Paylaş
AK Parti diğer kentlerin adaylarını da, ilçeleriyle birlikte açıkladı. Birkaç kez yazdım. AK Parti’nin seçim süreçlerinde uyguladığı bir matematik var. Siyaseti yakından takip eden bir gazeteci olarak ben bunu görüyor ve okuyorum. Bu seçimde de bu dengeler korunarak listeler oluşturuldu. Adayların performanslarını elbette izleyeceğiz. Ama bizdeki yerel seçimler her zaman genel seçim havasında geçer. 31 Mart da böyle olacaktır.
CHP’de de adayların çoğunluğa belirlendi. En çok merak edilen şehirlerden biri de İzmir’di.
Son dakikaya kadar devam eden bir mücadele vardı.
Tunç Soyer yeniden adaydı; Buğra Gökçe en güçlü isimlerdendi, Cemil Tugay kurultay sürecinde Özgür Özel’e destek veren ender isimlerden biri olmuştu. Olgun Atilla ve Filiz Ciritoğlu Sengel de konuşulanlar arasındaydı. Sonuçta ipi Cemil Tugay göğüsledi.
Birçok kez yazdım.
Bu denklemi bozacak tek bir isim vardı; o da Selin Sayek Böke’ydi. Ama Böke güçlendirilmiş genel sekreter koltuğundaydı ve yerel siyaset yapmak istemiyordu.
Dolayısıyla tek bir soruya cevap bekleniyordu.
“Tunç Soyer ile devam mı edilecek yoksa tamam mı?” denilecekti.
Öğrendik ki; Tunç Soyer’e MYK toplantısından 5 dakika öncesine kadar hiçbir şey söylenmemiş.
Ve MYK toplantısına girilirken; “Sizi aday yapmayacağız” denmiş.
30 yıldan fazla bu meslekte olan bir kişi olarak listelerin Yüksek Seçim Kurulu’na giderken şahit olduğuna tanıklık ettim.
“O olmasın, bu da olmasın” derken akıllarda hiç olmayan isimlerin milletvekili, başkan yapıldığını da gördüm.
O yüzden beni hiçbir şey şaşırtmaz.
Kulisler çalkalanırken sakin kalmak ve olayları uzaktan izlemek en iyisidir.
Listelere şaşıranlar var, eleştirenler var, destekleyenler var.
Tabii kesinleşmiş adayların neler yapacağını göreceğiz.
Siyasette sürprizler olur. Hele Türkiye’de çok olur.
Hamza Dağ mı Cemil Tugay mı?
ELBETTE karar İzmirlilerindir.
Ama İzmirlilere şunu tavsiye ederim.
İsimlerden daha çok sözlere odaklanmalılar.
Projeler yarışmalı; bir kentle ilgili gerçekleşebilecek hayaller kurulmalı.
Bence İzmirliler bu detaylara bakmalı.
Karşıyaka stadını istiyor
HAMZA Dağ da Cemil Tugay da; geçmişte Karşıyaka’nın stadıyla ilgili bazı sözler verdi. Şimdi kim seçilirse seçilsin; bu sözleri yerine getirme zamanıdır. Evet; Karşıyaka Türkiye’nin en önemli camialarından biridir. Sadece bir spor kulübü de değildir. Türkiye’nin birçok kenti modern statlara kavuştu; Karşıyaka da hakkını arıyor. Bu stadı yapalım. Hamza Dağ hükümet adına bu sözü vermeli. Cemil Tugay Karşıyaka’yı tanıyan bir başkan adayı, üstelik şimdi büyükşehir adayı olarak bu sözü şimdiden vermeli. Bu büyük camia stadına mutlaka kavuşmalıdır.
İzmir kaledir doğru ama
demokrasinin kalesidir
SİYASİLER İzmir’e her geldiklerinde bu kentle ilgili güzel sözler söyler. Hepsi de hak edilmiş yorumlardır. Gerçekten de İzmir’in demokrasi geleneğimizde ayrı bir yeri vardır. Türkiye’nin önemli virajlarında, günlerinde ve tabii siyasi dönüşümlerinde İzmir ve İzmirliler her zaman öncü olmuştur. Ama neyin öncü olmuşlardır. Cumhuriyetin ilkelerine, demokrasinin özüne, evrensel değerlere...
Geçmişte örneği çoktur.
İzmirliler birçok partiyi yerelde ve genelde desteklemiştir.
Yine hatırlatayım.
İzmir demokrasinin kalesidir.
Ve bu da güzel bir şeydir.
İletişim sıradan
insanlarla yapılmaz
ŞUNU hatırlatmak isterim. Hangi işi yapıyorsanız yapın; iletişimi dilini iyi kullanmak zorundasınız. Hele bu siyasetse; yaptıklarınızı, yapacaklarınızı doğru anlatmak zorundasınız. Parti içi dengeler herkesi zorlayabilir. Gelenekse yapılar adaylık süreçlerini uzatabilir. Bazı zorunluluklar ve gelişen olaylar karşısında farklı kararlar almak zorunda kalabilirsiniz. Hepsi anlaşılabilir. Ama bu her partinin kendi iç dünyasıdır. Bunun vatandaşla, seçmenle ilgisi bir yere kadardır. Siz eğer bu iletişim dilini iyi kurgulamaz, iyi kullanmaz ve mesajlarınızı kamuoyuna anlatamazsanız karşınıza farklı bir fotoğraf çıkar. Bu da kurumlara zarar verdiği gibi kamuoyunda da farklı, yanlış algılara neden olur. İletişim kolay bir iş değildir. Sıradan insanlarla yapamazsınız. Hatırlatmak istedim.
Paylaş