Sanatçı dostlar bu platforma üye olun

BU dönemin en büyük mağdurları da sanatçılar oldu.

Haberin Devamı


Tiyatrolar kapalı, sinema salonları da öyle...
Yeme içme sektörü de durunca müzisyenler de ne yapacaklarını bilemediler.
Düğünler, davetler, özel toplantılar azaldı, daha doğrusu yapılamadı.
Bizde özellikle müzisyenler aldıkları kaşelerle hayatlarını devam ettikleri için bu etkinlikler olmayınca büyük bir mağduriyet oldu.
Özellikle lokal sanatçılar arasında intihar edenler oldu. Bu haberler hepimizin içini sızlattı.
Bu süreçte bütün dünyayı yakından takip ettim.
Birçok ülke sanatçılarına önemli destekler verdi.
Çoğu zaten kayıtlı ve bir çatı altında oldukları için de sağlık hizmetleri karşılandı, geçimleri için asgari bir gelir ödendi.
Bu konuda biz gerçekten de çok geride kaldık.
Bazı çatı örgütleri, vakıfları var ama onların da almaları gereken çok yol olduğunu görüyorum.
Geçen gün ilgimi çeken bir sohbete denk geldim.
Merve Eryürük, Zafer Şanlı, Alpay Şalt Instagram canlı yayınında sektörün sıkıntılarını konuşuyorlardı.
www.muzikplatformu.com üzerinden bir yol haritası çizmeye çalışıyorlardı.
Programı sonuna kadar izledim.
Platformun kurucusu Merve Eryürük diyor ki;
“Türkiye müzik endüstrisinin ihtiyacı olan desteği görebilmesi için görünür olma ihtiyacı var. Görünürlük için de veri gerekiyor. Platformu o yüzden kurduk. Platformun ilk hedefi web sitesinden müzik endüstrisinde çalışan herkesin bilgilerini girmesi... Bu bilgilerle müzik endüstrisinde çalışan kişi sayısı, sigorta durumu, meslek kollarına ulaşılabilecek.”
Anladığım kadarıyla Türkiye’nin böyle bir envanteri, istatistiki bilgileri yok.
Peki sonra ne yapacaklar?
Merve Eryürük şöyle diyor;
“Sanatçıların ve müzik endüstrisi emekçilerinin ihtiyaçlarına, çalışma koşullarına göre sigorta mevzuatının iyileştirilmesi ve çalışan herkesin sosyal güvencesinin sağlanmasını istiyoruz. Müzik endüstrisinde çalışan herkesin mesleki yeterlilik belgesi almasını teşvik ediyoruz. Bu belgeyle resmi ve özel kuruluşlarda mesleklerini icra ettiklerine dair başka herhangi bir dokümana ihtiyaç duymamalarını arzu ediyoruz. Mesleki yeterlilik belgesinin sağlayacağı faydalardan müzik endüstrisi çalışanlarının da faydalanmasını istiyoruz. Örneğin SGK teşvikleri...”
Projeyi destekleyen kurumlar arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı da var. Tabii MÜZİK-SEN, MESAM, MÜYORBİR, MÜYAP, MÜYABİR, TOBB Kreatif Meclis de...
2 bin 348 kişi sisteme giriş yapmış. Oysa bizim sanatçı dostlarımızın sayısı o kadar fazla ki...

Haberin Devamı


Ölçebildiğini geliştirebilirsin

Haberin Devamı

MÜZİK endüstrisinde çalışan kişilerin özelliklerine dair sorular yöneltiliyor bir de SGK konusu için birkaç spesifik soru var.
Rakamlar çarpıcı...
Bugüne kadar 2 bin 315 başvurudan, 2 bin 42’si erkekmiş, sadece 765 kişi SGK’lıymış, bin 987 kişinin tek geliri müzikmiş.
Endüstriye dair şu bilgileri görmeyi arzu ediyorlar.
Gerçekleşen konser, festival sayısı, satılan bilet sayısı, fiziki satış sayıları, dijital satış sayıları, çıkan albüm sayıları, üretilen müzik alet sayısı, satılan müzik alet sayısı, konser salon sayısı, istihdam sayısı, yıl içinde üretilen yeni eser sayısı, stüdyo sayısı...
Bana göre her bir başlık önemli ama sayıların, istatistiklerin, verilerin karşılığı yok.
Olmayınca da sektör ne yapacağını bilemiyor.
Merve Eryürük diyor ki;
“Bu verileri tek bir yerde, her sene güncellenerek görsek harika olur. Ben bunu görmeyi hayal ediyorum ve bunun için çalışmaya bir yerden başladım. Bu veriler dağınık bir şekilde değişik yerlerde mevcut, tek bir yerde toplanması endüstrinin bütününü görmemizi sağlayacak; ne kadar ilerledi veya neden ilerleyemediğini görmemize yardımcı olacak.”
Eryürük çok haklı...
Özetle ölçebildiğini geliştirebilirsin.

Haberin Devamı


Bir büyük sektör çok zorda

BİR kez daha yazma ihtiyacı hissediyorum.
Yeme içme sektörü o kadar sıkıntılı günler yaşıyor ki...
Pandemi sonrası kim ayakta kalır bilemiyorum.
Çünkü her sektör bir şekilde çalıştı.
Kapasiteleri düşük de olsa, şartlara uygun şekilde bir yol kendilerine buldu.
Ama restoranlar, lokantalar, kafeler, işletmeler ne yapabilirdi ki...
“Kapatın” dendi, kapattılar.
“Açın” dediklerinde açtılar ama o da çok kısa sürdü.
Kapanmalar açılmalarla bu iş olmayacak.
Kalıcı çözümler gerekiyor.
Açık yazıyorum.
Sektör kredi ve kira desteği, vergi muafiyetleri istiyor.
Krediler yapılandırılmaz, ertelenmezse büyük zincirler bile yola devam edemezler.
O yüzden devletin bu son kapanma döneminde desteklerini artıracağını umut ediyorum.
Ve hepimize düşen görevler bulunuyor.
Maalesef pandemi sürecini vatandaş olarak kötü yönettik.
Kendi karantinamızı yapamadığımız için büyük bir sektörü çaresiz hale getirdik.
Dilerim 17 günlük kapanma vaka sayılarını düşürür ve bu işletmeler de bir daha kapanmamak üzere açılırlar.

Haberin Devamı


Eline bir şey alan
kenti dolaşıyor

PAZAR günü gazeteye gittim.
İşlerimi bitirdikten sonra kent merkezinden geçtim.
İnanın yasak var mı, yok mu anlayamadım.
Eline bir poşet alan bütün kenti dolaşıyor.
Sıkılan kendini dışarı atıyor.
Bak kardeşim...
Bu salgın böyle bitmez.
“Evde kalın” deniyorsa evde kalacaksın.
“Karantinanı tut” deniyorsa o tedbirleri yapacaksın.
Hafta sonu tam kapanma önermiştim.
Perakende zincirlerinin pazar kapalı olması bir ölçüde başarı getirebilir.
Ama bu sefer emniyet güçlerine de büyük bir görev düşüyor.
Denetimleri artırmalı, hiçbir şekilde taviz vermemeliler.


Türk aşısını bekliyorum

BÜYÜK ihtimal 17 günlük kapanmadan sonra direkt yaz moduna geçilecek. Her şey bitti zannedilecek. Dışarıda, açık alanda virüs bulaşmayacak sanılacak. Öyle ya da böyle iyi bir yaz geçirilecek.
Ve sonra sonbahara doğru virüs kendini yeniden hatırlatacak.
Bu pandemi aşılar artmadan bitmeyecek. O yüzden Türkiye’nin daha çok aşılama yapması gerekir. Türk aşısını o yüzden sabırsızlıkla bekliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları