Paylaş
Takip ediyorum, bazen paylaşımlarda bulunuyorum.
Sevdiğim yerleri, mekanları, insanları koyuyorum.
Hatta bazen özel hayatımdan kesitler de paylaşıyorum.
Sanki bir sosyal iz gibi geliyor bana...
Bir dijital miras gibi...
Yıllar sonra baktığımda iyi anabileceğim hatıralar olsun istiyorum.
Ama hepsi bu...
Sade, abartısız, olduğu gibi, içinde samimiyeti bulduğum paylaşımları seviyorum.
***
İnsanları da çok iyi anlıyorum.
Herkes nasıl mutlu olduğunu göstermek istiyor; nasıl eğlendiğini, nasıl iyi vakit geçirdiğini, nelere sahip olduğunu...
Zaten bazı sosyal medya hesaplarını eğlenceli bulmamın nedeni de bu...
Örneğin Instagram...
Daha çok mutluluk fotoğrafları var.
Bardağın dolu tarafını gösteren bir dünya...
Olsun; bu da iyi, destekliyorum.
Bizim gibi ülkeler sevinçlerini de, üzüntülerini de abartılı yaşar.
“Mutluluktan uçulan” fotoğrafları ben de beğeniyorum.
Yani like atıyorum.
Desteklediğimi, mutluluklarını paylaştığımı belli etmek için...
***
Abartı...
Dediğim gibi bizim ruh halimizde var.
Biraz Akdenizli, biraz Egeli olunca içimiz kaynıyor.
Sadece fotoğraf değil; işin içine videolar da girince şarkılar söylüyoruz, gülücükler dağıtıyoruz.
Bu da güzel, gülmek zaten güzeldir.
***
Ama dediğim gibi hepimiz dijital izler bıraktığımızı unutmayalım.
Ve artık işe girerken, çıkarken; bir yere başvuru yapıp kabul alırken ya da genel bir algı araştırması yapılırken işte bu izlerin genel görüşte etkili olduğunu hatırlayalım.
***
Bir iletişimci gözüyle şu tavsiyede de bulunayım.
İtibarı yönetmek sadece şirketlerin işi değildir.
Kişisel itibarımızı güçlendirmek, kamuoyunda bir nokta tutmak yine bizim elimizdedir.
Dijital dünya bu konuda sonsuz olanaklar sunuyor.
Ama bir o kadar da riskler taşıyor.
Eskisi gibi “Ağır ol, duruşun olsun” diyenlerden değilim.
Aksine samimi ol, gerçekçi ol, olduğun gibi ol diyenlerdenim.
Bu sosyal medya için de geçerli...
Veriler Türkiye için ne diyor
2019 raporlarında Türkiye ile ilgili ilgi çekici veriler var. Instagram kullanımının toplam sosyal medya kullanımına oranı bizi öne çıkarıyor. Türkiye’deki sosyal medya kullanımının içinde Instagram’ın kapladığı yoğunluk dünyada birinci sırada. Türkiye, İsveç’le birlikte yüzde 58’lik oran ile Instagram kullanımında birinci sırada yer alırken, Suudi Arabistan yüzde 49 ile 3’üncü sırada yer aldı. Bu konuda dünya ortalaması ise yüzde 15 düzeyinde.
Yani neredeyse dört katı...
Yani Bodrum’da, Alaçatı’da, Marmaris’te, İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da işte, spor yaparken, yemek yerken, hiçbir şey yapmazken her paylaşım bizi istatistiklerde yukarıları taşıyor.
Bu şampiyonluğun da keyfini sürelim.
Geleceği daha değerli buluyorum
BİR veri daha...
Türkiye’de sosyal medyayı iş için kullananların oranı dünya ortalamasına göre yüksek...
Teknolojinin gelişimiyle birlikte şirketlerin ve çalışma hayatının kuralları da değişiyor.
Elbette sosyal medya burada da yerini alıyor.
Şimdilerde Linkedin gibi uygulamalar iş dünyasında çok fazla kullanılan araçlar haline geldi. Türkiye ise bu alanda da ortalamanın üstünde seyrediyor. Dünyada iş alanında sosyal medya kullananların ortalaması yüzde 24 iken Türkiye ortalaması yüzde 26 düzeyinde...
Yani burada da ortalamaların üzerindeyiz.
Bu alanı da iyi takip ediyorum.
Çoğu özgeçmişi yeterli bulmadığımı söylemeliyim.
Geçenlerde yazmıştım.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Çeşme’de ESİAD’ın toplantısında beraberdik.
Bakan Selçuk orada çok hoşuma giden bir yorum yaptı.
Ve dedi ki;
“Özgeçmiş değil özgelecek hazırlayın...”
Çok doğru buluyorum.
Elbette insanların geçmişte yaptıkları beni çok ilgilendiriyor.
Ama daha çok dikkat ettiğim gelecekle ilgili hayalleri...
Ben o hayallere ortak olmak isterim.
Bir yönetici olarak bunları duymak istediğimi söylemeliyim.
Geçmiş önemli ama geleceği daha değerli buluyorum.
Geleneksel medya olmadan kalıcı olunmaz
BU kadar sosyal medya, dijital yazdıktan sonra bir şeyi hatırlatmama izin verin.
Evet; sosyal dünya büyüyor.
Ama şunu unutmayın.
Bütün bunların anlamı geleneksel medyayla yaptığınızda bir bütünlük kazanıyor.
Tek başına sosyal medyada uzun vadeli kalıcı olamazsınız.
Ve bunları 360 derece, her mecrada, sürekli yapmanız gerekiyor.
Instagram fenomenleri artıyor, bir çoğunu takip ediyorum.
Çok da beğenerek izlediklerim var.
Ancak bu isimler kalıcı olmak istiyorlarsa ya yazmak, ya program yapmak ya da kitaplarıyla iz bırakmak zorundalar.
Dünya değişiyor, değişecek.
Belki sadece dijitalle doğan, büyüyen, yetişen bir nesil olduğunda geleneksel medyadan geçmiş diye söz edeceğiz.
Ama bunun için daha çok zaman var.
Paylaş