Şimdi sıra algıyı tersine çevirmekte

19 yıl...

Dile kolay...
Bir proje için bu kadar beklenir mi?
Bir insan ömrü için uzun, bana göre bir kent için de artık uzunca bir süre...
Dünya o kadar hızlı değişiyor ki; bu kadar yıl beklemeye artık kimsenin tahammülü yok.
Dünya Ticaret Merkezi’nden bahsediyorum.
1997’de ihalesi yapıldığında Türkiye’de sadece iki alışveriş merkezi vardı.
İlki Galleria Ataköy Alışveriş Merkezi’ydi ve 1 Ekim 1988 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından açılmıştı.
İkincisi 18 Aralık 1993 yılında açılan Akmerkez idi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan ihaleyi Güç Yapı ve EGS kazanmıştı.
İzmir’in çok ortaklı ve örnek gösterilen bu iki şirketi yükseliş trendindeydi ve bu alanda da bir ilke imza atmayı planlıyorlardı.
Ama bekledikleri gibi olmadı.
Üst üste açılan davalar, itirazlar ve geçen 19 yıl...
Dünya Ticaret Merkezi bir sembol oldu.
İyi anlamda bir sembol olsaydı; sorun yoktu.
İzmir’e yatırım yapmak isteyenlerin önünde hep soru işaretini akıllara getiren, bir “olumsuzluk sembolü” oldu.
Dün TMSF bir kez daha burasıyla ilgili ihaleye çıktı ve bu sefer Mesut Sancak, Rıza Akça ve Namet’in de içinde bulunduğu konsorsiyum ihaleyi aldı.
Eminim bu olumsuz hava bu sefer dağılacak, geç de olsa Basmane “utanç çukuru” olmaktan çıkacak, bu bölgede kentsel dönüşümü hızlandıracak güzel bir yer olacak.

Kamunun kaybı yok aksine menfaati var

Dünya Ticaret Merkezi’yle ilgili itirazların esas konusu “kamu menfaatinin” korunmadığı yönündeydi.
Herkesin içi rahat olsun.
Kamu menfaati korunuyor, hatta fazlasıyla korunmuş oluyor.
Nasıl mı?
1997’deki ihalede Güç Yapı ve EGS, projede 6 bin 631 metrekarelik bir kültür merkezi ve 15 yıl işletmeden sonra Kahramanlar’da devredilecek bir otopark yapmayı taahhüt ediyor.
1998’de sözleşme tadil ediliyor, belediye hakları artırılıyor.
2014’teki yeni sözleşmeyle başlangıçta 6 bin 631 olan inşaat alanı 31 bin 200’e yani 5 katına çıkarılıyor.
Projenin tamamlanmasından sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni hizmet binası burada olacak.
Üstelik yine başta söz verilen kültür amaçlı salonların sayısı da artacak.
Kamunun bir kaybı olmadığı gibi kazancı da var.

İyi semboller olsun

Folkart İnşaat’ın Başkanı Mesut Sancak diyor ki...
“İzmir’e 10 yıl önce geldim. Ama kendimi İzmir’de doğmuş gibi İzmirli hissediyorum. Bu kenti seviyorum ve İzmir’in geleceğine inanıyorum. Burada iş yapan şirketlerin kentin ekonomisi kadar sosyal hayatına da hizmet etmesi gerektiğine inanıyorum. Bizim bu projede yer almamızın nedeni budur. Bu projeyi İzmir’in en prestijli yerlerinden biri yapmak istiyoruz. Örneğin İstanbul’da Zorlu Center; konserlerin, etkinliklerin buluşma adresi oldu. Dünyanın en önemli sanatçıları gelip buralarda konser veriyorlar. Biz de İzmir’e böyle prestijli bir yer kazandırmak amacındayız. Şirketlerimizin hayalleriyle kentimizin hayalleri birbirine uyumlu olmalı. Belki de Folkart Sanat Galerisi’ni buraya taşımayı planlıyoruz. İstiyoruz ki; İzmir’in akla gelen iyi sembollerinden biri burası olsun...”
Bu yorumu beğendim.
Çünkü İzmir daha fazlasını hak ediyor.
Boşa geçen yılları konuşmak yerine artık geleceği konuşmamız gerekiyor.

Proje için halka sorulacak

Çok konuşulan bir proje Dünya Ticaret Merkezi...

O yüzden yine sorgulanacaktır.

Ama size iyi bir gelişmeden bahsedeyim.

İhaleyi alan konsorsiyum buraya yapılacak projeyi İzmirlilere sormayı planlıyor.

Yani tek değil; birkaç proje yapılacak.

Ve halka denilecek ki...

“Hangisini tercih edersiniz...”