkiye için önemli bir proje yürütüyor.
Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde 7 yıl önce çekirdekten fide üretimiyle başlayan mango ağacı sayısı 5 bine çıktı.
Şirketin ortağı Mustafa Ezici bu girişimi şimdi Ege Bölgesi’ne yaymak istediklerini söylüyor.
Mango yeni tanıdığımız tropikal bir meyve... Katma değeri yüksek... Muzun 5 katı para kazandırabiliyor üreticisine...
Marketlerde kilosu ortalama 30-40 liradan, olgunlaşmış halinin 300 gramı 16 liradan satılıyor.
Avrupa bir yılda 600 bin ton mango ithal ediyor.
Uzakdoğu’dan ham toplanan mango 20 günde geliyor ve 20 gün de satışı sürüyor.
Bizde ise ağustos-aralık ayları arasında hasat olabilecek. Hem iç piyasada tüketilip ithalatı önlenecek, hem de Avrupa ve Rusya’ya pazarlayabileceğiz. ***
Yıllık fide üretiminin 30 bin adet olduğunu söyleyen Mustafa Ezici, Ege’nin kıyılarına bu meyveyi özellikle tavsiye ediyor.
“Urla’dan Samandağ’a kadar sahilde 350 metre rakıma kadar ve hava sıcaklığı eksilere düşmeyen yerlerde yetişiyor. Serada da açıkta da olabiliyor” diye konuşuyor.
***
“Tropikal meyveler yetişmez” sözü artık bitmiş, mango ekimi başarılı olmuş gözüküyor.
Mango iyi bir örnek
MUSTAFA Ezici 10 dönüm araziye 400 mango fidanı dikilebildiğini anlatıyor. 5 yaşına geldiğinde bu ağaçlardan 30 ton ürün alınabiliyor. Bu da yaklaşık 150 bin euro gelir anlamına geliyor.
Mustafa Ezici şöyle diyor:
“Akdeniz, Ege sahillerinde çiftçi portakal, nar veya narenciye üretimi yapıyor ama para kazanamıyor. Mangonun muzdan 5 kat, narenciyeden 10 kat daha yüksek getirisi var.”
Gazipaşa bölgesinde bugün mango, litchi, papaya, pitaya, passiflora, longan, guava gibi 27 tür tropik meyve yetiştiriliyor.
Bu da ilginç bir veri...
İkinci çevre yolunu unutmayalım
SEÇİM dönemlerinde adayların birçok vaadini konuşuyoruz.
Onlardan biri de İzmir’e ikinci çevre yoluydu.
İstanbul seçimlerinin iptalinden dolayı bu havadan tam çıkamadık ama yine de gündeme getirmekte fayda var.
Büyük şehirlerin en büyük sıkıntılarından biri ulaşım, yani trafik...
Birkaç yıl öncesine kadar İzmir trafiği rahat gibi gözüküyordu.
Ama artan araç sayısı, altyapı eksiklikleri İzmir’i de felç etti.
Artık sadece işe gidiş geliş saatlerinde değil, günün her saatinde yoğun bir trafikle karşı karşıyayız.
İzmir’in mutlaka ikinci bir çevre yoluna ihtiyacı var.
Hem de vakit kaybetmeden yapılması gerekiyor.
Mevcut çevre yolu Çandarlı’ya kadar uzatılıyor.
Eminim özellikle Menemen ve Aliağa geçişlerinde büyük kolaylık sağlayacak.
Ancak bu kent merkezindeki yoğunluğu azaltmayacak.
Alternatifler yaratmak zorundayız.
Bu da ikinci çevre yolundan geçiyor. Bildiğim kadarıyla fizibilite çalışmaları bitmek üzereydi.
Seçimden dolayı mola verilmiş olabilir.
Ama İzmir’de seçim tamamlandığına göre bu projeye odaklanmamız gerekiyor.
Göztepe’nin yanındayız
GÖZTEPE sezonun en zor, en kritik maçına çıkıyor. Eğer Ankaragücü’nü yenerse Süper Lig’de kalacak. Elbette Göztepe’nin yanındayız. Çünkü iyi biliyoruz ki, Birinci Lig’den çıkmak öyle kolay değil. Hem kadro yapısını korumak zor, hem de bu ligin gelirleriyle kulübü yönetmek...
Dilerim beklediğimiz sonucu alır ve Göztepe ligde kalır.
Paylaş