Siyasi partiler yasasında köklü reformlar gerekiyor

HİÇBİR parti ön seçim yapmıyor.

Haberin Devamı


Güçlü bir demokrasi için ideal olan, yerelde de insanlara sorulmasıdır.
Ama inanın bu siyasi partiler yasasında ön seçimi kuvvetli savunamıyorum.
Çünkü her partide kemikleşmiş isimler, kadrolar, gruplaşmalar var.
Hele geleneksel ve eski partilerde bu mesele çok daha önem kazanıyor.
O yüzden ön seçim yaptığınızda da; belli gruplara hitap eden, vaadlerde bulunan ya da temsil sözü veren isimler meclislere taşınıyor.
Bunun da ne kadar doğru ve sağlıklı olduğunu her zaman sorguluyorum.
Diğer yanda ise merkezi yoklamalar ve atamalar sözkonusu...
Böyle olunca da teşkilatları ikna ve mutlu etmek imkansız hale geliyor.
Nasıl bir liste yaparsanız yapın; homurdanmalar bitmiyor.
Bazı partilerde bu daha yüksek, bazılarında ise daha sessizce hayal kırıklıkları dile getiriliyor.
Dolayısıyla ortasını bulmamız gerekiyor.
Belki bazen önseçim, bazen merkez yoklaması, bazen kontenjan, bazen de hepsini kapsayacak bir yöntem önermeliyiz.
Ama şunu biliyoruz ki; Türkiye’nin daha güçlü bir demokrasiye sahip olabilmesi için siyasi partiler yasasında köklü değişikliklere gitmesi gerekir.
Aslında bütün liderler özünde aynı şeyleri söylüyor.
Bir idealden bahsediyorlar, partilerinin ortaya koydukları hedeflerden ve bir davadan...
Bunları yaparken de; parti disiplinini öne çıkarıyorlar, teşkilatların diri ve çok çalışmasını istiyorlar.
Biliyorum; liste ne kadar iyi, dengeli, karşılığı olan bir liste olursa olsun yine söz söylenecek, eleştirilecektir.
Ancak bunları en aza indirebilmek için de reformların yapılması şarttır.
Bütün bu dilekleri her parti için yazıyorum.
Çünkü siyaset yapanlarla konuşuyorum ve hemen hepsi aynı şeyden şikayet ediyorlar.

Haberin Devamı

 
CHP’de Buca gerginliği

DÜN bir iş için Alsancak’a gitmiştim. Büyük bir kalabalık CHP İl Başkanlığı’na doğru yürüyordu. Adaylığı geri çekilen Suat Nezir’i destekleyen bir grup, sloganlar atıp merkeze gidiyordu. İçlerine girip sordum.
“Ne diyorsunuz, ne istiyorsunuz?”
Dediler ki...
“Suat Nezir, ailesi ve bizler; 20 gündür sokaklardayız. Buca’nın her yerine girip çıkıp oy istedik. Son dakika bu değişikliği biz Bucalılara nasıl anlatacağız.”
Ben yürürken, protesto etmeye devam ediyorlardı.
Genel Merkez herhalde bu dinlediklerime bir cevap verecektir.

Haberin Devamı

 
Kukla festivalini destekliyorum

İZMİR’in sevdiğim bir organizasyonu var.
Kukla Günleri...
Bu yıl 13’üncüsü yapılacak ve artık uluslararası...
28 Şubat – 17 Mart tarihleri arasında yapılacak organizasyonda; 42 kukla tiyatrosu topluluğu 44 gösteriyi 47 kapalı ve açık gösteri mekânında 174 kez sahneleyecek.
80 bin seyirciyi hedefliyorlar.
Festivalin bu yılki sloganı “Kuklayla Daha İyi Bir Dünya” oldu.
İzmir Uluslararası Kukla Günleri Direktörü Selçuk Dinçer şöyle diyor.
“Savaşlarla, göçlerle, ekonomik ve sosyal çalkantılarla boğuşan dünyada, gelecek için tek umut insan. Ama önce yaşamın ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha ve yeni baştan anlamalıyız. Bunun için de, sanat üzerinden sorgulamalar yapmalıyız. İşte burada kukla en doğru araç... Her kuşağa ve her dünya görüşünden bireye söyleyecek sözü olan kukla önce yaşama sevinci uyandırarak yapıyor bunu. Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan şey yaşama sevinci ve kukla bunu sunuyor bize.”
Destekliyor ve 28 Şubat’ı büyük bir heyecanla bekliyorum.

Haberin Devamı

 
İzmir EXPO’ya yeniden aday olmalı

AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci “Ege EXPO”sunun daha doğru olacağını söylüyor. İzmir’in EXPO adaylığına o dönemde tam destek verdiğini biliyorum. Ama seçilirse bir sonraki EXPO’ya aday olup olmayacağını tam açıklamadı. Tunç Soyer EXPO’nun eski genel sekreteriydi. Projelerini önümüzdeki hafta açıklamasını bekliyoruz. Bakalım EXPO adaylığıyla ilgili bir şey söyleyecek mi? Benim fikrim ise şöyle... EXPO ya da bir başka büyük organizasyon; İzmir’in markalaşması için çok önemli... Ancak şehirler bu büyük sınavları başarıyla geçtiklerinde bir deneyim kazanıyorlar. O yüzden ben İzmir’in EXPO’ya yeniden aday olması gerektiğini savunuyorum.

Yazarın Tüm Yazıları