Paylaş
İster “devlet krizi” deyin, ister “yargı krizi”; ama ne olursa olsun Ankara gündeminde yaşananlar Türkiye’nin siyasetteki geleceğini yeniden şekillendiriyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanması sonrasında yaşananları yargı sürecinin kesintiye uğraması ve müdahale olarak yorumlarken; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) AKP’ye çok sert yükleniyor.
Bu arada Ankara kulislerinde AKP’ye yeni bir kapatma davası gelip gelmeyeceği konuşuluyor.
Özetle...
Ankara siyaseti son yılların en hareketli günlerini yaşıyor.
İzmir’e, Ege’nin özeline geldiğimizde de durum çok farklı değil.
CHP’de ilçe kongreleri büyük sıkıntıya yol açtı.
Genel Merkez’in isteği uzlaşılan isimlerle ve tek liste halinde seçimlere gidilmesi yönünde olmasına rağmen sonuç çok farklı oldu.
Her ilçede tartışmalar yaşandı; gruplaşmalar oldu, kadro savaşları çıktı.
Son yerel seçimde büyük bir başarıya imza atmış olan CHP, böylesine kritik bir dönemde kötü bir sınav verdi.
İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu’nun siyaset yapma alanı daraldı, böyle olunca da haftaya yapılacak il başkanlığı seçimlerinde aday olmama kararı verdi.
Bunda genel merkez yönetiminin ve özellikle Deniz Baykal’ın isteği yönünde hareket ettiği ifade ediliyor.
Sonuçta CHP, bu kadar güçlü olduğu İzmir’de eleştirilir hale geldi.
Aynı sancı AK Parti’de de yaşanıyor.
29 Mart seçim yenilgisiyle baskın olan ruh halinin bir türlü atlatılamadığını gözlemliyorum.
Çiğli Belediye Başkanlığı adayı olan ve bana göre çok başarılı bir performans gösteren Ömür Kabak’ın iyi niyeti ve yoğun çalışması bile CHP’de olduğu gibi AK Parti’de ilçe yönetimlerdeki tedirginliği gideremedi.
Ankara’da kara bulutlar, şimdilerde İzmir’in üzerinde...
Bunları neden yazıyorum, neden hatırlatıyorum.
Siyasetteki boşluklar kısa sürede doldurulur.
Vatandaş halinden memnun değilse yeni arayışlara gider.
Geçmiş seçimlerde hep böyle olmuştur.
Halk hükümete karşı başlangıçta hoşgörülü davranmış, çoğu zaman da ikinci, üçüncü şansları da vermiştir.
Ama iktidar alternatiflerini de gördükçe denemek istemiştir.
İktidar ve muhalefet bu kadar eleştirilirken Meclis dışındaki partiler ne yapıyor?
Örneğin Demokrat Parti...
Gelin görün ki, benzer tartışmalar oralarda da var.
Anavatan’la birleşen Demokrat Parti’nin İzmir teşkilatında bir süredir tartışmalar yaşanıyor.
Oysa Demokrat Parti için gün, bir arada olma, güçbirliği yapma günü değil midir?
İl kongresinde seçimi kazanmış bir başkan var.
Fatih Dalan, İzmir’in çok yakından tanıdığı ve siyasette geleceği olan bir kişi...
Yönetim kadrosuna bakıyorum; bana göre İzmir’in en iyi ekiplerinden biri...
Belki Fatih Dalan biraz daha kucaklayıcı davranıp Anavatan listelerinden gelenlere yer verebilir.
Ama ne olursa olsun; bu yönetimin arkasında durulması gerekir.
Siyasetin bugünkü tablosu ve yol haritası bunu gösteriyor.
Bugün Mesut Yılmaz İzmir’de, hafta içinde Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk da gelecek.
Siyasette “makulde buluşmak” şart...
En azından geleceği düşünerek...
İzmir Skal’dan önemli sempozyum
Türkiye Skal Ulusal Komitesi “sağlık turizmi”ni öne çıkarma kararı aldı. Skal İzmir Kulübü bu fırsatı kaçırmadı. Başkan Faik Alsaç, özellikle bu konunun tercih edilmesine neden olan sebeplerini şöyle sıralıyor:
“İzmir’in turizmin henüz hiç tanınmayan bu dalına çok uygun olduğunu düşünüyoruz. Sağlık turizmi dendiğinde ilk akla gelenin kaplıca turizmi olması yanılgısından kurtulmak gerekiyor. Sağlık turizmi denince termal olanakların sıralanmasından ziyade asıl hedefin kendi ülkesi yerine, kendi ülkesindeki ekonomik ve sosyal şartlar nedeni ile tedavi için başka ülkeleri tercih eden insanların çekilmesi ve bu sayede kazanç sağlanması olmalıdır.”
Skal, liderlerinin küresel turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalıştığı uluslararası bir kuruluş. İzmir’de bu amaçla çok özel bir sempozyum düzenleniyor. Crowne Plaza’daki bu sempozyumla ilgili Aksaç, şunları söylüyor:
“Sempozyumdaki konuşmacılar özellikle ‘Sağlık Turizmi’ konusunu çok yakından takip eden profesyoneller arasından seçildi. Böylelikle sunulan tüm bilgilerin gerçek rakamlara ve ekonomik verilere dayandırılması amaçlandı. İzmir’in neler kaçırdığını daha iyi anlama şansımız doğacak. Şehrimizin kaynaklarından doğru yararlanabilmek ve elimizdeki zenginlikleri ve fırsatları birlikte değerlendirme şansını yaratmak istediğimiz bu sempozyumda bu işi yapan turizmci ve tıp çevrelerine söz hakkı verilerek yaşanan sıkıntıların dinlenmesi ve bu sıkıntılara çözüm yollarının üretilmesi amaçlanıyor.”
Paylaş