Paylaş
Tarım Gıda Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TAGYAD) Başkanı İsmail Uğural...
Uğural, Türk medyasında tarımı en iyi takip eden isimlerden biridir.
Yeni görevi de bunu kanıtlıyor.
Son aylarda dünyanın birçok yerindeki fuara gitti, panellere katıldı, Türkiye’yi temsil etti.
İsmail Uğural geçen günkü yazımla ilgili kısa bir not geçmiş.
Aktarıyorum.
“ ‘İzmir, Mermer ve Gelinlik fuarlarından sonra marka olacak yeni bir fuar daha kazanıyor’ diyorsun. Çok haklısın, ancak ben biraz daha ileri gitmek istiyorum. Önümüzdeki 5 yıl içinde İzmir Tarım ve Hayvancılık Fuarı hepsini geçecek ve 1 numaraya yükselecek. O kadar ki, 11-14 Şubat tarihlerinde 11’incisi gerçekleştirilen fuarın bütün rekorları kırdığını memnuniyetle hep birlikte izledik. Bu sektörü yakından bilenler için aslında söz konusu gelişme hiç de sürpriz değil. Özellikle fuarın üçüncü günü yani cumartesi binlerce insan aşırı kalabalıktan içeri giremedi. Tabii söylenecek çok şey var ama bu fuar uluslararası olma boyutunu güçlendirildiği ölçüde yıllardan beri gurur kaynağımız olan Mermer ve Gelinlik fuarlarını da geride bırakacak. Türkiye’nin ve aynı zamanda Ege’nin muazzam tarım ve gıda potansiyelinin farkında olanlar bu öngörüme hak vereceklerdir. Diliyorum kamuoyu da artık sözünü ettiğim gerçeğin farkına varsın.”
İzmir’in marka hikayesini yazarken birçok öyküyü anlatıyor ve kurguluyoruz.
Sözümüz şu ki...
Tarımı da unutmayın...
Bu seçim startının verildiğinin işareti
SON açılışlardaki görüntüler...
İl başkanlarının önce nezaket turlarıyla başlayıp ardından göndermelerle devam eden söz düelloları...
Milletvekillerinin Türkiye siyasetiyle uğraşmaları gerekirken yine yerel meselelere takmaları ve çok sert üslup kullanmaları gösteriyor ki...
İzmir için seçim startı şimdiden verilmiştir.
Vatandaş rahatsız söyleyeyim
YALNIZ şunu hatırlatayım.
Yazılı metinde okunurken “Vay be, helal be...” dedirten o cümleler gerçek hayatın içine düştüğünde kulağa hoş gelmiyor.
Her parti için söylüyorum.
Vatandaş bu tondan rahatsız...
Söyleyeyim.
Çok küçük, çok yerel ama çok önemli bir konu
ALSANCAK Garı’nın önünün bir bölümü 2, bir bölümü 1.5 şerit...
“Nasıl oluyor?” diye sormayın, olmuş...
Kentlerimizi öyle güzel planlıyoruz ki, sonuçlar ortada...
Büyük şehirlerimizin bu kadar kalabalık olacağını herhalde 50 yıl önce yöneticilerimiz hesap edememişler.
Tabii her konuda fikir öne süren, itiraz eden ama çözüm üretmeyen odalarımız, derneklerimiz o yıllarda da kendi iç meseleleriyle uğraşmışlar herhalde...
Neyse...
Sadece İzmir değil, Türkiye’nin bütün büyükşehirleri perişan durumda.
Alsancak Garı’nın önü de öyle...
İzmir’in kuzeyine kent içinden gidecekseniz başka bir alternatifiniz yok, buradan geçmek zorundasınız.
Garın Devlet Demiryolları binalarının önündeki duvarların biraz geri çekilmesi halinde 1.5 şeridin 2 şeride çıkabileceğini defalarca yazdık.
Aslında tam iki şerit olmasa da; buna yakın işte...
Yine de trafiği biraz olsun rahatlatabilecek geçici bir çözüm gibi gelmişti.
Yazışmalar, çizişmeler, bürokratik süreçler bitmedi.
O daire diğer daireye sormalı tabii, diğer bakanlık bir başka bakanlığa, oradan da büyükşehrin ilgili dairesine yazı yazması, ilgili dairenin de o ilgili bakanlıklara bilgi vererek işe girişmesi aylar, yılları aldı.
Galiba...
Yani anladığımız kadarıyla bir noktaya gelinmiş.
Çok şükür...
Diyorum ki...
Ey il başkanları, ey vekillerimiz...
İncitici, kırıcı, cafcaflı laflarla gündemi dolduracağınıza şu minik ama büyük adımları atsak da biz de başka konuları yazsak...
Paylaş