Paylaş
Türkiye gibi KOBİ’lerin ve aile şirketlerinin ağırlıklı olduğu bir ülkede TAİDER gibi kurumlara önemli görevler düşüyor.
Aslında aile şirketlerinin kurumsallaşması meselesi bize özgü bir konu değil. Örneğin Almanya ve Fransa’da ikinci, üçüncü kuşaklar arasında yaşanan çatışmalardan dolayı şirketler ya parçalanıyor ya da satış aşamasına geliyor.
Dünyada rekabet artıyor, maliyet hassasiyeti kadar kalite öne çıkıyor.
Böyle bir dönemde şirketlerin yarınlara hazır olması gerekir.
Uluslararası yönetim ilkelerine sahip, ülkelerine değer yaratan ve sürdürülebilir kurumlar haline gelmek için şirketlere düşün görevler var.
İşte bu deneyimler TAİDER’in en önemli konu başlıkları arasında...
Üyelerinin en iyi uygulamaları ve çözüm gerektiren sorunları deneyimlerini katarak paylaşabilecekleri bir ortam yaratmak gerçekten önemli...
TAİDER’in kuruluşunun üzerinden 9 yıl geçmiş.
İzmir’de kurulan derneğe 214 aile şirketi üye... 18-40 yaş arası gelecek nesiller olmak üzere 716 aile üyesi de var.
Uluslararası platformda şirketlerinin oluşturduğu İsviçre merkezli Uluslararası Aile İşletmeleri Ağı Family Business Network International’ın Türkiye paydaşı... 65 ülkede 15 bin aile şirketi üyesinin buluştuğu 4 bin aile şirketinden oluşan bir topluluk olan FBN’de de TAİDER üyeleri temsil ediyor.
TAİDER’i önemsiyorum.
Ve Türkiye’deki aile şirketlerinin kurumsallaşmasında önemli bir rol üstlendiğini düşünüyorum.
İzmir’den Türkiye’ye armağan
TAİDER’in İzmir’de kurulmuş olmasının ayrı bir değeri var. Belki İzmir son 30 yılda kendini anlatmakta zorlandı ama bu algının son yıllarda değiştiğini de düşünüyorum. Türk sanayisinin ilklerini hep İzmirli iş insanları yapmıştır. Güçlü kurucuların, güçlü kadroların gelecek nesillere anlatacakları çok şey olduğunu düşünüyorum. Şunu unutmamak lazım. İzmir’den çıkan bu dernek artık bütün Türkiye’nin kurumsallaşma yolculuğunda...
Destekliyoruz.
Dev şirketlerle bağ
kurmak çok önemli
CANDAN Çilingiroğlu tanıdığım en güçlü kadın yöneticilerden biridir. TAİDER’in başkanlığında da farkını ortaya koydu. Şimdi yeni bir başkan var. Tekin Urhan...
Yeni yönetimde çok yakından tanıdığım Feyyaz Ünal, Temel Şen de var. Başak Kurtoğlu, Ahu Serter, Berna Aşiroğlu, Gülçağ Gencer de diğer üyeler...
Başkan Tekin Urhan ile konuştuk.
65 ülkede olan FBN’deki devlerle Türk şirketleri arasında güçlü bir bağ kurmak istiyor.
Diyor ki;
“Adler, Ariston, Ericcson, Ferrari, France Air, Galery La Fayette, Henkel, Nestle, Villary and Boch gibi firmaların üye olduğu FBN (Family Business Network) ağındaki şirketlerin kurumsallaşma deneyimlerini öğrenmek istiyoruz. Türk şirketlerinin artık uluslararası markalaşma yolunda adımlar atmasını istiyoruz. Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedeflerine paralel adımlar atacağız. Kuzey yıldızı sürdürülebilirlik projelerini işletmelerimizle paylaşacağız. Aile şirketlerinde referans kurum olacağız.”
Elbette yapılacaklar listesi uzun...
Ama aile şirketlerinin nesilden nesle aktarılabilmesi için kurumsallaşmayı tamamlamak gerekir.
Her anayasa her şirkete uymaz
BİR kere şunu unutmayın.
Şirketler bazı kuralları yazılı hale getirmeli. Buna ister şirket anayasası deyin, ister manifesto ama mutlaka bunları yazın.
Mümkünse bunu dışarıdan, üçüncü göz olan danışmanlık şirketlerine yaptırın.
Ama kendi gerçeklerinizi, dünya görüşünüzü, şirket kültürünü de bu metne yazın.
O yüzden kalıplaşmış ilkeler bütünü yerine kendinize en uygun olanları sıralayın.
Duygular yerine mantığı, geçmiş yerine geleceği düşünün.
İyi örnekleri alın, kötülerden ders çıkarın.
Unutmayın.
Bütün dünyada üçüncü, dördüncü nesle geçen şirket sayısı azalıyor.
Eğer şirketinizi seviyor ve büyümesini istiyorsanız; kurumsallaşma adımlarını mutlaka atın.
Galiba Çeşme Bodrum daha pahalı
SORMUŞTUM;
“Çeşme, Bodrum mu ucuz; Mikanos, İbiza mı?” diye...
O kadar çok mesaj geldi ki...
Ve anlıyorum; Çeşme’nin, Bodrum’un artan fiyatlarından herkes şikayetçi...
Ben yazmış olayım da...
Paylaş